Akdeniz’de İsrail’le savaş senaryolarının körüklendiği günlerde Dışişleri’nin “gece yarısı” açıklamasıyla duyurduğu, NATO’nun füze erken uyarı sisteminin(kalkan/radar) Türkiye’ye yerleştirileceğinin kabul edildiğine ilişkin gelişmeler kapsamlı bilgilendirme ihtiyacı doğurmakta. TBMM tatilde olduğu için hükümetten şu ana kadar tereddütleri giderici bir açıklama gelmedi. CHP Mersin milletvekili Ali Rıza Öztürk, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelttiği önergede “8 ay sonra ne […]
Akdeniz’de İsrail’le savaş senaryolarının körüklendiği günlerde Dışişleri’nin “gece yarısı” açıklamasıyla duyurduğu, NATO’nun füze erken uyarı sisteminin(kalkan/radar) Türkiye’ye yerleştirileceğinin kabul edildiğine ilişkin gelişmeler kapsamlı bilgilendirme ihtiyacı doğurmakta.
TBMM tatilde olduğu için hükümetten şu ana kadar tereddütleri giderici bir açıklama gelmedi.
CHP Mersin milletvekili Ali Rıza Öztürk, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelttiği önergede “8 ay sonra ne değişti de bu karar alındı?” sorusuna yanıt arıyor:
“1- TBMM 23. döneminde verdiğim soru önergesine 29 Aralık 2010 tarihli yazıyla ‘bu sistemin, hangi müttefik ülkelerde yer alacağı belirlenmemiştir…’ şeklinde yanıt vermiştiniz.
8 ay sonra şimdi de bir gece yarısı açıklamasıyla, NATO’nun füze erken uyarı sisteminin Türkiye’de yerleştirileceğinin kabul edildiği belirtildi.
Ülke güvenliğini bütünüyle tehlikeye atacak böyle bir sistemin, Türkiye topraklarında kurulmasına kim ya da kimler karar vermiştir?
2- Çek Cumhuriyeti ve Polonya’nın karşı çıktığı Füze kalkanı projesinin radarlarının, Türkiye’de konuşlandırılması hangi zorunluluğun sonucunda kabul edilmiştir?
Radarların, İran füzelerinin menzilinin dışındaki bir NATO ülkesinde konuşlandırılması daha doğru olmaz mıydı?
3- Radarların, Türkiye’de konuşlandırılması İran’la ilişkilerimiz üzerinde olumsuz etki yapmayacak mıdır?
4- Bu radarların, İran ile İsrail arasındaki bir füze savaşında devreye girmeyeceğinin garantisi var mıdır? Füze Kalkanı radarlarından çıkan bilgiler, doğrudan veya ABD ya da başka bir ülke üzerinden dolaylı yoldan da olsa İsrail’e ulaştırılmayacağının güvencesi var mıdır?
5- İran’ın fırlatacağı füzenin, NATO ülkesine mi, yoksa İsrail’e mi yöneleceği belli olmadan imha edileceğinden İsrail, bu korumadan aynı ölçüde yararlanmış olmayacak mıdır?
6- Füze kalkanının mürettebatının kimlerden oluşacağı, her şeyden önce kumanda düğmesinin, kimin elinde olacağı belirlenmiş midir?
7- Füze kalkanı sisteminin ateşlenmesinden önce NATO konseyinin
toplanıp karar vermesi için yeterli süre olacak mıdır? Olmayacaksa bu yetki kime devredilecektir? Yetkili kılınacak NATO askeri karargâhında bir Türk subayının bulunması, Türkiye’ye füzelerin ateşlenmesini engelleme hakkını verecek midir?
8- Bu kararı Meclis’te tartışmadan, bir bürokrat tarafından yapılan bir açıklamayla oldu bittiye getirip geçiştirmek, demokratik siyaset açısından doğru mudur?”
Bize göre füze kalkanı “Palmer Raporu”ndan çok daha önemlidir.
Mavi Marmara ve İsrail polemikleri arasında gürültüye gitmemelidir.
TBMM kararı dışında halka da sorulmalıdır.
Füze kalkanına hayır!
ABD çıkarları uğruna, NATO’nun çöplüğü olmayalım!