Milliyet Gazetesi’nin bugün manşetine taşıdığı haber, sınav sisteminin tüm insani duyguları ve ihtiyaçları yok saydığının somut bir göstergesi. Bu dershanede sevmek yasak Habere göre, Ankara’da 6 şubesi olan Pİ Dershanesi öğrenci kayıt sözleşmesine koyduğu; “Dershane içerisindeki kız-erkek arkadaşlık ilişkisini duygusal boyuta taşıyan öğrencilerin sorgusuz-sualsiz dershane ile ilişiği kesilir” maddesini uygulayarak 28 öğrencinin kaydını sildiği anlaşılıyor. […]
Milliyet Gazetesi’nin bugün manşetine taşıdığı haber, sınav sisteminin tüm insani duyguları ve ihtiyaçları yok saydığının somut bir göstergesi.
Bu dershanede sevmek yasak Habere göre, Ankara’da 6 şubesi olan Pİ Dershanesi öğrenci kayıt sözleşmesine koyduğu; “Dershane içerisindeki kız-erkek arkadaşlık ilişkisini duygusal boyuta taşıyan öğrencilerin sorgusuz-sualsiz dershane ile ilişiği kesilir” maddesini uygulayarak 28 öğrencinin kaydını sildiği anlaşılıyor.
Dershane genel müdürü ile yapılan röportajda ise, genel müdürün ifadeleri hayli çarpıcı. “Aileler, çocuklarını onlara en iyi eğitimi vereceğimize güvenerek bize emanet ediyor. Bunu sene başında velilerle konuşuyoruz. Tepki göstermedikleri gibi teşekkür ediyorlar. Para alıyoruz diye bu güven duygusunu istismar etmek vicdansızlık olur. 2009-2010 eğitim dönemi sırasında 28 öğrencimizin kaydını sildik. Hatta kaydı silinen birçok öğrencimizin ailesi gelerek bizi kutladı.” diyen genel müdür sözlerine şöyle devam ediyor;, “Çocukların birbirine âşık olduğunu; birbirlerinden ayrılmamalarından, kavga edip, küsüp ders sırasında birbirlerine trip yapmalarından, diğer arkadaşlarından kıskanmalarından, netlerinin düşmesinden anlayabiliyoruz. Duygusal ilişkileri olduğu zaman konsantrasyonları bozuluyor. Bu derslerine yansıyor. Hatta bazen dışarıdaki arkadaşlıklarına bile tepki gösteriyoruz ama bizi bağlamadığı için orada susuyoruz. Çocukların izleme dosyaları var. Etütlerini, genel girişlerini, netlerini işlediğimiz dosyalar var. Veliyle yapılan sözleşmede bu madde yer aldığı için öğrenci başarılı da olsa dershane birincisi de olsa o madde uygulanır.”
Dershanenin bu uygulamasının Milliyet Gazetesi’nin manşetine taşınmayı hak etmesi, ağır bir reklam kokusu almamıza neden oluyor olmasına ancak, işin bizi ilgilendiren kısmının katı rekabet koşullarında öğrencilerimizin nasıl insanlıktan çıkarılmaya çalışıldığıdır.
Dershane genel müdürünün de söylediği gibi, sözkonusu uygulama, pek çok veliyi memnun edecektir. Bu sadece, “başka işlerle uğraşmasın, ders çalışsın” yaklaşımının değil, aynı zamanda ailelerin kendi çocukları ile ilgili kadın-erkek ilişkilerinde hala tutucu olduklarını da göstermektedir.
Sevme-sevilme, sadece ders çalış
Okul öncesi eğitimde temelleri atılan rekabet ve ilköğretimde 3. sınıflara kadar inen sınavlarla, herşeyin sınavlara endeksli olduğu bir yaşama, sevmek de, aşık olmak da yabancı.
Robotlar haline dönüştürülen, kuru ezberlerle insanlıktan çıkarılan öğrencilerimizin, sadece daha fazla soru çözmeye güdülenmeleri, tüm yaşam olanaklarından koparılmaları hiç yabancısı olduğumuz bir şey değil. Değil sinemaya, tiyatroya gitmek, kitap okumak ya da arkadaşı ile bir kaç saat zaman geçirmek, pek çok öğrencinin üç öğün yemek yiyecek zamanı dahi yok.
Hal böyle olunca, öğrencilerimizin birbirlerini sevmeleri, birlerine aşık olmaları ve bunu sınavlardan ve derslerden arda kalan zamanda yaşamaya çalışmalarının engellenmesi ise hiç de şaşırtıcı değil. Çünkü onlar, ruhsuz, cansız, kansız, itaat eden, görmeyen, sorgulamayan, sevmeyen … bir gençlik istiyorlar.
Çocuklarımızdan ellerinizi çekin
İster reklam için yapılsın, isterse de veli memnuniyeti ya da “başarı” için asla kabul edilebilir bir uygulama değil bu. Dershane patronlarının karlarına kar katmaları için kullandıkları binbir kirli yöntemden biri daha bu sadece.
Onlar tüm insani belirtilerimizi bir daha geri getirilmeksizin silmeye, bizleri insanlığımızdan çıkarmaya çalışıyorlar. KPSS ile biz öğretmenlere yaptıklarını, SBS, YGS ve LYS ile de öğrencilerimize yapmaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyelim.