Çünkü, akılları ipotek altına alınmamıştır. Çünkü, duygularına ambargo konamamıştır. Çünkü, yaşam enerjileri tüketilmemiştir. Onun için gençlik! Her zaman, her yerde. Fransa’da da, Yunanistan’da da, Arjantin’de de, elbette Türkiye’de de. Şaşılacak bir şey yok. Cesaret, elinde olduğunu sandıklarını kaybetmeyi göze alanların harcıdır. ‘Elinde olduklarını sandıkları’ diyorum. Çünkü, kimsenin elinde gerçekte bir şey yoktur. Unvan, mevki, yetki, […]
Çünkü, akılları ipotek altına alınmamıştır.
Çünkü, duygularına ambargo konamamıştır.
Çünkü, yaşam enerjileri tüketilmemiştir.
Onun için gençlik!
Her zaman, her yerde.
Fransa’da da, Yunanistan’da da, Arjantin’de de, elbette Türkiye’de de.
Şaşılacak bir şey yok.
Cesaret, elinde olduğunu sandıklarını kaybetmeyi göze alanların harcıdır.
‘Elinde olduklarını sandıkları’ diyorum.
Çünkü, kimsenin elinde gerçekte bir şey yoktur.
Unvan, mevki, yetki, para, mal, yakın-uzak, üst ast denilenleri hiç kestirilmez anda kaybedebilir insan.
İnsanın kaybetmeyeceği -eğer daha evvel kaybetmemişse- sadece kendisidir.
İnsan da kendisini kaybedebilir.
İnsan kendisini paraya, mala, unvana, yetkiye satabilir.
İnsan kendisini iktidar hırsına satabilir.
İktidar hırsı salt politik alana özgü değildir.
Her alanın iktidarı vardır.
Güç sarhoşluğu, yükseklik ya da derinlik sarhoşluğu insana kendisini kaybettirebilir.
İşte, kendisini daha önce kaybetmemişse, kendisine sahip çıkabilmişse o insan cesaret sahibidir.
Gençlik dönemi buna yardım eder.
Onun için, gençler daha cesurdur.
Gençler değiştirebilir.
Gençler öne çıkabilir.
Gençler var olan durumu sarsabilir.
Elbette acı çekerler.
Dayak yiyebilirler.
Toplanıp götürülebilirler.
Ama durmaz, yeniden başlarlar.
Amaçları bir şey koparmak değildir.
Amaçları düşündüklerini anlatmaktır.
Amaçları, istemediklerini dile getirmektir.
Amaçları, toplumu uyarmaktır.
Güçlülerden istedikleri hiçbir şey yoktur.
Güçlülerin haksızlıklarını istemediklerini açıklarlar.
Haklıların yanında olduklarını belirtmek isterler.
Anlatacakları bunlardır.
Gençleri suçlayıp saldırmak yerine ne dediklerine kulak vermek akıllılıktır.
***
Ama akıllar iktidarın gücüyle bulanmıştır.
Duygular, iktidarın gücüyle öfkelenmiştir.
Davranışlar, iktidarın gücüyle saldırganlaşmıştır.
İktidarın gücü artık yanlış yoldadır, yanlış kullanılmaktadır.
Gençlik bir ülkede siyasal iktidarı değiştirebilir mi?
Hayır, yapamaz, amacı da bu değildir.
Gençlik hareketlerinin amacı siyasal iktidarı devirip yerine geçmek değildir.
1968 olaylarında da durum buydu.
68 gençliği dünyayı değiştirmek istiyordu, siyasal iktidarı değil.
Peki, dünyayı değiştirebildi mi?
Evet, değiştirdi.
Kanımca 68 gençliği dünyayı değiştirdi.
Dünya bir daha eskisi gibi olmadı.
Daha iyi olup olmadığı tartışılır, ama dünya değişmiştir.
Her hareket durumu her zaman değiştirir.
Nasıl ve nereye değiştirdiği eksene, hedefe, hıza, güçlerin doğrultusuna, yoğunluğuna bağlı olacaktır.
Ama değişim süreklidir.
Gençlik de bu değişimin hızlandırıcısıdır.
***
Başarıya ulaşmak isteyenlere bir not:
Başarı rakiplerin hatalarını bekleyerek kazanılmaz.
Başarı, rakipleri hataya zorlayarak ve o hataları ödeterek kazanılır.
Fırsat, kollanmaz yaratılır.
***
Yumurtaya gelince:
Yumurta kırmadan omlet yapılmaz…