Amerikan Washington Post gazetesine göre CIA Afganistan Devlet Başkanı Karzai’nin çevresindeki herkesi maaşa bağlamış.
Amaç Karzai’yi kontrol altında tutmak ve ne yaptığını öğrenmekmiş! Haberi okuyan Karzai ‘bunun rezalet olduğunu ve kendisiyle birlikte Afganistan halkına hakaret olduğunu’ söylemiş.

Komik!
Sanki Karzai’yi iktidara getiren CIA değil.
Sanki 8 yıldır Kabil’de oturmasını sağlayan CIA değil.
Sanki Hindistan’da doktorasını yaparken CIA adına çalışmamış.
Sanki 1994-1996’da CIA ile birlikte Taliban’ı Kabil’de iktidara taşıyan kendisi değil.
Sanki Taliban ile Washington arasında ‘ekonomik ve siyasal’ çıkarlar için arabuluculuk yapmamış.
Sanki ülkesini yolsuzluk konusunda dünya birincisi yapan kendisi ve CIA değil.
Peki ikinci olan kim?

Tabii ki Irak…
Yani Amerikan işgali altındaki diğer ülke.
Oysa Amerikalılar her iki ülkeye demokrasi, özgürlük, insan hakları ve doğal olarak dürüstlük ve şeffaflık getirecekti!
Her iki ülke tümüyle perişan olmazsa umarım bu hedefler bir 100 yıl sonra gerçekleşir.

Nasıl olsa Amerikalıların acelesi yok.
İşgal sonrası Irak’ın Amerikalı sivil yöneticisi Bremer bakın ne diyor:
‘Biz Amerikalılar bile kendi anayasamızı 12 yılda yazabildik. İlk siyasi partimizi bağımsızlıktan 20 yıl sonra kurduk. Ben Irak anayasasını yazalı daha 6 yıl olmadı. Iraklıların istikrarına kavuşabilmesinin biraz zaman alması doğaldır.’

Anlaşılan başka bir halk için rezil bir anayasa yazan Bremer hazretleri yaptığı işten dolayı gururlanıyor!
Bremer ve Washington’daki patronlarının mantığı bu.
Tıpkı İsrail yöneticileri gibi.

Yarın Washington’da Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile barış görüşmelerine başlaması beklenen Başbakan Netanyahu bakın nasıl bir koşul ileri sürüyor:

‘Filistinliler (hatta tüm dünya) İsrail’i Yahudi devleti olarak kabul eder tanımazsa biz da onlarla barış yapmayız.’
Çok kurnazca düşünülmüş bir koşul.

Şimdiye kadar yalnıza ABD’nin resmen kabullendiği bu koşula göre 1947’de Filistin toprakları üzerinde kurulan İsrail, resmen meşruluk kazanacak ve tek taraflı olarak başkent ilan ettiği Kudüs’ü tümüyle Yahudileştirecek. Netanyahu bununla ayrıca birilerinin yıllarca laik olarak yutturmaya çalıştığı İsrail’i dinsel bir devlet olarak herkese kabul ettirecek, dünya Yahudilerine moral kazandırarak Filistin topraklarına göç etmelerini sağlayacak.
Ancak en önemlisi Netanyahu ve yandaşı barış düşmanları bununla herkese şantaj yapacak.
Çünkü İsrail resmen bir Yahudi devleti kabul edilince doğal dokunulmazlık kazanacak. Yani saldırgan politikalarından dolayı İsrail’i eleştirmeye kalkışanlar Yahudi düşmanlığı yapmış olacak.
Müthiş bir kurnazlık.
İşe yarar mı bilemem ama bu İsrailliler için geleneksel ve hatta genetik bir yöntem.
İşte size ilginç bir örnek.
24 Kasım 2009’da bu köşede sizlere İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanı Eliezer ile ilgili bazı bilgiler vermiştim. O yazıda Ankara’ya gelen ve bazıları tarafından ‘Türkiye dostu’ olarak takdim edilmeye çalışılan bu kişinin nasıl bir katil olduğunu somut bilgilerle anlatmaya çalışmıştım. Ertesi gün İsrail Elçiliği, Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’ya bir mektup yollayarak beni yalancılıkla suçlamıştı.

Ben de sunduğum bilgilerin gizli olmadığını tersine herkesin bildiği Wikipedia ansiklopedik bilgi kaynağından alındığını söyledim.
Bunun üzerine elçilik bir daha gazeteyi aramadı ama anlaşılan İsrail hükümetine haber verdi. Çünkü İsrailliler şimdi de uluslararası saygınlık ve güvenirliliğe sahip en önemli internet bilgi kaynağı olan bu ansiklopediye el attı. İsrailliler serbest katılıma açık bu ansiklopedideki bilgileri ayıklamak için şimdi özel bir ekip oluşturuyor ve bu ekibin acilen işbaşı yapması için eğitiyor.

Yani İsraililer, herkesten yalnızca kendi söylemlerine inanmasını istiyor. İnanmayan ya da söz dinlemeyenler önce farklı yollarla ikna edilecek olmazsa da İsrail düşmanı kabul edilerek farklı yöntemlerle cezalandırılacak!

Kanıt arayanlar İsraillilerin hışmına uğramadan Wikipedia’ya bakabilir.