Son anayasa tartışmalarının önemli bir faydası oldu. 12 Eylül ve kurumları konusunda aslında herkesin aynı fikirde olduğu, en azından öyle göründüğü anlaşıldı. 12 Eylül’ün vatandaşlarını değil, vatandaşlarına karşı “devlet”i korumak için yapılmış anayasasından kurtulmak gerektiği üzerinde aslında görüş birliği var da yöntem birliği yok. Ancak, 12 Eylül kalıntılarını temizlemek gibi bir niyet gerçekten söz konusu […]
Son anayasa tartışmalarının önemli bir faydası oldu. 12 Eylül ve kurumları konusunda aslında herkesin aynı fikirde olduğu, en azından öyle göründüğü anlaşıldı.
12 Eylül’ün vatandaşlarını değil, vatandaşlarına karşı “devlet”i korumak için yapılmış anayasasından kurtulmak gerektiği üzerinde aslında görüş birliği var da yöntem birliği yok.
Ancak, 12 Eylül kalıntılarını temizlemek gibi bir niyet gerçekten söz konusu ise, bu yolda en kolay atılacak adım, işe YÖK’ten başlamaktır.
YÖK, 12 Eylül askeri yönetiminin, tıpkı anayasada olduğu gibi, üniversiteyi, öğretim üyesiyle, öğrencisiyle “zapturapt” altında tutulması gereken potansiyel suçlu gibi gören mantığının ürünü olarak ortaya çıktı.
Bugüne kadar da YÖK’ün faaliyetlerinden, çalışma biçiminden memnun bir öğretim üyesi görülmemiştir. YÖK’ün varoluş nedeni de zaten böyle bir memnuniyet yaratmaya yönelik değildir.
***
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu iktidara geldiklerinde YÖK’ü kaldıracaklarını ifade etti. Doğrusu, CHP’nin YÖK’ü kaldırmak için iktidara gelmeyi beklemek yerine şimdiden harekete geçmesi de mümkündür.
AKP sözcülerinin 12 Eylül ile ilgili görüşlerini hatırlattık, eğer onlar da gerçekten Türk toplumunun 12 Eylül kalıntılarından temizlenmesi konusunda konuştukları gibi düşünüyorlarsa AKP ile CHP, iş birliği içinde YÖK’ü, olması gereken “uyum sağlama kurulu” haline dönüştürür.
Böylece kamuoyu da, bir yanda AKP’nin “demokrasi talebindeki samimiyeti”ni, diğer yanda da CHP’nin yeni yönetiminin getireceği siyaset farkını görebilir.
***
YÖK, kuruluş sistemi ve mantığıyla siyasi iktidarlara üniversiteleri dolaylı olarak yönetme ya da yönetim üzerinde etkili olma imkânı sağladığı için, yukarıdaki temenni fazla iyimser bulunabilir.
Bugüne kadar siyasi tecrübelerimiz, siyasi iktidarların ellerindeki imkânların azalması söz konusu olduğunda muhalefetteyken söylediklerini derhal unuttuklarını göstermiştir.
YÖK meselesi bu eğilimin değişebileceği umudu olduğunu göstermek için çok iyi bir fırsattır. AKP ile CHP el birliğiyle, Meclis’in açılışında ele alınacak ilk meselenin YÖK olduğunu ilan etsin ve yeni öğretim yılına Türkiye’nin yüksek öğretim kurumları daha mutlu ve umutlu başlasın.