KUZEY IRAK GÜNCESİ -ANKARA

Hükümetin “demokratik açılım”ın kamuoyuna daha iyi anlatılması için yeni bir strateji belirlediği ileri sürüldü. ANKA’nın dünkü haberine göre yeni strateji, 21-22 Kasım tarihlerinde Kızılcaham’da toplanacak milletvekillerine anlatılacak. Açılımda yeni hedeflerin belirleneceği toplantıda, 40-50 milletvekilinden oluşan bir komisyon oluşturulacak. Görevlendirilen milletvekilleri, Türkiye’nin 81 iline giderek, açılımın amacını ve hedeflerini anlatacak. Milletvekillerinden oluşan komisyon “çapraz” yöntemle çalışacak. Yani milletvekilleri kendi seçim bölgelerinde değil, farklı illerde açılımı anlatacaklar.

DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, dün Muş’ta yaptığı konuşmada, “Her ne kadar Meclis’te 13 Kasım günü, ne Başbakan, ne İçişleri Bakanı, ‘Kürt’ kelimesini kullanmamış olsa da adına zaman zaman ‘demokrasi’, ‘milli birlik sorunu’ deseler dahi dünya âlem biliyor ki konuşulan Kürt sorunudur. Bunun adını koymamalarının nedeni, Kürt halkının doğuştan olan haklarını mümkün olduğunca geri çekmektir. Çok küçük tavizlerle, kırıntılarla; nedir işte bu, Kürtçe dil kursu. Lütfedecekler, Kürtçe dil kursu açacaklarmış” dedi. DHA’nın dünkü haberine göre Ayna, “Bizim dilimiz ana dildir. Sahip olacağı da ana dilde eğitim statüsüdür. Haksa, hak olan budur. Haklar tartışma konusu değildir” diye konuştu.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Öcalan’ın çağrısı üzerine Kandil ve Mahmur’dan gelen 34 PKK’lının Diyarbakır’da kitlesel bir şekilde karşılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, Kandil’den gelen 8 PKK’lıyı ifadeye çağırdı.

AVRUPA BİRLİĞİ

Fransa’da PKK’ya finansman sağladıkları iddiasıyla altı kişi daha gözaltına alındı. Anadolu Ajansı’nın dünkü haberine göre salı günü Paris, Bordeaux ve Toulouse kentlerinde PKK ve uzantısı derneklere yönelik eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirdi. Operasyonlarda, bir dernek başkanı ile 5 kişi gözaltına alındı.

PKK

PKK tepe yöneticisi Murat Karayılan, 13 Kasım’da İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından açıklanan demokratik açılımı, Kürt sorununun çözümü olarak görmenin mümkün olmadığını söyledi. Fırat Haber Ajansı’nın dünkü haberine göre Karayılan açılımı, “Türkiye açısından ayıpsanacak bazı olguların düzeltilmesi olarak” değerlendirdi.

Karayılan, “PKK’sız hiçbir çözüm olmaz. Denesinler ama mümkün değildir. Çözüm olmazsa çatışma zemini gelişir. Bu kez geçmişi aşan düzeyde sonuçlara yol açacak bir çatışma olur” diye konuştu. Karayılan şunları söyledi: “Süreç tıkanmıştır. Buna bir müdahale gerekiyor. Bu müdahaleyi de Türkiye’nin, AKP hükümetinin yapması gerekiyor. Biz üzerimize düşen görevi yaptık.”

Karayılan, 19 Ekim’de barış gruplarını Türkiye’ye gönderdiklerini, ertesi günü Kuzey Irak’taki kampları üzerinde uçan savaş uçaklarından daha önceki ses frekansları kayıt edilen örgüt yöneticilerinin yerlerini tespit etmeye yönelik teknik cihazların atıldığını ileri sürdü. Öcalan yeni cezaevinin eskisine göre daha kötü olduğunu söyledi. Fırat Haber Ajansı’nın dünkü haberine göre Öcalan, “Kaldığım oda 6 metrekare kadardır. Öncekinin yarısı kadar. Hava alamıyorum. Hava almak için mecburen pencereye dayanıyorum, bu durumda güneş yakıyor. Havalandırmada baktığımda sadece gökyüzü görünüyor. Başka bir şey göremiyorum. Yani şimdiki koşullarım daha kötü” diye konuştu. Öcalan şunları söyledi: “Burada etrafımı daha da daraltarak koşullarımı daha da ağırlaştırarak teslim almak istiyorlar.”

GELİŞMELER NEYE İŞARET EDİYOR

AKP’nin “çapraz” yöntemi milletvekillerinin seçim bölgelerinde “puan” kaybetmemelerini hedefliyor. Öcalan’ın cezaevi koşullarına ilişkin karşıt yönde propaganda yazılarına hayli malzeme sağlamaya aday sözleri, taraftarlarının yeni bir kampanya açacağına işaret ediyor. Ayna’nın sözleri DTP/PKK’nın ana dilde eğitimin “bir şekilde” gerçekleşmesini Kürt sorununun çözümünde “asgari” koşul olarak gördüğünü gösteriyor. Barış gruplarını göndererek kendi payına düşen “jest”i yaptıklarını düşünen Karayılan, bunun karşılığında Ankara’dan operasyonları durdurmasının beklendiğini ima ediyor. Karayılan’ın “teknik cihaz”lara ilişkin sözleri, Ankara’nın Kuzey Irak’ta PKK yöneticilerine yönelik “cerrahi” operasyonlarla örgüt içinde çözülme ve dağınıklık yaratmayı planladığını gösteriyor. Diğer bir ifadeyle PKK’yı etkisizleştirmeye kilitlenen Ankara, süreci siyasi rotaya oturtmak için yoğun çaba harcayan örgütü askeri düzleme mahkûm edecek adımlar atmaya zorluyor.