İçişleri Bakanımız halatla minare düzeltir gibi yapıp, sureti demokrattan görünerek şekli demokrasiyi işletmeye devam etmekte kararlı Her güne bir demeç kampanyası kapsamında İçişleri Bakanımız konuşmaya devam ediyor. Her demeciyle çoğulculuğa, demokrasiye olan inancını ifade edip anayasanın başlangıç kısmında bahsedilen biz demokrasiye âşık Türk evlatlarını memnun ediyor. Geçen cumartesi günü Sayın Şahin, hükümetinin eleştiriye ne kadar […]
İçişleri Bakanımız halatla minare düzeltir gibi yapıp, sureti demokrattan görünerek şekli demokrasiyi işletmeye devam etmekte kararlı
Her güne bir demeç kampanyası kapsamında İçişleri Bakanımız konuşmaya devam ediyor. Her demeciyle çoğulculuğa, demokrasiye olan inancını ifade edip anayasanın başlangıç kısmında bahsedilen biz demokrasiye âşık Türk evlatlarını memnun ediyor.
Geçen cumartesi günü Sayın Şahin, hükümetinin eleştiriye ne kadar açık olduğunu anlatıverdi. Tarihine sahip çıkan bir muhafazakâr olarak durumu Mimar Sinan’ı örnek vererek izah etti.
Bakanın anlattığına göre zamanında bir ‘fitneci’, Süleymaniye Camii’nin minaresinin eğri olduğunu söylemiş. Bunun üzerine Mimar Sinan, minareyi halatla çekerek düzeltir gibi yapıp fitnecinin çenesini kapatmış.
İşte bu güzel hikâyeyi anan Sayın Bakan, nutkunun en heyecanlı yerinde yapıştırıveriyor özlü sözü: “Koca minare halatla çekilerek düzelir mi?”
Düzelmez elbette.
İşte bu sebeple sözlerine şöyle devam etti bakanımız:
“Mimar Sinan gibi büyük bir usta, minare hikâyesine o tarihte, o dönemde hata bulan ve onun üzerinden fitne geliştirenler; olduğu gibi aynı zihniyet, aynı karakter, aynı yaklaşım dünya döndükçe değişmez.”
Müthiş bir edebi yetenekle Mimar Sinan’ın ustalığını kendi hükümetinin ustalığına bağlayan İdris Naim Bey haklı olarak yakınıyor:
“Yapılanlar hükümetimiz, belediyelerimiz için bir şekilde eleştiriliyor. Eleştirilebilir. Ama biz bunları yok saymıyoruz. Biz de yerine göre bunlara birer ip, birer halat takarak düzeltmek durumundayız.”
Tabii biz koca minarenin halatla çekilerek düzelmeyeceğini bildiğimiz için Sayın Bakan açısından kendilerini her eleştirenin fitneci olduğunu anlıyoruz. Ancak bakanımızın demokrasiye inancı tam.
Eleştirileri, fitnecileri görmezden gelmemesi bundan. Bunun yerine halatla minare düzeltir gibi yapıp, sureti demokrattan görünerek şekli demokrasiyi işletmeye devam etmeye kararlı.
Eleştiren fitneci, kendileri usta. Zaten partileri de bir tane.
Ne diyor aynı konuşmasında Sayın Bakan:
“Türkiye’de çok parti var. Ama AK Parti tek. Bir şey daha tek. Türkiye’de çok genel başkan var, lider olmaya çalışan var. Ama hem lider, reis, genel başkan hem de başbakan tek.”
Daha önceki bir açıklamasında devleti hayatın ta kendisi ilan ederek Mussolini’yi ne kadar yakından takip ettiğini ispat etmişti bakanımız. Bu son açıklaması ise Alman siyasetinin literatüre katkısı olan führerprinzip’ten ne kadar etkilendiğini göstermiş oldu. Koca Heiddegger’i etkileyen führerprinzip, İdris Naim Şahin’i de es geçmemiş belli ki.
İyi oluyor böyle. Uzun zamandır unuttuğumuz Mussolini makalelerini, ne bileyim Robert Ley’in “Führer her zaman haklıdır” konulu parti içi motivasyon nutuklarını bu vesileyle hatırlıyoruz.
Bu İçişleri Bakanı iyi oldu. Önderine bağlı. Lider-reis-genel başkan-başbakan unvanıyla taçlandırdığı o tek iradenin içinde erimekten kıvanç duyuyor, belli.
Bu kıvancı paylaşmayıp da kendilerini eleştiren ‘fitneci’leri şimdilik minareyi halatla çeker gibi yapıp oyalayacak. Sonra ne yapacak? Yine halat çekecek mi? O vakit geldiğinde o halatın ucunda kim ya da ne olacak?
Beklemesi çok meraklı, çok heyecanlı.
Bakın ne diyor aynı konuşmada Sayın Şahin:
“Alttan işimize gideriz, yine de dağın üstünde gezeriz. Orada da gezinti yaparız, eğer oralarda birileri de varsa hani bizi rahatsız eden, onların da icabına bakarız.”
Eleştiren fitneci, lider tek, rahatsız edenin de icabına bakılır.
Demokrasimiz güvende, Bakan Şahin görevde.
Bu bakan iyi oldu. Vallahi çok iyi oldu.