2 Kasım’da herkes Ankara’ya gelecek! Yanlarında, parasızlıktan okul kapısından giremeyen veya kapısından girecek bir okul dahi bulamayan yoksul çocukların gözyaşlarını da getirilecekler. Büyük alışveriş merkezleri ışıl ışıl parlarken, okulların elektriksiz kalmasının hesabı sorulacak o gün. Parası kadar sağlık sunulanlar, hastane kapısında bir başına çaresiz bırakılanlar, ilaçsız doktorsuz kalanlar, o gün Ankara’da şifa arayacak. Gerçekte hasta […]
2 Kasım’da herkes Ankara’ya gelecek!
Yanlarında, parasızlıktan okul kapısından giremeyen veya kapısından girecek bir okul dahi bulamayan yoksul çocukların gözyaşlarını da getirilecekler. Büyük alışveriş merkezleri ışıl ışıl parlarken, okulların elektriksiz kalmasının hesabı sorulacak o gün.
Parası kadar sağlık sunulanlar, hastane kapısında bir başına çaresiz bırakılanlar, ilaçsız doktorsuz kalanlar, o gün Ankara’da şifa arayacak. Gerçekte hasta olanın bu düzen olduğunu bilerek, en doğru reçetenin ancak halkın iktidarında olduğunu haykıracaklar.
2 Kasım’da herkes Ankara’ya gelecek!
Dikmen’den Mamak’tan gecekondu halkı, yanlarında hayalleriyle birlikte gelecekler. İstemez mi onlar da, yıkım korkusu olmadan geceleri huzur içinde yatmayı ve herkes gibi sabah olduğunda sıcacık bir yuvada uyanmayı? Kendilerine “işgalci” diyen gerçek işgalcilere karşı bir kez daha evlerini, ailelerini savunmak için; o gün kentin bulvarlarını, meydanlarını işgal ediverecekler bir süreliğine.
Ulaşıma, kömüre, suya, doğalgaza yapılan fahiş zamların belini büktüğü yoksul emekçi kentliler, o gün tüccar belediye başkanlarının topundan birden kurtulmaya gelecek.
Zenginlerin icat ettiği şu “küresel ekonomik kriz”in, dünyanın her yanında gerçekte zengine dokunmayıp, yoksulları daha da yoksul kıldığı, o gün bir kez daha haykırılacak. Fabrikası dükkanı kapanıp işsiz kalanlar, ücretleri değer kaybedenler, kredi kartı borcu altında ezilenler; o borsalar düşerken halkın öfkesinin nasıl tavan yaptığını sergileyecek.
2 Kasım’da herkes Ankara’ya gelecek!
Sermayeye satılıp kurutulan derelerden, tarlada çürümeye bırakılan ürünlere değin, ne kadar can yakan iş varsa, o gün dile getirilecek. Kimi üniversitesine, kitaba, bilime sahip çıkacak, kimi de toprağına, ağacına. Herkes, halka ait olanın, şimdi ele güne üç beş kuruşa peşkeş çekilmesine en güçlü itirazını seslendirecek.
O gün Amerikancıların ve gericilerin değil, halkın borusu ötecek! Özgür, eşit ve kardeşçe bir yaşam isteyenler; o gün bütün o kirli ve kanlı oyunları boşa çıkaracaklar.
2 Kasım’da herkes Ankara’ya gelecek!
O gün Ankara’da hava açık olacak. Gök delinse yağmur yağsa da kimseler aldırmayacak. Herkes başını kaldırdı mı, gökyüzünde güneşi görecek; memlekete sinsi sinsi karanlığı yayan o “ampul”e inat, parlayan güneşi!
O gün Ankara, Kasım soğuğuna aldırmadan sımsıcacık olacak. Kimseler üşümeyecek, bir ilkbahar havası kaplayacak kenti.
O gün Ankara, yoksulların ve emekçilerin kenti olacak. Hırsızlar, yolsuzlar, rantçılar, Amerikancılar, yobazlar; topu birden kenti terk edecek.
O gün “AKlanmayacak”, “HAKlanacak”!
O gün Ankara, “halkın hakları var” diyenlerin başkenti olacak!
O gün Ankara, çok daha güzel olacak!
*Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı