AKP’nin anayasa paketi ile derdinin demokratikleşme olmadığı, referanduma paketle gidilmesi dayatması ile halkın anayasa değişikliklerine ilişkin görüşünü almak değil cepheleşmeyi, yarılmayı oylamak istediği.. tartışmaları anlamsız kılan bilimsel gerçeklik… Başbakan Erdoğan, AKP iktidarı umursamaz, yandaş medya, aydınların okuspokuslu savunmaları eşliğinde hızlandırılmış program uygulaması için bastırıyorlar… Demokrasilerin olmazsa olmaz ilkeleri güçler ayrılığını ortadan kaldıracak, AKP, liderleri, milletvekillerini, […]
AKP’nin anayasa paketi ile derdinin demokratikleşme olmadığı, referanduma paketle gidilmesi dayatması ile halkın anayasa değişikliklerine ilişkin görüşünü almak değil cepheleşmeyi, yarılmayı oylamak istediği.. tartışmaları anlamsız kılan bilimsel gerçeklik… Başbakan Erdoğan, AKP iktidarı umursamaz, yandaş medya, aydınların okuspokuslu savunmaları eşliğinde hızlandırılmış program uygulaması için bastırıyorlar…
Demokrasilerin olmazsa olmaz ilkeleri güçler ayrılığını ortadan kaldıracak, AKP, liderleri, milletvekillerini, anayasal, hukuk düzeni ile çatışan parti, iktidar icraatları suçlarının hesabını vermekten kurtaracak amaç, makyaj cila, demokratikleşmeye katkıları güdük maddelerle allanıp süslenmiş oylanacak… AKP, zengin kuzey dünyasının, ABD, AB’nin Türkiye’ye 3. dünya ülkelerinin tümü için geçerli yamuk bakışlarına, demokrasi ilkelerine ilişkin duyarsızlıklarına, çıkarlarına hizmet koşulu ile sözde tartışılamaz insan hakları, hukuk, demokrasi.. kriterlerinin ayaklar altına alınmasına seyirci kalacaklarına güvenli.
İçerde cepheleşme, toplumsal yarılma ile aldıkları yola, cemaatler, aşiretlere, her tür ayırımcılığa.. giderek daha ağır teslim olan seçmene güveniyorlar. Referandum konusu olamayacak anayasa taslak paketi ile referanduma gidilmesinde diretmekten geri durmuyorlar. CHP’nin demokratikleşmeye ilişkin maddelerin Meclis’ten uzlaşılarak geçirilmesi önerisini reddediyorlar. Erdoğan’ın kafasındaki planda, aslında Meclis’ten kolayca geçirilebilecek demokratikleşme önerileri olmadığı, referanduma gidilerek AKP’nin toplumsal yarılma ile iktidarda kaybetmekte olduğu oyları toparlamayı, öylece seçime gitmeyi amaçladığı, artık çoğunluğun buluştuğu senaryoların odağında…
***
Sürpriz gibi gelişme, Başbakan Erdoğan’ın tam da bu plan bu hafta başlayan Meclis görüşmeleri gündemindeyken, hafta sonu çıkışları ile başkanlık sistemini yeniden gündeme getirmesi. Uzun soluklu özleminin ağzından kaçması hali bir durum da ortada yok. Yandaş medyada yapılacak anayasa paketi, güncel gündeme ilişkin söyleşilerin günlerdir reklamı yapılıyordu. Besbelli Meclis görüşmeleri öncesi önemli bir kamuoyu oluşturulması amaçlanıyordu.
Şimdi Başbakan Erdoğan’ın uğruna referandumu göze aldığı, sözde çok acil, yaşamsal değerdeki demokratikleşme anayasa değişikliği paketini, tam da Meclis’te görüşmeler başlarken, sonradan çok da önemli olmayacak bir ara deneme, güç gösterisi metinleri olarak ilan etmesinin akılcı gelen bir yanı var mı? Tabii ki Başbakan Erdoğan paketin önemsiz, anlamsız olduğunu çıplak cümlelerle söylemiyor, ama bu anayasa değişikliğinde başarıya ulaşırlarsa, yeterince destek, oy alırlarsa, seçimlerde daha da çok oy alacaklarını, yeni iktidar güçleri ile de baştan sona, başkanlık sistemini öngörecek yeni bir anayasa değişikliğine gideceklerini ilan etmekte hiçbir sakınca görmüyor.
Başkanlık sisteminin Türkiye’ye nasıl uyarlanacağı, en demokratik olduğu varsayılan ABD’de bile emperyal çıkarlar adına nasıl çarpık kullanıldığı, Türkiye’de olsa olsa Rusya’nın çok gerisinde bir diktatoryal yönetim olacağı tartışmalarına girmeyi bir yana bırakarak, Başbakan Erdoğan’ın gerçek özlemini ağzından zamansız kaçırıp kaçırmadığı üzerinde duralım; kontrol edilemez öfkesi, tutkularına karşın konuyu gündeme getirişinin çok bilinçli, amaçlı olduğu ortada…
***
Öncelikle ekonomik kriz çarpmışken, iktidarı oy kaybederken, işsizlik, yoksullaşma halkımızı vurmuşken acil gerekçeli anayasa değişiklik paketinin iktidarları için bilinen çıkar amaçları, operasyonları dışındaki demokratikleşme bölümünün amaç değil, araç olduğunu ilan etmekte sakınca görmüyor. Bu sayede gelecek güçlü iktidarlarında baştan sona ele alınıp değiştirileceğini, tam da kişisel konumları ile uyumlu güçlü başkanlık sistemine gidilmesini planlarının yapıldığını ilan ediyor… Hiç çekinmeden “Sonradan baştan sona değişecek bir anayasa için, bu anayasa değişikliği paketini dayatmış bulunuyoruz. Bu startejik bir adım.” diyebiliyor..
Çok taktik yeni bir plan açıklaması ile Meclis’te parmak kaldırmalarını denetleyeceği milletvekillerinden, saflarını seçecek tüm toplumsal örgütlenmelere, seçmene.. herkese mesajını veriyor; “Ben çok uzun soluklu, güçlü iktidar hesaplarımı yaptım. Gidici değil kalıcıyım. Benim emirlerimin dışına çıkanları yakarım.” mesajını içeren tehdidi, kendi iktidar kadroları, ele geçirilmiş yaşamsal devlet kurumlarının başlarındakiler dahil, ele geçirilecek kurumlarda görev alanları, alacakları, sıradan vatandaşa uzanan bir geniş halkada herkese.. yönelik, duruşlarını baskılama, karşı durma eğilimlilerde moral bozukluğu yaratma amacı taşıyor…
Tabii sınır tanımaz iktidar tutkusu, sınır tanımaz iktidar icraatlarında, gözü kara, hak hukuk çiğneyerek, baskıyla, tehditle yol alışta, yolda kalanların çoğunlukta oldukları gerçeğini de unutmadan…