Küba Dışişleri Bakanı Roque’nun Birleşmiş Milletler Genel Meclisi’nde Küba’ya yönelik ABD ambargosunun kaldırılması isteminin oylanması öncesinde yaptığı konuşmayı yayınlıyoruz. Oylamada 185 ülke Küba’dan yana oy kullanırken, yalnızca ABD, İsrail ve Palau ambargonun devamı için oy kullandı. Sayın Delegeler, (…) Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından, neredeyse elli yıldır adaya uygulanan haksız ve yasadışı ablukanın kaldırılmasını talep […]
Küba Dışişleri Bakanı Roque’nun Birleşmiş Milletler Genel Meclisi’nde Küba’ya yönelik ABD ambargosunun kaldırılması isteminin oylanması öncesinde yaptığı konuşmayı yayınlıyoruz. Oylamada 185 ülke Küba’dan yana oy kullanırken, yalnızca ABD, İsrail ve Palau ambargonun devamı için oy kullandı.
Sayın Delegeler,
(…)
Amerika Birleşik Devletleri hükümeti tarafından, neredeyse elli yıldır adaya uygulanan haksız ve yasadışı ablukanın kaldırılmasını talep etmek için Birleşmiş Milletler Genel kurulu’nda 1992 yılından beri her yıl toplanıyoruz. Her on Kübalıdan altısı, bütün hayatlarını bu yararsız ve mantıksız politikanın altında geçirdiler. Şimdiye kadar halkımıza diz çöktürmek isteyenler başarısız oldular. Bu abluka, Sayın Barack Obama ve benim neslimden daha eskidir.
Birkaç dakika sonra yapılacak oylama, “İki güçlü kasırganın Küba’yı vuruşunun ardından, Amerika’da başkanlık seçimlerine altı gün kala, bizim ülkelerimiz ile hiçbir bağlantısı olmayan uluslararası derin sermaye krizinin yaşandığı” çok özel bir ortamda gerçekleşecek.
Küba da 500 binden fazla konut, binlerce okul ve sağlık kuruluşu kasırgadan etkilendi. Ülkenin elektrik-iletişim altyapısı ve ekili tarım alanlarının üçte biri harap durumda. Ve diğer zararlar. Küba, bu son doğal olaylardan, hiç olmadığı kadar çok zarar gördü. Bunlar, iklim değişiminin Karayıp ülkelerinde yol açtığı kötü sonuçlarıdır.
Eğer can kaybı asgari düzeyde olduysa bu, halkın ve Kübalı yetkililerin muazzam büyüklükte aldığı tedbirlerdendir. 3.2 milyon kişi evlerinden tahliye edilerek güvenli yerlere götürüldü. Katrina kasırgası geldiği zaman olan New Orleans’a değil, Küba’ya olmuştu.
Çok büyük zararlara ve kasırganın yol açtığı yıkıma rağmen hiçbir hasta, Küba’da tıbbi yardımdan yoksun kalmadı. Kübalı çocuklar ve bizim ülkemizde burslu okuyan, 125 ülkeden 30 bin genç, hâlihazırda derslerine devam etmekte. Hiç kimse kendi haline terk edilmedi.
Bugüne kadar, 64 ülkeden yardım aldık. Küba halkı ve hükümeti adına, bu özel dramatik durumda, herhangi bir biçimde Küba’ya destek veren ve dayanışma gösteren herkese derin minnettarlığımızı sunmak istiyorum.
Amerika Hükümet temsilcisinin, bu sabah burada öne sürdüğü iddiaların aksine geniş bir dayanışma gördük. Alışılmış riyakâr ve sinist tavrı ile konuşan temsilciyi, biraz sonra buradan cevaplayacağım.
Amerika Hükümetinden, Kuzey Amerikalı şirketlerden, yeniden onarım için altı aylığına bile olsa, özel kredi ile malzeme ve gıda maddeleri satın almamıza izin verilmesini talep ettik. Ricamız reddedilirken bile çirkin bir propaganda yapılarak Küba hükümetinin, halkının sorunları ile ilgilenip ilgilenmediği konusunda inceleme yapma hakkı talep edildi.
Küba her zamanki gibi geleneksel ilkelerine uygun davrandı. Bizim halkımıza karşı düşmanlık gösterenlerin, yaptırım uygulayanların, ambargoyu daha da ağırlaştıranların sahte yardımlarını kabul etmeyiz.
Küba, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinden, hiçbir şeyin, kendisine hediye edilmesini istemedi. Biz açıkça, bize satın alma olanağı tanınmasını talep ettik.
Başkan Bush yönetimi, uluslararası topluma bir kez daha yalan söyledi. Bize, 250 bin dolarlık zirai ürün satışı için izin verildiği açıklanırken yalan söyleniyordu. Zaten gıda ürünü satışı 2001 yılından bu yana mevcut, yeni olan bir şey yok -burada, nasıl böyle bir açıklama yapılabilinir – “meteorolojik olayların yıkıcı geçişinden sonra, Küba’ya yardım etmek için yeni bir karar aldık” denebilir.
Bu satışlar 2001 yılından beri devam ediyor. Bu ürünler bize; yalnızca sıkı denetim altında, karma karışık işler sonucunda, Amerika hükümetinin birçok kurumu tarafından uygulanan bürokratik süreçlerinde, lisanslamalar konusunda zorluklardan geçilerek, sorun üstüne sorun yaşatılarak teslim ediliyor. Ayrıca Küba, aldığı malın bedelini nakit ve önceden ödemek zorunda bırakılıyor. Gerçek şu ki Amerikan hükümeti, bu alımları kısıtlamak için her seferinde daha fazla engel çıkarıyor.
Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, eğer gerçekten Küba halkının refahı için endişeleniyorsa, tek dürüst ve ahlaki davranış; benim ülkeme koyduğu ambargoyu kaldırmak, Birleşmiş Milletler sözleşmesine uymak ve uluslararası Hukukun temel kurallarına tecavüz etmemektir.
Ambargo politikasının, Küba halkına her yıl verdiği zararın sadece ekonomik sonuçları konusunda, bir fikre sahip olunması için ;”Ike ve Gustav kasırgalarının, birlikte verdiği zararlara hemen hemen eşit bir miktarda” olduğunu belirtmek yeterli.
Kasırgalar, küresel ısınma ve iklim değişikliği koşullarında ağırlaşan doğal olaylardır. Maalesef, önüne geçilemiyor. Kasırgaların aksine ambargo, yasadışı ve soykırım politikasıdır. Küba halkının uzun süredir çektiği acıyı gidermek istiyorlarsa onu sonlandırabilirler.
Bizim sosyal ve ekonomik gelişmemizi engelleyen ve kasırgaların verdiği zararları, onarmamızın önündeki temel engelde, Amerika hükümeti tarafından Küba’ya karşı uygulanan ekonomik, ticari ve mali ambargodur.
Hesaplar son derece muhafazakâr tutulduğunda bile ablukanın Küba’ya verdiği zararın toplamının 93 milyar dolar olduğu görülecektir. Neredeyse bizim Gayri Safi Yurtiçi Hâsılamızın iki katı. Bugünkü değeri ile en azından 224 milyar 600 milyon dolar. Küresel ölçekli, bu vahşi ekonomik savaş, dinmiş olsaydı, elli yıl boyunca, Küba’nın neleri başarabileceğini hayal etmek hiç zor değil.
BM Genel kurulunun üst üste gelen 16 kararı ve uluslararası toplumun, isteklerine karşı açıkça saygısız davranan Amerika hükümeti, bu son yıl içinde Küba’ya karşı yeni ve daha sert ekonomik yaptırımlar uygulamayı onayladı. Küba ve diğer başka ülke şirketlerinin faaliyetlerine yaptığı eziyeti artırdı. Amerika, uluslararası mali işlerimizi yürütmek istediğimiz zaman, hatta Birleşmiş Milletlerin’in organizasyonlarına, ödemelerimizi gerçekleştirmek istediğimiz zaman, çılgın bir av partisi gösterisine başlıyor. Öfkesi o kadar arttı ki, bağlantıda olduğumuz internet sitelerine bile sonunda ambargo koydu.
Diğer taraftan Washington, Küba’nın anayasal düzenini yıkmak amacıyla, muhalif eylemlere malzeme ve mali desteğini eşi benzeri görülmemiş miktarda artırdı. Küba hükümetini devirmek için fazladan 46 milyon dolar daha harcamayı kararlaştırdı. Bizim ülkemize karşı, yasadışı yayınlar yapan radyo ve televizyonları desteklemek için de 39 milyon dolar verilmesini onayladı. Tek başına bu fonlar bile, kasırgaların ardından bize teklif edilen, farazi bağış miktarının sekiz katıdır.
Kuzey Amerika hükümetinin, Hesap Kontrol Ofisi tarafından dikkatle hazırlanan ve Kasım 2007 de yayınlanan bir raporunda, farklı ülkelere uygulanan yaptırımlar, 20 program ile açık biçimde tanıtıldı. Bu raporda Küba’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımlar, çok daha fazla geniş tutulmuş. Zaten Birleşik Devletlerin amacı Küba’ya her seferinde daha fazla yaptırım uygulamaktır.
Sayın Başkan,
Geniş ve bilgilendirilmiş rapor, Genel Sekreterlik ve iştirak eden 118 ülke ve 22 organizasyon ve uluslararası ajanslara sunuldu. Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı ambargo, Küba’nın sosyal ve ekonomik hayatında etkilemediği hiçbir şey yoktur.
Modern onkoloji için zorunlu tomografilere, çocukların kalp damar sistemindeki ameliyatlar için gerekli donanım girdilerine erişmek imkânsız. Çünkü bize satış yapanlara para hatta hapis cezas