Herkes dayak yiyebilir ama polis yerse, bir memura vurduğumuz için çok daha kötü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkevleri üyesi Dilşat Aktaş’ın bir polis memuru tarafından yumruklanmasına ilişkin soruşturmada, görüntülerde tespit edilmesine rağmen, yumruğun ‘savunma amaçlı’ olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi… Polis Deniz Naci Uruçay, savcılığa verdiği ifadede, “Eğer vurabilmiş olsaydım, o kişinin burnu veya çenesi kırılırdı” […]
Herkes dayak yiyebilir ama polis yerse, bir memura vurduğumuz için çok daha kötü
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkevleri üyesi Dilşat Aktaş’ın bir polis memuru tarafından yumruklanmasına ilişkin soruşturmada, görüntülerde tespit edilmesine rağmen, yumruğun ‘savunma amaçlı’ olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi… Polis Deniz Naci Uruçay, savcılığa verdiği ifadede, “Eğer vurabilmiş olsaydım, o kişinin burnu veya çenesi kırılırdı” dedi. Bence de polisimizin vurduğu yerde kıkırdak mıkırdak kalmazdı. Sağlam bir kafa iki ton çeker Altannn!
Bu mevzunun başlangıcı da burası… Halkevleri üyesi bir grup, Sağlık Müdürlüğü’nden izin alarak, Kızılay’da organ bağışı standı açtı. (Yani iğrenç bir niyet. Kesinlikle insanların organlarının birbirlerine takılabilmesini anlamıyorum. Ayrıca günah değil miydi?
Mesela ahlaksız birinin dalağı bana takılsa, dalaklı olmama rağmen bir dalaksız gibi yaşamak istemeyebilirim. Ben çok erdemliyim, ondan bu isyanım.) Neyse, polis, tabii ki izne rağmen gruba müdahale ederek standın kaldırılmasını istedi. Dilşat Aktaş, buna itiraz etti ve çıkan arbedede Deniz Naci Uruçay’ın yumruklarına hedef oldu. Savcılık da suç duyurusu üzerine soruşturma başlattı.