Tutukluluk halleri mahkemelerce kaldırılmayan sekiz milletvekilinin durumu, kabak tadı vermeye başladı… Resmen, ağzı olan herkes konuşur oldu! Dün de Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur konuştu… “Ben o dosyanın hâkimi olsaydım, tahliyeden yana oy kullanırdım. Benim kişisel görüşüm bu” demiş… Ne güzel sözler değil mi? Değil… Çünkü; HSYK’nın, hâkim ve savcı […]
Tutukluluk halleri mahkemelerce kaldırılmayan sekiz milletvekilinin durumu, kabak tadı vermeye başladı…
Resmen, ağzı olan herkes konuşur oldu!
Dün de Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur konuştu…
“Ben o dosyanın hâkimi olsaydım, tahliyeden yana oy kullanırdım. Benim kişisel görüşüm bu” demiş…
Ne güzel sözler değil mi?
Değil…
Çünkü; HSYK’nın, hâkim ve savcı atamalarından sorumlu “hâkim” başkanının, “Ben onların yerinde oysaydım, öyle yapardım, böyle yapardım” demesi en azından hoş değil…
Dahası etik değil…
Ve yasal değil!
Bu yorumu sıradan bir vatandaş ya da gazeteci olarak ben yapabilirim. Sanık avukatları yapabilir. Siyasetçiler yapabilir…
Ama; o hâkimleri atayan kadronun başkanı yapamaz; yapmamalı…
1996-2010 yılları arasında Adalet Bakanlığı’nda Personel Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimliği, Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı, Personel Genel Müdür Yardımcılığı, Personel Genel Müdür Yardımcılığı ve Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Bürokrasiyi ve hukuku hemen herkesten iyi bilir.
İyi bilmesi gereken konulardan biri de, bir HSYK Daire Başkanı’nın, durup dururken bu tür konularda siyasi sonuçlar doğurabilecek demeçler vermeyeceğidir.
Eğer bir hâkimin verdiği karara güvenmiyorsa, kararı doğru bulmuyorsa; yapacağı tek iş vardır:
O hâkimi o görevden almak!
Yani, konuşmak değil…
Ama daha önemlisi; ona bu sözleri kimin söylettiği?
Söylemesi, konuşması için kimin izin verdiği?
Başkanı bulunduğu Kurul’un üyelerinin, kendilerini de bağlayan bu demeçten haberlerinin olup olmadığı?
Bakalım daha önceki dönemlerde demeç veren kurul başkanlarını “Hâkimler kararlarıyla konuşur” diye eleştiren Bakan Bey, aynı sözleri İbrahim Okur için de söyleyecek mi?
Madem tutuklu vekilleri salıvermeyen hâkimler hatalı karar verdi; o zaman onları atayan kurulun başkanı olarak, görevlerinden alınmalarını da isteyecek misiniz?