“Bu düzenleme, toplumda yanlış algılandığı gibi bir ‘hak genişletmesi’ değil, aksine trans+’ları hedef haline getirebilecek bir veri izleme mekanizması ve sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlayabilecek bir bürokratik engel potansiyeli taşıyor”
Kayseri Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü’nün, şehirdeki hastanelere gönderdiği genelge, tartışma başlattı. Genelgede “durum bildirir sağlık kurulu raporu verilişi nedenleri arasına cinsiyet değiştirme” seçeneğinin de eklendiği belirtildi. İlgili hastanelerden “diğer” seçeneğini kullanmamaları, ıslak imzalı değil e-rapor düzenlenmesi istendi.
Belgenin sosyal medyada dolaşıma girmesi üzerine, bazı kullanıcılar “AKP’den LGBT açılımı” diyerek, cinsiyet uyum sürecinin kolaylaştırıldığını iddia etti. Medeni Kanun’a göre 18 yaşını geçen, evli olmayan ve resmî sağlık kurulu raporu alabilen herkes cinsiyet uyum ameliyatı olabilmesine rağmen; sanki bu şart yeni gelmiş gibi çok sayıda yorum yapıldı.
Sosyal medya paylaşımlarının çoğalması üzerine Sağlık Bakanlığı açıklama yaptı. Bakanlığın “Sağlıklı Çözüm” sosyal medya hesabından yapılan açıklamada mevcut prosedür hatırlatıldıktan sonra, Bakanlığın “mahkemeler tarafından talep edilen sağlık kurulu raporlarının standardize edilmesi ve uygulamada birlik sağlanması amacıyla” yeni bir düzenlemeyi hayata geçirdiği de açıklandı.
Açıklamaya göre; mahkeme tarafından istenen “Cinsiyet Değişikliği Tıbbi Endikasyon Raporu” yalnızca ilgili branş (Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları, Üroloji, Kadın Hastalıkları Ve Doğum, Plastik Ve Rekonstrüktif Cerrahi, Psikiyatri Ve Tıbbi Genetik) uzmanlarının yer aldığı tam teşekküllü bir kurul tarafından düzenlenecek. Ayrıca, Kurul öncesinde başvuran kişinin bu branş hekimlerince ayrı ayrı muayenesi zorunlu kılınacak.
Bakanlık, bu düzenlemeyle cinsiyet uyum süreçlerini daha fazla kontrol etme ve denetleme niyeti olduğunu da söyledi:
Söz konusu düzenleme ile kontrol ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve uygulamada karşılaşılan hataların giderilmesi amaçlanmıştır. Yapılan düzenleme cinsiyet değişikliğine ilişkin yeni bir hak tanımamakta veya kolaylık sağlamamaktadır.
Peki söz konusu düzenleme nelere yol açacak? Cinsiyet uyum süreçleri daha da mı zorlaşıyor?
Cinsiyet uyum süreçleri üzerine uzmanlaşan derneklerden Muamma LGBTİ+’ Derneği’nden Umut Derin’e göre; bu düzenleme bir veri toplama ve denetimi sıkılaştırma hamlesi:
Son günlerde, Sağlık Bakanlığı’nın genelgesi ve ardından yaptığı açıklama üzerinden, cinsiyet uyum süreçlerinin kolaylaştığına dair gerçeği yansıtmayan bir tartışma yürütülmektedir. Bizler, LGBTİ+ örgütleri ve aktivistleri olarak, yaşanan bu sürecin topluma servis edildiği gibi olumlu bir “kolaylaşma” değil, aksine bir veri toplama ve denetimi sıkılaştırma hamlesi olduğunun altını çizmek istiyoruz.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın (YÖK), tıp fakültesi bulunan üniversitelere yazı göndererek, son 10 yılda “cinsiyet değiştirme talebi reddedilen, kabul edilen ve ameliyat olanların” sayısını talep ettiği de geçtiğimiz aylarda açığa çıktı. YÖK, karar sürecinin nasıl işletildiği konusunda da bilgi talep etti.
YÖK’ün 17 Haziran’da üniversitelerin tıp fakültelerine ilettiği yazı; Sağlık Bakanlığı’nın hormona erişim yaşını 21’e çıkartmasının hemen ardından geldi. YÖK’ün transları fişlemesi olarak yorumlanan bu girişimine karşı, trans erkek öz örgütlenmesi Kapsama Alanı harekete geçti. Oluşum, “Biz, transların açık rızası olmadan bu verilerin paylaşımı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır” diyerek transları üniversitelere dilekçe vermeye çağırdı.
Umut Derin de benzer bir çağrı yaparak, bu yeni düzenlemenin YÖK’ün veri talebiyle ilgili olabileceğini vurguladı:
Bakanlığın genelgesinde, “cinsiyet değişikliği” seçeneğinin elektronik sistemdeki açılır menüye eklenmesinin asıl nedeninin Haziran ayında hastanelerden talep ettiği cinsiyet uyum süreci verilerinde yaşadığı standardizasyon ve takip sorunudur. Bu değişiklikle amaçlanan, trans+ lara ilişkin verileri merkezde daha sistematik ve kolay bir şekilde toplamak, izlemek ve kontrol etmektir. Bu noktada, trans+ ları hedef alan bir veri tabanı oluşturulma riskine karşı insan haklarının savunan herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz. Trans+ ların , ilişkili oldukları hastanelerin ilgili birimlerine bilgi edinme hakkı başvurusu yaparak kişisel verilerinin kimlerle paylaşıldığını sorması ve bu süreci takip etmesini daha öne LGBTİ+ örgütleri olarak önermiştik, bunu yinelemek istiyorum.
Bakanlık açıklamasında öne çıkan bir diğer konu ise raporların artık beş farklı branştan oluşan bir kurul tarafından verileceği oldu. Umut Derin, bunun “standardizasyon” olarak sunulmasının kulağa olumlu gelebileceğini ancak, beraberinde büyük bir riski daha barındırdığını belirtti:
Sağlık hakkına erişimin fiilen engellenmesi. Türkiye’nin pek çok ilindeki hastanelerde bu branşların tamamı ya bulunmamakta ya da bu alanda yeterli bilgi ve deneyime sahip değildir. Bu standart, bahane edilerek, “Bizde yeterli uzman yok” gerekçesiyle trans+ ların sağlık hakkına erişimi resmi olarak gasp edilebilir. Bu uygulama, Anayasa’nın 10. maddesinde garanti altına alınan eşitlik ilkesine ve temel bir insan hakkı olan sağlık hakkına aykırıdır.
Derin, “Bu düzenleme, toplumda yanlış algılandığı gibi bir “hak genişletmesi” değil, aksine trans+ bireyleri daha görünür kılarak hedef haline getirebilecek bir veri izleme mekanizması ve sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlayabilecek bir bürokratik engel potansiyeli taşımaktadır” diyerek taleplerini ise şöyle açıkladı:
Talebimiz nettir: Trans+ ların, onurlu bir yaşam sürmek için ihtiyaç duyduğu tıbbi prosedürlere eşit, ücretsiz, erişilebilir ve ayrımcılık olmaksızın ulaşabilmesi için mevzuat önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Ayrıca artık Trans+ larla uğraşmaktan vazgeçin!
Kaynak: KaosGL