Askeri vesayet rejimi ve onun TSK içindeki yönetici çekirdeği, Taraf Gazetesi’nin yayınladığı belgenin de gösterdiği gibi, metropollerde AKP’yi ve Bölge’de de DTP’yi stratejik hasım olarak görüyor. Türk politik yaşamının en yalın gerçeği budur. Gerçek böyle olunca, siz sanabilirsiniz ki, askeri vesayet rejiminin stratejik hasım saydığı güçler de bu rejimin yönetici çekirdeğine karşı ortak hareket ediyorlar… […]
Askeri vesayet rejimi ve onun TSK içindeki yönetici çekirdeği, Taraf Gazetesi’nin yayınladığı belgenin de gösterdiği gibi, metropollerde AKP’yi ve Bölge’de de DTP’yi stratejik hasım olarak görüyor.
Türk politik yaşamının en yalın gerçeği budur.
Gerçek böyle olunca, siz sanabilirsiniz ki, askeri vesayet rejiminin stratejik hasım saydığı güçler de bu rejimin yönetici çekirdeğine karşı ortak hareket ediyorlar…
Hayır! Böyle bir ortaklık yok… Çünkü gerçek şematik değil, diyalektik…
Hemen belirtelim ki, DTP bir dizi kritik anda, parlamentodaki gücünü AKP’yi hedef alan askeri vesayet rejiminin güçlerine karşı kullandı. Cumhurbaşkanı krizinde böyle oldu. Referandumda böyle oldu. Bunun pek çok örneği var. Ama AKP, kendisini de hedef alan askeri vesayet rejiminin güçlerine karşı DTP’yle hiçbir zaman dayanışma içinde olmadı. Tam tersine, AKP’nin politikası, askeri vesayet rejimi güçleriyle birlikte DTP’ye karşı saldırı politikası oldu.
AKP’nin bu politikası onun kendi aklı ve vicdanı ile vardığı bir politika mıydı? AKP içinde Kürt düşmanı ciddi bir çekirdeğin olduğu malum. Ancak, kendisini Allah’ın huzurunda bir başına hisseden AKP’li mü’min, eminiz ki, Kürt düşmanı politikaları vicdanında da, aklında da beraat ettiremiyor.
Allahın huzurunda ettiremiyor ama, paşaların huzurunda bu politikaları birer emir olarak telakkı ediyor. Sonra çıkıyor medyanın karşısına ve ‘PKK’ye terrorist demeyenin elini sıkmam’ diye, verilen emirlerin gereğini yapıyor. Taraf Gazetesi’nin yayınladığı belge emirlerin nasıl imal edildiğini, uygulandığını ve kimlerin uyguladığını gösteriyor.
İşte en son örnek: Darbe süreci yürürken, Anayasa Mahkemesi türbanla ilgili değişiklikleri yargı darbesi olarak nitelenen bir kararla yok sayarken, AKP’ye karşı kapatma davası sürerken, bütün bunların nasıl bir merkezden yönetildiği Taraf Gazetesi’nin yayınladığı Eylem Planı isimli belgeyle bir kere daha açığa çıkarken, AKP Kürt coğrafyasında, Amed’de ne yapıyor?
İşte haber:
‘TOKİ’nin kente yaptığı konut ve hastane binasına Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi taş koydu. Hastanenin elektrik ihtiyacı karşılanamıyor, konut projeleri ihalelerinde de engelller çıkarılıyor.
TOKİ’nin Diyarbakır’da inşa ettiği toplu konutlarda incelemelerde bulunan Başkan Erdoğan Bayraktar, basın mensuplarına belediyeden dert yandı.’
Haber AKP kaynakları tarafından veriliyor. Tümüyle yalana dayalı bir AKP propagandası. Diyarbakır Belediyesi gerekli açıklamaları yapıyor. Elektrik dağıtımının DEDAŞ tarafından yapıldığı ve bu kurumun da belediye ile hiçbir ilgisi olmadığı belirtiliyor. Daha da önemlisi, Kürt illeri dışında, her yerde belediyelerle birlikte çalışan AKP yönetimli TOKİ’nin Diyarbakır’da valilikle protokol yaptığı vurgulanıyor… Valilikle protokol demek, bu ortamda askeri vesayet rejimiyle protokol yapmak anlamına geliyor.
Nedir bu?
Bu, AKP’nin TOKİ gibi akçalı kuruluşlar eliyle, Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı yerel seçim ‘savaşına’ girişmesidir…
Yani, metropollerde kurbanlık koyunlar gibi boynunu Anayasa Mahkemesi’ne uysalca uzatan ‘mağdur’ AKP, Kürt coğrafyasında Ulubatlı Hasanlar gibi Diyarbakır kal’asına saldırıyor…
Bu nasıl oluyor? Koyunlar gibi uysal olanlar, Kürdün karşısında nasıl oluyor da kurt kesiliyor?
Bunun yanıtı Genelkurmay eylem belgesinde yazılmıştır. Kürt coğrafyasında AKP Genelkurmay’a ait eylem planının bir parçasıdır… O nedenle, metropollerde kendisine karşı işlese de, AKP bu plana hiçbir şekilde açık tutum alamaz…
Öyle olmasına öyledir, ama, metropollerde bize düşen askeri vesayet rejimine karşı AKP’nin kapatılmasına ‘hayır’ demeye devam etmektir
www.gündemonline.net