Ekim başlarındaydı sanırım, Fransa meclisinin Ermeni soykırımını inkârı yasaklama girişiminin dünyada yankı bulduğu günlerde. Buenos Aires polis müdürlerinden Miguel Etchecolatz soykırım suçundan mahkum edilmiş, davanın tanıklarından Jorge Julio Lopez kaçırılmış, faşistler de fırsat bu fırsat Arjantinli general eskisi Reynaldo Bignone’nin çağrısıyla San Martin meydanında toplanmaya kalkmışlardı, «siyasal tutsaklara af» talebiyle. O akşam Convergencia Socialista adlı […]
Ekim başlarındaydı sanırım, Fransa meclisinin Ermeni soykırımını inkârı yasaklama girişiminin dünyada yankı bulduğu günlerde.
Buenos Aires polis müdürlerinden Miguel Etchecolatz soykırım suçundan mahkum edilmiş, davanın tanıklarından Jorge Julio Lopez kaçırılmış, faşistler de fırsat bu fırsat Arjantinli general eskisi Reynaldo Bignone’nin çağrısıyla San Martin meydanında toplanmaya kalkmışlardı, «siyasal tutsaklara af» talebiyle.
O akşam Convergencia Socialista adlı bir Troçkist çevre, Argentina Rebelde grubu, bir de San Telmo mahalle konseyi, meydanı faşistlere bırakmayacağımızı göstermek üzere bizler de buluşmuştuk San Martin’de. Sonları Nazilerden beter olacak, dünyanın diğer ucuna da kaçsalar aranıp bulunacaklardı. Ya da ta 1982’den kalma ünlü sloganda söylendiği üzere, ulusu satan tüm subayların sonu, kurşuna dizilecekleri infaz duvarı olacaktı.
Cezalandırılmamış her soykırım, her katliam, her cinayet nasıl ki yenilerini doğuruyorsa, dünyanın bir ucunda verilmiş bir ceza, soykırım karşıtı bir karar da diğer ucunda buluyor yankısını.
O akşam yaptığı konuşmada San Telmo mahalle meclisi temsilcisi şöyle sesleniyordu: «Dünyanın hiçbir uygar, demokratik ülkesinde soykırımı inkâr edenlere söz hakkı verilmez, bu mitingi yasaklamayan hükümet suç işlemektedir»
2007 başlarında, Ocak ayının ikinci yarısındayız artık. 20 Ocak sabahı…
Clarin gazetesinden Carolina Podesta, Türkiye’deki etnik gruplara dair bir araştırma yaptığı sırada tanışmış Hrant Dink’le. Gazetede tam sayfalık haber var ama, Podesta’nın dostça bir üslûpla yazdığı elveda yazısını yalnızca internete koymuşlar.
La Nacion gazetesi ajanslardan derlemiş üçüncü sayfadaki haberi. Tıpkı Clarin ve diğerleri gibi o da 301’den, Orhan Pamuk’tan, Ankara’nın ısrarla reddettiği soykırımdan bahsediyor. Habere eşlik eden renkli fotoğraf, Reuters’den alınmış. Soldaki, ÖDP’den Alper Taş.
Bizim sol cenahın gazetesi Pagina/12 ise Robert Fisk’in Independent’taki yazısını yazarın izniyle basmış. Yazı şöyle başlıyor: «Hrant Dink, Ermeni soykırımının 1.500.001’inci kurbanı oldu dün».
Hrant Dink’in katilini mi arıyorsunuz? 1915’in, 1938 Dersim’in, 12 Mart’ın, Kızıldere’nin, Mamak’ın, Metris’in, Bayrampaşa’nın, Maraş’ın, Sivas’ın, 12 Eylül’ün, Kirli Savaş’ın, yargısız infazların, kayıpların, Diyarbakır Cezaevi’nin hesabını sormayan, katilleri dokunulmazlık zırhıyla kuşatanlardır.