Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, devletin Kürt hareketiyle yürüttüğü sürece ve bu kapsamda başlatılan Meclis’teki komisyon çalışmalarına dair Can Medya Grup Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır’a konuştu.

Uçum, sürecin bir “devlet inisiyatifi” olarak başladığını ve halen devlet politikası olarak devam ettiğini vurguladı.

Önceki çözüm/müzakere süreçlerinden farkı sorulduğunda ise Uçum, şu yanıtı verdi:

Bu sürecin adı, öncekine benzer şekilde bir “çözüm süreci” değil; bir “geçiş süreci”dir.Geçiş sürecinin ön şartları olarak terör örgütünün feshi gerçekleşti ve silah bırakma kararı alındı. Fesih ve silah bırakma kararıyla geçiş süreci somut olarak başladı.

Yasal zemin için ne öngörülüyor?

Uçum, PKK’nin silah bırakma sürecinin tamamlanması ve siyasi etkisinin sonlanmasıyla “demokratik siyaset” imkanlarının genişleyeceğini iddia etti. Bu kapsamda operasyon ve kayyum gibi uygulamalara “ihtiyacın” da ortadan kalkacağını savundu. Uçum böyle bir ortamda yeni bir anayasayı hayata geçirmenin koşullarının da daha fazla olgunlaşacağını ekledi.

Yeni anayasaya da değinen Uçum, “Türk vatandaşlığı” tanımı, “Türkçeni tek resmi dil olması” gibi konuların tartışmaya kapalı olduğunun altını çizerken yerel yönetim reformunun gündeme gelebileceğini ancak bunun da üniter yapıyı destekleyecek biçimde olabileceğini belirtti.

“Geçiş Süreci Kanunu”

Daha önce X hesabından yaptığı açıklamaya dair gelen “Geçiş Süreci Kanunu” sorusuna ise açıklamasını kısaca özetleyerek yanıt verdi. Bu süreçte tek, geçici ve özel bir kanun çıkması gerektiğini söyleyen Uçum, kanunun toplumsal ve ekonomik hayata katılım ve entegrasyon hukuku, ceza ve infaz hukuku ile sosyal hukuk konularını kapsaması gerektiğini belirtti. Uçum geçiş sürecinde genel talepler ve hakların esas alınmayacağını, kapsamdaki kişiler için geçişi sağlayacak teknik ve pratik hukuki koşulların esas alınacağını yineledi.