Oldu mu şimdi Taner Yıldız? Daha Türkiye’deki nükleer santrallerin açılışı bile belli değilken, kapatılma tarihini veriyorsunuz! Tebrik ediyoruz, bir ilke imza attınız… Henüz var olmayan, izin ve etütleri tamamlanmamış, tartışmaya açık, hatta yerleri ve kimin yapacağı bile belirlenmemiş iki santral söz konusuyken şimdiden kapatılma tarihini veriyorsunuz. Acaba sevinmemiz mi gerekiyor? Üstelik “kapatma” için Malazgirt’in 1000’inci […]
Oldu mu şimdi Taner Yıldız? Daha Türkiye’deki nükleer santrallerin açılışı bile belli değilken, kapatılma tarihini veriyorsunuz!
Tebrik ediyoruz, bir ilke imza attınız… Henüz var olmayan, izin ve etütleri tamamlanmamış, tartışmaya açık, hatta yerleri ve kimin yapacağı bile belirlenmemiş iki santral söz konusuyken şimdiden kapatılma tarihini veriyorsunuz. Acaba sevinmemiz mi gerekiyor?
Üstelik “kapatma” için Malazgirt’in 1000’inci yıldönümüne işaret etmişsiniz. Vallahi içimize atom parçacıkları serptiniz.
Evelallah, ya İstanbul’un alınışının bininci yıldönümü 2453’ü hedefleseydiniz, ne yapacaktık?
Kaldı ki bir nükleer santralin ömrü, en fazla 50 yıl. MHP lideri Bahçeli tarzıyla küçük bir matematik dersiyle anlatırsak:
2071’den çıkar 50’yi, geriye ne kaldı? 2021. Eh, zaten nükleer santrallerin açılışının planlandığı tarihe denk düşüyor.
Yani siz isteseniz de istemeseniz de, Malazgirt’in bin yıldönümüne denk gelse de gelmese de, açtığınız santrali en çok 40 yılda kapatmak zorundasınız.
Öyleyse neden bize sanki özel bir tarih verir gibi yapıyorsunuz?
Hepsi kapatılacak
Malumunuz, Almanya, nükleer enerjiden tamamen vazgeçeceğini açıkladı. Santrallerin son kapanma tarihi olarak 2022 verildi.
Hal böyleyken Enerji Bakanı, Radikal gazetesine şöyle demiş: “Nükleer santraller tehlikeli ise niye yarın kapatılmıyor? Bunlar 30-40 yıllık, eski santraller, ekonomik ömürleri bitiyor.”
Bakan, ya bizi bilgisiz sanıyor… Ya da tam olarak nükleer konusuna hâkim değil. (Hangisi daha fena, bilemiyorum!)
Zira,
1. Almanya, Yıldız’ın bahsettiği yedi “eski” santrali, hemen kapatıyor. Geri kalan altı yeni santrale 31 Aralık 2021’e, en yeni üç santrale de 31 Aralık 2022’ye kadar süre tanındı.
2. Nükleer santral kurmak ve kapatmak, musluk açıp kapatmaya benzemiyor. Almanya, enerjide nükleerden arınma sürecini herhalde bir günde yapacak değil! Sırf bu bilgi bile nükleer enerjiden kurtulmanın ne kadar zorlu ve masraflı bir iş olduğunu göstermiyor mu?
3. Almanya’nın nükleere elveda demesinin nedeni, santrallerin ömrünün dolması değil. Eğer mesele bu olsaydı, eskidikçe yerlerine daha yeni, daha “güvenli” santralleri kurmaya devam ederlerdi. Fukuşima felaketinden sonra nükleer karşıtlığı iyice arttı. Hıristiyan Demokratlar, eyalet seçimlerinde ciddi oy kaybetti.
4. Anlayacağınız Merkel bu kararı mecburen verdi. Fukuşima’nın ardından nükleer güçle ilgili kurulan etik komisyonun raporu üzerine hükümet ortakları “10 yıl içinde hepsi kapatılmalı” dedi.
Japonya durdurdu
Seçim hayhuyu içinde medya, iş dünyası ve politikacılar, nedense önemli gelişmeleri itinayla gözden kaçırıyor:
Almanya, nükleer enerjiden çekilen ilk sanayileşmiş ülke olacak.
Japonya Başbakanı Naoto Kan ise yeni nükleer santraller kurmayacaklarını ve ülkesinin “sıfırdan” yeni bir enerji politikasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Oysa geçen yıl, 14 adet yeni reaktör kurulacağı açıklanmıştı.
Bizimkiler ise hâlâ nükleerin, enerji açığı için ne kadar vazgeçilmez olduğunu, Japonların kuracağı santralin “9 şiddetinde” depreme bile dayanacağını terennüm ediyor.
Allah aşkına kendimize gelelim. Japonya ve Almanya, bu dünyanın en zengin ülkeleri. Nükleer enerjinin bedeli ağır olmasaydı, hiç vazgeçerler miydi?