Siyasi bilincin tam oturmayışı nedeniyle puan kırsak da yine de sunduğu farklı mücadele seçenekleri sebebiyle Riot: Civil Unrest oynamaya değer. Fakat eğer daha net, hatta açıkça ‘komünist’ bir siyasi çizgide, yarı gerçek yarı kurgusal bir isyan simülasyonu istiyorsak işte o zaman adresimizde başka bir oyun var
Şöyle bir geriye dönüp dünyada on-yirmi yıl içerisinde yaşanan ayaklanmaları hatırlamaya çalışalım. Kapitalizmin 2008 yılında kendini gösteren ekonomik krizi ile doğrudan ya da dolaylı olarak başlayan toplumsal hareketler pek çok ülkede isyana dönüştü. Güney Avrupa’da krizin faturasını ödemek istemeyenler kitleler sokaklara döküldü. Arap coğrafyasına geldiğimizde benzeşmezliği nedeniyle adına ‘bahar’ demenin pek de kolay olmadığı bir ayaklanma zinciri isminden söz ettirdi. Türkiye’de ise cumhuriyet tarihinin en büyük toplumsal olaylarından biri, Gezi ayaklanması yaşandı.
Bir bilgisayar oyunu düşünün ki tüm bu olayları ve çok daha fazlasını bir simülasyona dönüştürüyor. Karşınızda Riot: Civil Unrest (Ayaklanma: Sivil İtaatsizlik). İtalyan oyun geliştiricisi Leonard Menchiari’nin tasarladığı bu simülasyonda, çeşitli toplumsal olayların kırılma anları içerisinde kitleleri yönetiyorsunuz.
Peki 2019 yılında oyuncu ile buluşan Riot: Civil Unrest’te hangi sahneler konu ediliyor? Mesela İspanya’da 2011-2012 yıllarında ‘15-M Hareketi’ ya da ‘Öfkeliler’ olarak bilinen, işsizlik ve ekonomik sorunlar nedeniyle başlayan eylem süreci; Yunanistan’da polis kurşunuyla ölen Alexandros Grigoropoulos’un ardından ağır ekonomik kriz ile birleşen sokak eylemleri; Taksim Meydanı’nda başlayan ancak kısa sürede tüm Türkiye’ye yayılan 2013 Gezi Parkı direnişi; Mısır’da, yüz binlerin toplandığı meşhur Tahrir Meydanı’nda başlayan ve Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in istifasıyla sonuçlanan 2011 eylemleri…
Sadece ‘bildiğimiz’ değil, pek aşina olmadığımız ya da unuttuğumuz pek çok başka ayaklanma da oyunda karşımıza çıkıyor: Fransa, Kolombiya, Şili, Brezilya…
Pikselli grafikleriyle sanatsal açıdan hoş bir manzara sunan Riot: Civil Unrest’in dikkat çekici yanı tek başına ‘eylemleri hatırlatması’ değil. Oyunda farklı olaylara göre kullanabileceğiniz farklı ‘silahlarınız’ var. Mesela ‘sosyal medya’ ya da ‘oturma eylemi’ bunlardan bazıları. Fakat pasif direnişin etkili olmadığını düşündüğünüz takdirde başka şekillerle daha militan bir strateji benimsemek yine sizin elinizde.
Elbette bu değişimlerin bir ‘bedeli’ oluyor. Raund sonunda birden fazla puan toplanıyor bir alanı tutmak ya da bir polis barikatını yarmak gibi ‘askeri başarınızın’ yanı sıra ‘kamuoyundaki meşruiyetiniz’ de hesaplanıyor. Ne zaman geri çekileceğinizi ne zaman bedel ödemeyi göze alarak ileriye gideceğinizi olaya göre sizin hesaplamanız gerekiyor. Bu da Riot: Civil Unrest’i hem özel kılıyor hem de seviyeleri geçmeyi epey zorlaştırıyor.
Tabii siyasi açıdan bu oyuna bir karakter sunmak pek doğru olmayacaktır. Öyle ki oyun size ‘karşı tarafı’ yani ‘polisleri’ de oynamayı mümkün kılıyor. Yani polisleri seçerseniz eğer eylemcilere ‘şiddet uygulayarak’ da oyunu kazanabilirsiniz. Öte yandan siyasi olarak ‘sağ kanat’ göstericilerin ağır bastığı Venezuela ve Ukrayna gibi sahneler de oyunda yer buluyor. Dolayısıyla oyunun net bir siyasi kimliği temsil ettiğini söylemek güç.
Siyasi bilincin tam oturmayışı nedeniyle puan kırsak da yine de sunduğu farklı mücadele seçenekleri sebebiyle Riot: Civil Unrest oynamaya değer. Fakat eğer daha net, hatta açıkça ‘komünist’ bir siyasi çizgide, yarı gerçek yarı kurgusal bir isyan simülasyonu istiyorsak işte o zaman adresimizde başka bir oyun var; gelecek hafta konumuz Tonight We Riot (Bu Gece Ayaklanıyoruz) …
Kaynak: Evrensel
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.