Cemaat örgütlenmesinin kilit ismi: Albayrak. İddianameye göre, İsmailağa Cemaati’nin bürokrasi ve medya işlerini yürüten Yenişafak gazetesi patronu Ahmet Albayrak cemaatin örgütlenmesinde önemli rol oynuyor: Vakıf arazileri için bakanlarla görüşerek aracılık yapmak, SGK’ye cemaatten atamalar yaptırmak, ihalaler aracılığıyla cemaate para aktarımı bunlardan birkaçı… Telefon dinlemelerinde, kendisine ‘abi’ diye hitap eden Vakıfbank Genel Müdürü’nü arayıp, bir vakıf […]
Cemaat örgütlenmesinin kilit ismi: Albayrak. İddianameye göre, İsmailağa Cemaati’nin bürokrasi ve medya işlerini yürüten Yenişafak gazetesi patronu Ahmet Albayrak cemaatin örgütlenmesinde önemli rol oynuyor: Vakıf arazileri için bakanlarla görüşerek aracılık yapmak, SGK’ye cemaatten atamalar yaptırmak, ihalaler aracılığıyla cemaate para aktarımı bunlardan birkaçı… Telefon dinlemelerinde, kendisine ‘abi’ diye hitap eden Vakıfbank Genel Müdürü’nü arayıp, bir vakıf için hızlı ve ayrıcalıklı ekspertiz raporu isteyen Albayrak’ın, “Bu akşam Adalet Bakanlığı’ndan aradılar değil mi, İzmir’deki işle ilgili?” diye sorduğu ve Genel Müdür’ün durumu onayladığı anlaşılıyor.
Türkiye, tarihinde ilk kez bir Başsavcı’nın makamının arandığı ve gözaltına alındığı Erzincan’daki ‘savcı savaşları’nı konuşurken, başsavcıyı gözaltına götüren soruşturmasının ayrıntılarını BirGün ele geçirdi. Başsavcı ilhan Cihaner’in yürüttüğü, AKP milletvekilleri eski Orman Bakanı Osman Pepe ve eski Enerji Bakanı Hilmi Güler de şüpheliler arasında yer aldığı soruşturma kapsamında, telefon dinlemelerine takılan Yenişafak Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Ahmet Albayrak’ın konuşma dökümleri, iddiaları kanıtlar nitelikte.
Gazetemizin ele geçirdiği iletişim Tespit Tutanakları’nda, cemaatin üst düzey işlerini Yeni Şafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak aracılığıyla AKP’ye yaptırdığı iddiası vücut buluyor. Albayrak’ın, Yenişafak Gazetesi ve bir çok AKP’li belediyeye bilgi işlem ve yazılım hizmeti veren Albil Bilgi Islem Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı 0 533 … 72 73 No lu GSM hattından yaptığı görüşmelerde aracılık ettiği ortaya çıkan bazı işler şunlar:
“Vakıf arazileri için bizzat bakanlarla görüşerek aracılık, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda (SGK) cemaat örgütlenmesi için tanıdıklar vasıtasıyla atamaları sağlamak, Vakıfbank Genel Müdürü ile görüşerek ayrıcalıklı ekspertiz raporu temin etmek, Karadeniz bölgesi başta olmak üzere AKP’li belediye başkanları ve meclis üyelerinin cemaat üyelerinden seçilmesi, ihalelere aracılık ederek kamu kurumlarının işlerinin cemaate fahiş fiyata yaptırılması…”
Bakanlarla özel görüşmeler
Teknik takip konuşmaları arasında en dikkat çekenler arasında Albayrak’ın kurulacak bir vakıf için Bakanlarla özel görüşmeler ayarlaması yer alıyor. Genel olarak, konuşmalarında dinlendiğini adeta biliyormuşçasına; kesik kesik, yer yer şifreli ve ‘şey’ kelimesini bolca kullanan Ahmet Albayrak’ın 12 Ocak 2009’da, daha önce de Başbakan Erdoğan’ın damadının genel müdürlük yaptığı Çalık Grubu’na ait Turkuaz Grubu’na devasa bir kredi vermesiyle dikkat çeken Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman’la yaptığı konuşmada, “Bilal Bey bu akşam aradılar değil mi Adalet Bakanlığı’ndan aradılar değil mi izmir deki işle ilgili?” diye sorması ‘bağladığı’ büyük işlere örnek temsil ediyor.
Albayrak’ın bir gün sonra ibrahim adlı bir şahısla yaptığı konuşmasındaysa, vakıf için iyi haberler bekleyerek, ibrahim adlı şahsa “Yav temlik önemli değil! Sen 3 milyon doları oraya kaydır” diye talimat vermesi dikkat çekiyor.
Cemaatin SGK’deki eli
Albayrak’ın SGK Giresun il Müdürü Kazım Tapa ile 14 Ocak 2009’da yaptığı görüşmeyse, SGK’daki cemaat örgütlenmesini ve bu örgütlenmede Albayrak’ın rolünü gözler önüne seriyor. Görüşmede, “Fatih beyle (SGK Başkanı) görüştük sizi ‘Biraz sabretsin, ben onu güzel bir yere vereceğim’ dedi” diye konuşan Albayrak, SGK Başkanı’nın ‘vilayetlere yapması gereken mecburi atamaların ardından güzel bir yer ayarlamaya’ söz verdiğini söylüyor. Rize ve Trabzon’daki SGK’larda cemaat örgütlenmesiyle ilgili Albayrak’a rapor veren Tapa ise, Gümüşhane’deki durumla ilgili AKP Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın’ı, ‘Yahya Doğan Hoca efendimizin talebesiydi’ tanımlaması yaparak örgütlenmeyi ortaya koyuyor. Acar ise 29 Ocak 2009’da Albayrak’ı arıyor ve aralarında şu konuşmalar geçiyor:
Ahmet Albayrak: Başkanım bu geçenlerde bir konu görüşmüştük hani bir dosya vardı.
Fatih Acar: İstanbul’la ilgili mi?
Ahmet Albayrak : istanbul’la ilgili yalnız orda onu o Mustafa Şapçı diye bir arkadaş almış. Yani o ogün bugün dosyayı hiç açmamış.
Fatih Acar: Mustafa’ya söylediydim ben ama Mustafa ilgilenmedi mi ne yaptı onu?
Ahmet Albayrak: Bilmiyorum acaba bir şey mi var bir taraftan size yardımcı olmak açısından gazetede bir haber falan bir şey yapsak onu olur mu yoksa nasıl yapalım onu?
Albayrak belediyeye brifing veriyor
Son yerel seçimlerde Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, AKP’den belediye başkanı adaylığına karar verildiği 13 Ocak 2009’da, Albayrak ile yaptığı görüşmede, “Ahmet abi sen aramışken bu işin bir mali portresi var kimlerdi?” diye sorarken, Albayrak’ın “Biz toplarız. O milletvekillerinin işi” demesinin ardından, Trabzon’daki imar değişikliklerini daha o zamandan manipüle ettiği şu ifadeleriyle ortaya çıkıyor:
“Benim burada bir mimar var burada ….. var üç tane kız çocukta şeyler var şimdi onları belki önümüzdeki hafta getiririm oraya da oraya ne yapılır ne edilir oralarda binalarla oralara yeni planlar yalnız o şeyle ilgili Trabzon’un stad yeri ile ilgili bir şey sordular mı sana hiç? Onunla ilgili brifing vereceğim onun finansal minansal bir şeysi yok artık. O kendi kendine yapılacak olan bir yerdir. Onu yapanda gerçi senin mıntıkan içerisinde değil de senin şuanda mevcut stadın yeri senin mıntıkandadır sen oraya iyi bir imar durumu vereceksin, imar durumu verip orayı onunla beraber karşılayacaksın yani.”
Ayrıca Albayrak’ı 4 Şubat 2009’da arayan Gıda Taş.inş.Tem.Blg.Dan.Ltd.Şti’ye kayıtlı telefonu kullanan bilinmeyen bir şahıs, önce Albayrak’tan pasaport temini için söz alıyor, sonrasında ise Ankara Mamak’ta encümen üyesi olan ‘Ömer Eriğli adlı şahsın kendi işlerine çok yaradığını, para aldıklarını ancak Eriğli’nin tekrar encümen üyesi yapılmayacağından korktuğunu’ belirterek, Albayrak’tan ‘Nurettin Abi’yi aramasını rica ediyor. Cemaatin diğer işlerinde olduğu gibi, Albayrak’ın bunu da reddetmediği kayıtlarda görülüyor. Albayrak’ın ayrıca iBB’nin ihalelerinin gizli bilgilerine cemaate yakın isimler için ulaşmaya söz verdiğine ve daha bir çok belediyenin yönetminde söz sahibi olduğuna dair konuşmaları, tutanaklarda açıkça görülüyor.
İki savcı arasındaki ‘yetki savaşları’ tarihi
2 Temmuz 2007: Cihaner, Erzincan Başsavcılığı’na atandı.
2 Kasım 2007: Jandarma’ya eşinden şiddet gören bir kadın başvuruda bulundu. Kadın savcılık ifadesinde gördüğü şiddetin yanısıra kocasının ismailağa cemaatinin önde gelenlerinden olduğunu ve bu cemaatin faaliyetlerini anlattı. Cihaner bunun üzerine düğmeye bastı.
Soruşturmada istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Yenişafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak ve kamuoyunda Cüppeli Ahmet Hoca gibi isimlerin yer aldığı 235 şüpheli vardı. Erzincan’da baskınlar yapıldı 29 kişi gözaltına alındı 9 kişi tutuklandı.
‘Adalet Bakanı aradı’ iddiası
Cihaner’in iddiasına göre, o gün kendisini dönemin Adalet Bakanı Cemil Çicek aradı ve “Cezaevleri dolu. Seçimden önce zora gireriz” diyerek şüphelilerin bırakılmasını istedi. Arayanlardan birisi de Ceza işleri Genel Müdür Yardımcısı Çetin Şen’di. Bu iddialar Çiçek tarafından hala yalanlanmadı.
2 Mart 2009: Soruşturma 16 ile yayılacağı sırada Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Savcısı Osman Şanal devreye girdi. Şanal, bir
ihbara dayanarak grubun “silahlı örgüt” olduğunu iddia etti ve “soruşturma yetkisinin kendisinde olduğunu belirterek dosyayı istedi. Cihaner dosyayı göndermedi.
5 Mayıs 2009: Şanal, Valiliğe bir yazı göndererek, Cihaner’in görevini sonlandırdığını bildirdi.
26 Mayıs 2009: Cihaner ise Valiliğe yazdığı cevabi yazıda, Şanal’ın bu yönde bir yetkisinin olmadığını öne sürdü. Cihaner, Şanal’ı HSYK’ya ve Bakanlığa şikâyet etti.
Cihaner, gelen baskılar üzerine dosyayı Erzurum’a gönderdi. Ama bu kez başka bir cemaatle ilgili ikinci bir soruşturma başlattı. Erzurum bu dosyayı da istedi.
12 Haziran 2009: Taraf gazetesi ‘irticaıyla Mücadele Eylem Planı’ adlı ve Albay Dursun Çiçek imzalı belgeyi yayımladı. “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” olarak yorumlanan planın Erzincan’da uygulamaya konulduğu iddiaları gündeme gelince gözler Erzincan’a çevrildi.
Cihaner’e 26 yıl hapis istemi
18 Haziran 2009: Adalet Bakanlığı, Cihaner hakkında soruşturma açtı. Bakanlık, 18 Haziran’da tamamladığı soruşturma raporunda, şikâyetçilere dayanarak Cihaner’i 15 ayrı eylem nedeniyle suçladı. Cihaner hakkında 26 yıla kadar hapis cezası istenen rapor üzerine hazırlanan iddianamede, şikâyetçilerin isimleri “Duyarlı ve mağdur bir vatandaş”, “ikram Çamur”, “Hakan Vural” olarak açıklandı. Cihaner’in “ismailağa soruşturmasını yetkililerden gizlemek”, “sahte evrak”, “kameriye yaptırarak imar kirliliğine neden olmak” suçlarını işlediği belirtildi.
22 Haziran 2009: Şanal, iddianameyi 22 Haziran’da bitirdi. İddianamede, ‘silahlı örgüt’ iddiasına yer verdi. İddianamenin kabul edilmesiyle 13 şüpheli hakkında dava açıldı. Bu arada “Erzincan” ve “x” adlı iki ayrı gizli tanığın ifadeleri üzerine soruşturma “Ergenekon” kapsamına alındı.
Barajda mühimmat ve sim kart
27 Ekim 2009: DSİ’ye ait Göyne barajında yapılan aramayla mühimmat ele geçirildi. Aramada cep telefonu ve sim kart da bulundu. Sim kartın çözümü Jandarmada görevli iki subayı işaret etti.
20 Kasım 2009: Erzincan il Jandarma Komutanlığı istihbarat Şube Müdürü Binbaşı Nedim Ertan, Üsteğmen Ersin Ergut ve astsubay Orhan Esirger tutuklandı. Erzincan il Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Tapan Şanal’a ifade verdi.
30 Kasım 2009: Adalet Bakanlığı, Cihaner hakkında kovuşturma izni verdi. Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Görevi kötüye kullanmak’, ‘şüphelilere şantajla baskı yapmak’, ‘resmi evrakta sahtecilik’ ve ‘yetki gaspı’yla suçlanan Cihaner hakkında 26 yıl hapis istemiyle dava açıldı.
MİT’çiler tutuklandı
4 Aralık 2009: Ertan’dan ele geçirilen CD’ler MİT mensuplarını işaret etti. MİT Erzincan Müdürü Ş.D. ile iki MİT görevlisi de 72 saatlik sorgularının ardından tutuklandı.
30 Ocak 2010: Kahramanmaraş’ta görev yapan Jandarma Astsubay Ç.D. tutuklandı.
3 Şubat 2010: Daha önce Erzincan’da görev yapan Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Recep Gençoğlu tutuklandı.
Savcı 3. Ordu’ya giremedi
9 Şubat 2010: Şanal gözaltına aldığı 3. Ordu Komutanlığında görevli A.S.’nin bürosunu aramak istedi ancak içeri giremedi.
11 Şubat 2010: Yaylabaşı Beldesi’ndeki Jandarma Karakol Komutanı Astsubay M.Y ve astsubay A.S. tutuklandı.
15 Şubat 2010: Şanal, 3’üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’i soruşturma kapsamında bilgisine başvurmak üzere Erzurum Adliyesi’ne davet etti. Ancak Berk gitmedi. Berk bu kez ” şüpheli ” sıfatıyla 10 gün içerisinde ifade vermeye 2. kez çağrıldı.
Erzincan İliç’ten, Malazgirt’e gönderilen Savcı Bayram Bozkurt, “Kene haberleriyle Erzincan’daki Ergenekon soruşturması sulandırılıyor” dedi.