Yazının başlığı 1970 veya öncesince doğmuş kişilere bir diziyi anımsatabilir. 1979 yılında TRT’de yayımlanan bu dizi o zamanlar çok ilgi toplamıştı. ABD’de 1976’da yayımlanmaya başlayan ve özgün adı, “Rich Man, Poor Man” olan 12 bölümlük bu dizide biri zengin, biri yoksul iki kardeşin öyküsü anlatılıyordu. Dizi Irwin Shaw tarafından yazılan bir romandan yola çıkılarak yaratılmıştı. […]
Yazının başlığı 1970 veya öncesince doğmuş kişilere bir diziyi anımsatabilir. 1979 yılında TRT’de yayımlanan bu dizi o zamanlar çok ilgi toplamıştı. ABD’de 1976’da yayımlanmaya başlayan ve özgün adı, “Rich Man, Poor Man” olan 12 bölümlük bu dizide biri zengin, biri yoksul iki kardeşin öyküsü anlatılıyordu. Dizi Irwin Shaw tarafından yazılan bir romandan yola çıkılarak yaratılmıştı.
Biri zengin, biri yoksul iki kardeşin öyküsünü izleyen nice izleyici, ABD’de, Türkiye’de ve başka birçok yerde yoksul kardeşin tarafını tutarken, yoksul kardeşi oynayan Nick Nolte üne kavuşmuştu. Dizinin başarılı olması ardından devamı da çekilmiş ve ilgi toplamıştı.
Yoksulluk
Yoksulluk gerçek yaşamda en az bu dizide olduğu kadar dramatik yaşanıyor. ABD’de zenginler ve yoksullar arasındaki uçurum ve zengin olma rüyası hiç bitmeyen bir dinamik.
ABD’de nüfus sayımına dayalı istatistikler yoksulluğun tırmanışta olduğunu gösteriyor. 2010 yılında yaklaşık 46 milyon kişinin resmi yoksulluk sınırının altında yaşadığı tahmin ediliyor. Bu neredeyse her altı kişiden birinin yoksulluk sınırının altında kaldığı anlamına geliyor. Bu büyük kitlenin yaklaşık 16,4 milyonu ise çocuklardan oluşuyor.
Yoksulluk sınırı altındaki yaklaşık 46 milyon kişinin neredeyse yarısının – 20 milyon kişinin – ise “derin yoksulluk” ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Dünyanın en zengin ülkesi ABD’de milyonlarca insan, devlet kurumlarının temel gereksinimler için gerekli gördüğü gelirin yarısına bile sahip olmadan yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Resmi yoksulluk sınırı dört kişilik bir aile için yıllık olarak yaklaşık 22 bin dolar veya bir kişi için 11 bin dolar. Birçok kuruluş bu tutarın doğru düzgün bir yaşam sürdürebilmek için hiç de yeterli olmadığı düşüncesinde. Yoksulluk sınırının yükseltilmesiyle çok daha korkunç bir tablo ortaya çıkıyor. Bu tahminlerden birine göre, yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısı 100 milyon. Bu, ABD’de her üç kişiden birinin yoksul olduğu anlamına geliyor.
Genç yetişkinler
Yoksulluğun tırmanışında en önemli etkenlerden biri işsizlik. İşsizlik artarken, milyonlarca insanın geçici veya asgari ücret getiren işlerde çalışması da olağanlaşıyor. Gençlerin önünde oldukça kara bir tablo var. 15-24 yaş aralığındaki kişilerin gelirlerinde yüzde 9 düzeyinde bir düşme olduğu belirtiliyor. 25-34 yaş aralığındaki yaklaşık 6 milyon kişi anne babaları veya başkaları ile yaşayarak durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Bu yaklaşık yüzde 25 düzeyinde bir artışa denk düşüyor. Bu kesimdeki genç yetişkinlerin yüzde 8’i yoksulluk sınırı altında görülse de, eğer anne babalardan gelen destek olmasa bu oranın yüzde 45 düzeyinde olabileceği tahmin ediliyor.
Yoksulluk ve çocuklar
Yoksulluğun artışı ile milyonlarca çocuğun yoksulluk içinde yaşamak zorunda kalması kaçınılmaz. 2010 nüfus sayımına göre yaklaşık 16,4 milyon çocuk yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Yoksulluğun çocuklar için ne anlama geldiği ve ne gibi etkileri olduğu ise çocukların refahını önemseyen kurum ve kuruluşlar tarafından yakından takip ediliyor.
Annie E. Casey Vakfı’nın her sene yayımlanan “Kids Count” başlıklı incelemesinde (bkz: www.kidscount.org) yoksulluğun her beş çocuktan birini etkilediği vurgulanıyor. Her beş eyaletten dördünde yoksul çocuk sayısında artış görülüyor.
Yoksulluğun temel nedenlerinden biri olan işsizlik ile ilişkili bir gösterge çok çarpıcı: 2010 yılında 8 milyon çocuğun annesi, babası veya her ikisi birden iş aramaktaydı. Bu sayı 2007’den 2010’a tam iki katına çıkmıştı.
Her beş çocuktan birinin, yani çocukların yüzde 20’sinin yoksulluk sınırı altında bulunması elbette rastlantısal değil. 2000’den bu yana yoksulluk sınırı altında bulunan çocuk sayısı büyüdükçe büyüyor. Bu artış yaklaşık 2,5 milyon çocuğun daha yoksulluk sınırı altında bulunması demek.
Geçici değil
Bu sayılar iki noktaya ışık tutuyor: ABD’de çocuk yoksulluğu rastlantısal veya geçici değil; tam tersine düzenin bir parçası. Milyonlarca çocuk sürekli olarak yoksulluk içinde yaşıyor. Çocuk yoksulluğunun en düşük olduğu eyaletlerde bile yüzde 10 düzeyinde çocuk yoksulluğu var. Diğer yandan ekonomik çöküş, çöküş sırasında zenginlerin payına düşenin her nasılsa artması ve savaş endüstrisine aktarılan bütçe ile var olan çocuk yoksulluğu sorunu daha da ciddileşiyor.
Yoksulluğun ve yoksulluk içinde yaşayan çocukların dağılımı da ABD’de var olan eşitsizlikleri çok açık bir şekilde yansıtıyor. Çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu kesimler, siyahlar (yüzde 36), Kızılderililer (yüzde 35) ve Latin kökenliler (yüzde 31).
Çocukların refahını önemseyen kuruluşlardan biri olan Children’s Defense Fund, Çocukların Durumu 2011 Raporu’nda var olan durumun çok ciddi olduğunu ve mutlaka önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Raporda ele alınan göstergeler yalnızca ekonomik göstergeler değil. Raporda yoksulluk ile birlikte sağlık, beslenme, erken dönem çocuk gelişimi, okuma yazma, silahlı şiddet gibi göstergeler de incelenmiş.
Gerek bu raporda, gerekse Annie E. Casey Vakfı’nın raporunda ele alınan tüm göstergeler ABD’de çocuklarının durumunun hiç iyi olmadığını gösteriyor. Örneğin, bebek ölümleri diğer endüstrileşmiş ülkelerden daha yüksek. Sağlık hizmetlerinden yararlanamayan çocukların sayısı ise milyonları buluyor. Diğer yandan, okula giden çocukların birçoğu bulundukları sınıf düzeyinin altında okuma becerilerine sahip.
Artan yoksulluk ile çocuklarının temel gereksinimlerini karşılayamayan anne baba sayısı artarken, yoksulluğun gerginlik, endişe, bunalım yaratması ve aile içi şiddet ile madde kullanımı olasılığını arttırması da söz konusu.
Ekonomik bunalımla birlikte evlerine el konulan ailelerin sayısında ise 2007’den bu yana büyük bir artış var. Bu durumdan etkilenen çocuk sayısı 5 milyondan fazla. Barınma başlı başına devasa bir sorun durumunda. Yoksulluk ile boğuşan insanların ellerine geçen paranın üçte birini kira vb. ödemelere harcaması söz konusu. 2009 yılında yaklaşık 21 milyon çocuğun bu sorundan etkilenen bir hanede yaşadığı tahmin ediliyor.
Çocukların refahını önemseyen kuruluşların önerileri, sosyal devlet anlayışına uygun önlemlerin alınması yönünde. Acı olan, bu önlemlerin çoğunun birçok eyalette yönetim tarafından ortadan kaldırılmak istenen hizmetleri içermesi.
Zengin olma rüyasının anayurdu ABD’de yoksulluk ve çocuk yoksulluğu artarken, sorunun yoksullardan değil zenginlerden kaynaklandığı üzerinde titizlikle durmak gerekiyor. Zengin ve yoksul arasındaki uçurum hiç bitmeyen bir dizi gibi sürdükçe, çocuklara daha güzel bir dünya sunulması yalnızca bir düş. Hem ABD’de, hem Türkiye’de…
Zengin ve yoksula ileride yeniden dönmek üzere…