“…meğerki senin derdin zulmü ortadan kaldırmak değil de zulüm tahtına kendin oturmaksa, işte o zaman şundan emin ol; Samsun’da sana oy veren bir annenin feryadı bil ki, bir süre sonra suratının ortasında esaslı bir Osmanlı tokadı olarak şaklayacaktır… Bizden söylemesi…” İşçi annesi böyle feryat ediyor: “Müslüman olan buna göz yumar mı?” Samsun’da işten atılan sağlık […]
“…meğerki senin derdin zulmü ortadan kaldırmak değil de zulüm tahtına kendin oturmaksa, işte o zaman şundan emin ol; Samsun’da sana oy veren bir annenin feryadı bil ki, bir süre sonra suratının ortasında esaslı bir Osmanlı tokadı olarak şaklayacaktır… Bizden söylemesi…”
İşçi annesi böyle feryat ediyor: “Müslüman olan buna göz yumar mı?” Samsun’da işten atılan sağlık işçisinin annesi direniş çadırında bu soruyu soruyor: Sendika üyesi oldu diye bir işçiyi açlığa mahkum etmenin hesabını soruyor yetkililerden. “Çocuğum 4 aydır çimenlerin üzerinde yatıyor, hiç Müslüman olan buna göz yumabilir mi? Bu çocuklar ne yaptı? Hırsızlık mı, ne yaptı?”
Bir diğer işçinin annesi ise doğrudan sorumlu olarak Başbakan’ı görüyor ve ona sesleniyor: “Sayın Başbakanım sen haksızlığa uğradığın zaman senin için dua ettik, senin için ağladık. İnşallah sen başa gelirsin haksızlık yapanları utandırırsın, dedik. Ama şimdi sen bu işçileri gör, bu haksızlığı gör” diyor. Başka ne diyor anne: “Benim oğlumu ve gelinimi birlikte işten attılar. Ben şeker hastasıyım, eşimin de benim de sigortam yok. Bize kim bakacak?” diye soruyor.
Bu nasıl bir insafsızlıktır. Aynı aileden iki kişiyi birlikten işten çıkartmak. Ne yapmaya çalışıyorlar… Açlıkla mı terbiye edeceksiniz işçileri, ibret-i alem olsun mu diyeceksiniz? Bize biat etmeyenin sonu bu olur diye çarşaf çarşaf gazetelere ilan mı vereceksiniz? İşçi arkadaşımızın yaşlı annesinin veya babasının başına bir sağlık sorunu olup da hastaneye gidemediğinde ya da ev kirasını ödeyemedikleri için genç bir evli çiftin kapı dışarı edildiğini gördüğünüzde ne yapacaksınız ey Gazi Devlet Hastanesi Başhekimi, Samsun İl Sağlık Müdürü… Heyecanla Sağlık Bakanı veya Başbakan’dan gelecek tebrik mesajlarını mı bekleyeceksiniz… Kukla zorbalar olarak tarihe geçeceğinizi mi sanıyorsunuz!
Gazi Devlet Hastanesi’nin müdür yardımcısı yanına şirket patronunu da alıp bir toplantı salonuna işçileri topluyor ve “sendikadan istifa etmezseniz hepinizi işten çıkartacağız” diye tehdit ediyorlar. Bu ne cüret, bu adam nasıl kamu görevlisidir, bir taşeron şirketinin yöneticisinin yanına oturup da nasıl bu kadar pervasızlıkla suç işleyebilir. Bundan çıkarı nedir, bunun karşılığında ne verilecektir kendisine. Nerede Anayasa’nın 51. maddesi nerede Ceza Kanunu’nun 118. maddesi… Nerede hukuk, nerede demokrasi, nerede Tayip Erdoğan’ın mazlum, mağdur, garip gurebası… Hepsi mi boş, hepsi mi yalan…
Ne olacak? AKP’ye yalakalık yaptığın sürece senden iyisi yok mu olacak? Yeşil kartına, üç kuruş asgari ücrete şükredip AKP’nin rakiplerini ezip paçavraya çevirmesi karşısında korkup hayranlık besleyeceksin… Bu olursa iyi…
Ama asla hakkını aramayacaksın, soru sormayacaksın, itiraz etmeyeceksin… AKP sana neyi layık görüyorsa onunla yetineceksin… Sağlık Bakanı’nın Batmanlı görme engelli işçi arkadaşımıza dediği gibi: “Taşerondan çalışıp paranı kazanacaksın…” Gören de taşerondan çalışıp ayda 5 bin lira maaş alıyor sanır. İşçi diyor asgari ücrete köle olmak istemiyoruz, Bakan diyor “çalışıp paranı kazanacaksın.”
AKP kendi zulüm düzenini iğneyle oya işler gibi büyük bir ustalıkla ve sabırla örüyor. Evet çok iyi anlaşılıyor ki, AKP bugüne kadar eski derin devletin zorbalarını püskürtüp kalelerini bir bir fethetmekle geldi. Ama “ustalık dönemi” AKP’nin kendi zulüm düzenini inşa ettiği bir dönem olacak.
İşçi annesinden sonra bir laf da bizden, taşeron sağlık emekçilerinden olsun Başbakan’a: “Bugüne kadar ‘Müslümanlara dinini yaşatmadılar’ diye diye geldin ve işçi annemizin dediği gibi ‘bu ülkenin insanları sen haksızlığa uğradın diye senin için ağladı, dua etti’ ama meğerki senin derdin zulmü ortadan kaldırmak değil de zulüm tahtına kendin oturmaksa, işte o zaman şundan emin ol; Samsun’da sana oy veren bir annenin feryadı bil ki, bir süre sonra suratının ortasında esaslı bir Osmanlı tokadı olarak şaklayacaktır… Bizden söylemesi…”
* Tufan Sertlek
Dev Sağlık İş Yönetim Kurulu Üyesi