”A spectre is haunting Europe – the spectre of Communism.” Diyordu bundan 162 yıl önce üstadım Marx, “Komünist Manifesto” da… Avrupa’da bir heyula dolaşıyor-Komünizm heyulası… Egemenler tam “hakemin düdüğü çaldığını”- “tarihin sonunun geldiğini” milyonlara inandırmaya başlamıştı ki… hayatın ve tarihin o ele avuca sığmaz akışı “bendini çiğneyip taşarak” “başka bir dünyanın ‘hâlâ’ mümkün” olduğunu bir […]
”A spectre is haunting Europe – the spectre of Communism.” Diyordu bundan 162 yıl önce üstadım Marx, “Komünist Manifesto” da… Avrupa’da bir heyula dolaşıyor-Komünizm heyulası…
Egemenler tam “hakemin düdüğü çaldığını”- “tarihin sonunun geldiğini” milyonlara inandırmaya başlamıştı ki… hayatın ve tarihin o ele avuca sığmaz akışı “bendini çiğneyip taşarak” “başka bir dünyanın ‘hâlâ’ mümkün” olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Dünya çapına yayılan kapitalist krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmeye çalışan sermaye devletlerini milyonlarca işçi ve emekçi gerçekleştirdikleri gösterilerle protesto ediliyorlar. Yunanistan’daki kemer sıkma politikalarına karşı peş peşe gerçekleşen genel grevlerden sonra krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek isteyen Fransız egemenlerine karşı yüz binlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı. 6 sendika çağrı yaptı.
CGT, CFDT, Unsa, Solidaires, FSU ve CFTC sendikalarının çağrısı üzerinde bugün Fransa’da hayat felç oldu. Toplu ulaşım araçlarında grev, trafiği altüst ederken, kamu ve özel sektörde iş bırakma eylemleri gerçekleşti. Sendikaların hedefi bir milyonun üzerinde eylemciyi sokaklara çıkarmaktı. Hedef aşıldı. Ülke genelinde 200 eylem organize edildi. Eylemlerin en büyüğü Paris, Marsilya ve Bordeaux kentlerinde gerçekleşti.
“Bu yasa geçmeyecek!”
CGT Genel Sekreteri Bernard Thibault, “yüksek düzeyde”, 2 milyon civarında insanı harekete geçirdiklerini açıkladı. Bir milyon 920 bin kişinin eylemlere katıldığını belirte Thibault, “Bu proje bu şekilde geçmeyecek, işçiler bu yasa projesinin geçmesini engellemek için sokaklara inmeye karar verdi” diye konuştu. İçişleri Bakanlığı ise 797 bin kişinin ülke genelindeki eylemlere katıldığını savundu.
CFDT Genel Sekreteri François Chérèque emeklilik reformuna karşı 2 milyon eylemciye “kesinlikle” ulaşıldığını kaydederek, bu yılın en büyük eylemi olduğunu vurguladı. Chérèque, grevin bu boyutta olmasının insanların duyduğu “adaletsizlik hissinin kanıtı” olduğunu dile getirdi.
Geçtiğimiz 27 Mayıs’taki eylemlere sendikalara göre 1 milyon kişi katılmıştı. Son eylemden bu yana hükümet tavrını değiştirmedi. Hükümet emeklilik reform projesini geçen hafta açıkladı. Sendikalar da ortak bir dille reform projesinin “haksız” olduğunu belirterek eylem kararı almıştı.
Fransız emekçiler “emeklilik reformu”na karşı ayakta
Reform projesini sunan Çalışma Bakanı Eric Woerth, 2018 yılına kadar emeklilik yaşının 62’ye yükseltilmesinden geri adım atmayacaklarını söylemişti. Hükümet yasal emeklilik yaşını 60’tan 62’ye, tam emeklilik yaşını ise 65’ten 67’ye çıkarmayı planlıyor. 17 Haziran’da Aujourd’hui en France gazetesinde yayınlanan CSA anket kuruluşunun kamuoyu yoklamasına göre Fransızların yüzde 52’si hükümetin emeklilik yaşının 60’tan 62’ye çıkarmayı öngören reformunu “haksız” ve “etkisiz” olarak değerlendiriyor.
Gösterilerin en büyüğü Paris’te gerçekleşti. Sendikalara göre 130 bin, polise göre 47 bin kişi Paris’te sokaklara çıktı. 27 Mayıs’ta sendikalara göre 90 bin, polise göre 22 bin kişi Paris’te yürümüştü.
İkinci büyük eylem Marsilya kentinde gerçekleşti. Sendikalara göre Marsilya’da 120 bini aşkın kişi sokaklara çıktı. Eylemde “Burada söz konusu olan sosyal kazanımlarımızdır, Sarkozy bunları öldürdü”, “Sarko, emeklilik hırsızı” yazılı pankartlar dikkat çekti. Tüm diğer kentlerde de 27 Mayıs’taki eyleme göre daha yüksek katılım gerçekleşti. Bordeaux kentinde 70 bin, Lyon’da 25 bin kişi emeklilik reformuna karşı yürüdü. Tours kentinde 12 bin, Boulogne-sur-Mer’de 10 bin kişi eylemlere katılırken, Fransa’nın batısındaki eylemlerin de önceki greve göre daha yüksek katılımlı olduğu gözlendi. Mans kentinde 40 bin kişi, Havre’da 20 bin kişi, Rouen’de 21 bin kişi sokaklara indi.
Ülkede, neredeyse tüm sektörlerde grev yaşandı. Kamu hizmetleri, postaneler, ulusal demiryolları kurumu SNCF, metro ve toplu taşıma idaresi RATP, havayolları, ulusal eğitim, Fransa televizyonları, Fransa Radyosu, iş ve işçi bulma kurumu, elektrik ve gaz kurumları EDF ve GDF-Suez’de greve gidildi.
Bununla birlikte sanayi alanında Saint-Gobain, Baccarat, Duralex, Lafarge, Rhodia, L’Oréal, Total, Arkema, ArcelorMittal, Airbus şirketlerinde iş durdurma eylemleri gerçekleşti. Yine Michelin, Faurecia, PSA Peugeot Citroën, Renault firmalarında da greve gidildi.
Banka işçileri de sendikaların çağrısına uyarken, büyük dağıtım şirketlerinde de çalışma koşullarını protesto için işçiler grev yaptı. Bu sektörün lideri Carrefour mağazalarında “Yorucu iş, küçük ücret, küçük emeklilik” sloganı ile işçiler greve gitti.
Ziraat ve gıda sektöründe FGA-CFDT sendikal federasyonunun çağrısı üzerine grev gerçekleşti. Köylü Konfederasyonu, tarım işçilerini emeklilik için sokaklara çıkmaya çağırmıştı.
Ulusal gazetelerin çoğunluğu da grev nedeniyle cuma günü bayilerde olmayacak. Humanite, Liberation ve Le Monde gazeteleri matbaalarda iş durdurma eylemi nedeniyle çıkmayacaklarını duyurdu.
Avrupa Eylem Günü 29 Eylül’de
Avrupa işçi ve emekçileri AB ülkelerinin halk karşıtı “kemer sıkma politikalarına” karşı Avrupa ekonomi bakanlarının Brüksel’de gerçekleştireceği toplantıyla eş zamanlı olarak 29 Eylül’de ortak bir eylem yapacak.
İspanyol sendikalar ise hükümetin yoksulluk paketine karşı 29 Eylül Eylem Günü’nde genel greve gitmek üzere uzlaştılar.
Ülkenin en büyük sendika konfederasyonu UGT’nin başkanı Candido Mendez örgütlü işçileri yanına çeken Başbakan Luis Rodriguez Zapatero’nun yüzde 20’ye varan işsizlikle birlikte ekonomik krizle mücadele etmek için saf değiştirdiğini söyledi.
Grevin, ülkenin en büyük sendikaları UGT ve CCOO’nun ortak kararı olduğunu vurgulayan Mendez “Bu hükümetin siyasi söylevinin çöküşüne tanıklık ettik” diye belirtti.
Mendez hükümetle görüşmelerin kırıldığını ve hükümetin işçileri yaralayacak reform paketlerinde ısrarcı olduğunu kaydetti.
Zapatero hükümetinin geçtiğimiz günlerde meclisten geçirdiği yoksulluk paketinde maaşlarda yüzde 15’e varan kesintiler, emeklilik yaşının yükseltilmesi, sosyal yardımların kaldırılması gibi uygulamalar var.
İspanya’daki emekçiler en son 8 Haziran’da 24 saatlik iş bırakma eylemi ve kitlesel gösterilere imza atmışlardı.
İspanya’da yaklaşık 4,6 milyon kişi ile yüzde 20’ye çıkan işsizlik bulunurken, ekonomik büyüme de çok yavaş gerçekleşiyor.
Krizin güya “teğet geçtiği” ülkemizde de TEKEL işçileri ile başlayan direniş ateşi, İSKİ, Marmaray, Çemen Tekstil, UPS direnişleri ile her gün biraz daha büyümekte…
Krizin faturasını emekçilere, yoksullara, ötekilere ödetmek isteyen patronlar ve onların çıkarlarını korumak ve kollamakla görevli hükümetler bir gün ellerindeki her şeyi kaybedecekler. “O gün” her geçen gün daha da yaklaşmakta, bunun farkında oldukları için de daha ceberut, daha faşizan, daha saldırgan tutum sergilemeye başladılar. “Ayakkabılarımızın bağlarını sıkı sıkı bağlayalım”, zira tüm güçleri ile saldırmaya hazırlanıyorlar ve unutmayalım “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”…