Ankara’nın susuzluk sorununa çözüm getirmesi beklenen Kızılırmak’ın suyu kente yaklaştıkça bu suyun niteliğine ilişkin tartışmalar da artıyor. Belediye’nin ağ sayfasında 26 Şubat günü eriştiğimiz bir belgede Melih Gökçek, Gazi Üniversitesi’nin de katıldığı bir raporun “Kızılırmak suyuna bir onay daha!” verdiğini savunuyor (Bakınız: http:// www.ankara.bel. tr/Haberler/kizilirmak_su-yu_2W22008.aspx). Ağ sayfasındaki habere göre, Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine […]
Ankara’nın susuzluk sorununa çözüm getirmesi beklenen Kızılırmak’ın suyu kente yaklaştıkça bu suyun niteliğine ilişkin tartışmalar da artıyor. Belediye’nin ağ sayfasında 26 Şubat günü eriştiğimiz bir belgede Melih Gökçek, Gazi Üniversitesi’nin de katıldığı bir raporun “Kızılırmak suyuna bir onay daha!” verdiğini savunuyor (Bakınız: http:// www.ankara.bel. tr/Haberler/kizilirmak_su-yu_2W22008.aspx). Ağ sayfasındaki habere göre, Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Makine Mühendisliği ve Kimya Mühendisliği Bölümü hocalarının gözetiminde Kesikköprü Baraj gölünden alınan su numunelerinin DSİ, ASKİ ve fakülte laboratuvarla-rında gerçekleştirilen çözümlemelerde Kızılırmak suyunun içilebilir olduğuna ilişkin görüş birliğine varılmış.
Bu çalışmalara göre Ankara’nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı Çamlıdere Barajı ham suyu ile Kesikköprü Baraj suyundan alınan örnekler eşit oranda harmanlanarak, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Devlet Su İşleri ve ASKİ laboratuvarların-da ölçülmüş. Sonuçta İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve EPA’nın sülfat ve klorür için belirlediği 250 miligram üst değerinin çok altına düştüğü saptanmış.
• • •
Raporun bir sonraki bölümünde şu görüşler yer alıyor: “Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Murat-han ile Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Özbay imzası ile yayınlanan rapor ile birlikte Ankara’da kullanılmaya başlanacak Kızılırmak suyunun içilmesi ve kullanılması hususunda herhangi bir sakınca olmadığı bilim insanları tarafından bir kez daha kanıtlanmış oldu.”
Rapor şöyle devam ediyor: “Kesikköprü Baraj gölü suyu ağır metaller yönünden sınır değerler göz önüne alındığında, kirlilik oluşturmamaktadır. Tespit edilen oranlar Kesikköprü suyunun harmanlanıp İve-dik Arıtma Tesisi’nde arıtıldıktan sonra şebekeye verildiğinde içilebilir nitelik kazanabileceği ve herhangi bir laktesif yaratmayacağı görüşündeyiz.”
Fotoğrafa toplu olarak baktığımızda şu görülüyor: Ankara’daki barajlarda su seviyeleri düştüğü için dip suları kullanılıyor. Rapordan anlaşıldığına göre bu dip sularıyla Kızılırmak suyu eşit oranda harmanlandığında sülfat ve klorür açısından sorun yaratmıyor. Sorulması gereken soru şu olabilir: Kızılırmak suyu Çamlıdere Barajı’yla bire bir harmanlanma duru-mundaysa, Kızılırmak suyu Ankara’nın susuzluk sorununu çözmüş oluyor mu? Diyelim ki şu an Çamlıdere’nin dip suları kente iki ay daha yetecek düzeyde. Kızılırmak suyu geldiğinde de dört aylık suyumuz var demektir. Çünkü bire bir harmanlanmadan bu su içilmeyecek! Bir çözüm de şu olabilir: Su bire bir harmanlanmaz, çok daha düşük oranda harmanlanır: Öyle olunca içilmez ancak kullanılır. Bu durumda da kentlilerin musluklarından akan suyun ne zaman içileceği ne zaman sadece kullanılacağı konusunda bilgileri olması gerekir ki bunu sağlamak mümkün değildir.
• • •
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, belediye yetkililerinin beyanlarına göre Ankara’nın son birkaç aydır dip suyu kullandığını ve dip suyu olarak adlandırılan, barajlarda artık dipte kalan suyun, normal suya göre çok daha kirli ve her arıtma tesisinin arılamayacağı nitelikte olduğunu düşünüyor. Akdur’a göre, “Dip suları başta kurşun olmak üzere ağır metallerle kirlilik düzeyi yüksektir. İyi arıtılamaz ise ağır metal zehirlenmeleri ve kimyasal ishallere neden olur…. İvedik tesisleri bu dip suyunu arıtma yeteneğinde değil.” Akdur, “Kanalizasyon suyu da dahil dünyada içilemeyecek su yoktur. Ancak bu suyu arıta-mayacak arıtma tesisleri vardır. Elbetteki uygun arıtma tesislerinde arıtıldığı zaman Kızılırmak suyu da içilebilir. Ancak İvedik tesisleri Kızılırmak suyunu arıtma yeteneğinde değildir” diyor.
İvedik arıtma tesislerine ilave üniteler yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Akdur, “Bunlara genellikle yumuşatma tesisleri ya da ters ozmoz ünitesi diyoruz. Ankara’da bir senedir Kızılırmak suyuna ihtiyaç duyulacağı biliniyor ve hâlâ ters ozmoz sistemi yapılmadı. Geçen ağustostan bu yana da istenseydi bu üniteler eklenebilirdi” yorumunu yapıyor.
Birgün