CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gürsel Tekin’in “daha önceden haberim yoktu” açıklamalarına dair “Kimse kimseyi haberi olmadan bir yere kayyum atamaz” dedi ve Tekin’in iktidarın hamlesinin bir parçası olduğunu söyledi. Tekin’in kararı önceden bildiğini, karardan bir gün önce bütün aidatlarını ödemesinin bunun önemli bir göstergesi olduğunu söyleyen Özel, “Kayyum Gürsel Tekin’i alamayız, randevu veremeyiz” dedi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, NOW Tv’deki Çalar Saat programına konuk oldu. Özel, CHP İstanbul İl Örgütü’ne Gürsel Tekin’in kayyum olarak atanması ve 15 Eylül’de görülecek CHP kurultayı davasına dair soruları yanıtladı. Özel sözlerine kuruluş yıldönümü etkinliklerine değinirken, bu etkinliklere yoğun ilgi olduğunu söyledi. Bu kapsamdaki çalışmaların iktidar yürüyüşlerinin bir parçası olarak ifade eden Özel, CHP kurultayı davası için de “Burada bir iktidar hazırlığı var. 15 Eylül bu iktidar hazırlığından rahatsız olanların ortaya çıkardıkları bir teferruat” dedi.
Özel, partisinin İstanbul İl Örgütü’nde olağanüstü kongre için hazırlıkların sürdüğünü, daha önce yetki gaspı olarak tanımladığı kararı boşa düşürmek için notere imza verildiğini söyledi.
Gürsel Tekin’in “daha önceden haberim yoktu” açıklamalarına dair “Kimse kimseyi haberi olmadan bir yere kayyum atamaz” diyen Özel, Tekin’in iktidarın hamlesinin bir parçası olduğunu söyledi. Özel bunun üzerine Tekin’in disipline sevk edildiğini ekledi. Tekin’in kararı önceden bildiğini, karardan bir gün önce bütün aidatlarını ödemesinin bunun önemli bir göstergesi olduğunu söyleyen Özel, “Kayyum Gürsel Tekin’i alamayız, randevu veremeyiz” dedi.
Özel’in konuşmalarından satır başları şöyle:
Dün İstanbul’da İl başkanlığına gittim. Olağanüstü il kongresi kararı alıyorlar. Delegelerimiz noterde kuyrukta. Dün 200’ün üzerinde imza il başkanlığına gelmiş. Zaten 300 imza olduğunda seçimli olarak yeniliyorsun. Sadece 120 imza il kongresini yapmaya yetiyor, beşte biri. O kongreye gidenlerin yarısı ‘Seçim yapalım’ derse de seçim olacak. Şu anda kongreyi toplayacak sayıya ulaştık. Dün gördüğüm manzara ne? ‘Geçen seçim Özgür Çelik’i desteklemedim diyor. Ama bu darbe girişimine karşı imza vermeye geldim’ diyor. Biz de diyoruz ki ‘Notere vereceksin.’ Tayyip Erdoğan, CHP’nin il kongreleriyle, CHP’nin genel kuruluyla niye bu kadar meşgul?
Kimse kimseyi haberi olmadan bir yere kayyum atamaz veya kayyum talep listesine koymaz. İşin o kısmını tartışmayacağım. Gürsel Tekin ismini de tartışmayacağım. Gürsel Tekin geçmişte partide görev yapmış. Benim birlikte görev yaptığım, hiçbir zaman partimin büyüğü olarak partide görev yapmış birisi olarak, geçmişte görev yapmış birisi olarak kamuoyu önünde çatışmak isteyeceğim bir isim değil.
…
Bu sırada ‘Efendim mahkeme karar almış. Kurultayı iptal etmiş. Gel sen buraya il başkanı ol.’ Bu görevi kabul eden kişiyi ben geçmişte hürmet ettiğimiz, saygı gösterdiğimiz veya birlikte siyaset yaptığımız kişiden ayırırım. Burada kişi kimlik değişiyor. Bu şartlar altında bu haksız, hukuksuz, vicdansız, acımasız ve iktidar yürüyüşünü engellemek için partiyi karıştırmaya yönelik karara biri lazım. Bir parti üyesini alıp oraya koyacaklar. Bunu kabul etmemek lazım. Ben kabul ettiğini duyduğumda dedim ki ‘Partiyle ilişkisini kesmemiz lazım.’ Orada tabii bir manipülasyon var. Bir üyenin partiyle ilişkisinin kesilmesi için Yüksek Disiplin Kurulu’na verirsin.
Özel, Gürsel Tekin’in açıklamalarının sorulması üzerine de şu yanıtı verdi:
Ben Gürsel Tekin’e randevu veririm. Ama ben Asliye Hukuk Mahkemesi’nin AK Parti’nin hamle mahkemesinin kayyumuna randevu veremem. Gürsel Tekin bir cenazeden bahsediyor. Ne cenazesi? Ne kokması? Bunlar olacak işler değil. Herkes ağzından çıkan lafın nereye gittiğini görecek. Herkes AK Parti’nin celladı bir katliam yaptı, ortalıkta bir cenaze varsa adalet ve demokrasi cenazesi var. O cenazeyi kaldıracaksan el birliğiyle gel kaldıralım. Bu onunla mücadele ederek olur. Bu onun emrine girerek, dümen suyuna girerek, onun dediğini yaparak olmaz. Benim adıma İstanbul’da çarşıyı pazarı İstanbul delegesinin seçtiği il başkanı gezer. Bizim adımıza İstanbul’da o koltukta kimin oturacağına İstanbul delegesi karar verir. Onun kararı başımın üstündedir. O isim Özgür Çelik’tir, başımın üstündedir. O yüzden ben önceki dönem milletvekili, MYK üyesi Gürsel Tekin’e partimle ilgili bir çaba için; krizli bir dönemdi, bir davette bulundu, daha doğrusu ‘Bir görüşelim’ dedi. Kendisine ulaşan bazı bilgiler vardı. Kıymetlendirdim. Kalktım, gecenin bir vakti evine gittim. Evinde çayını içtim. Böyle hürmet duyabileceğim veya eğer parti için bir şey yapacaksa bunu her zaman birlikte yapabileceğimiz biriyken şimdi fırsattan istifade, ‘Ben İstanbul İl Başkanı olayım. Genel Başkan’dan randevu alayım. O da beni meşru muhatap kabul etsin. Oturalım konuşalım.’ Böyle bir şey yok. Gürsel Bey önce kendi tutumunu netleştirecek. CHP’li misin, değil misin? Şu anda değilsin. Biz, ‘Bunu yapanı partide tutmayız’ dedik. Şu anda değilsin. Ama yedi gün içinde tedbir kararı görüşülecek. Bu yedi günde tutumunu netleştirirsin, dersin ki ‘Yok kardeşim, ben sonuçta bu partinin evladıyım. Bu partinin yapacağı il kongresinde üzerime düşen görev neyse onu yaparım. Bu parti il başkanını seçer. Arkasında hep birlikte dururuz’ diyorsan ben Gürsel Tekin’e bırakın randevu vermeyi, Gürsel Tekin’in bu yaptığı davranış karşısında ona minnetlerimi sunarım. Ama ilk andan itibaren görünen o değil. Orada başka bir hazırlık var. Önceden yapılmış başka bir hazırlık var. İşin medya ayağı var.
Kayyum Gürsel Tekin’i alamayız, randevu veremeyiz. Kayyumluk görevinin teklif edildiği andan sonra yaptığı açıklamalara baktığınızda şu olsaydı, ‘Ben bu partinin evladıyım. Bu görevi kabul edemem. Genel Başkanımdan randevu isteyeceğim. Bana bu süreçte bir görev düşüyorsa, Genel Başkanımın onayıyla, takdiriyle, partimin onayıyla, takdiriyle ancak olur.’ Böyle önce görevi kabul edip, cenazeden bahsedip ondan sonra bu partiye seçilmiş il başkanı gibi gelemezsiniz.
Ben de daha sonradan öğrendim; hiç aidat ödememiş bundan önce, karardan bir gün önce ödemiş. Bu sırf Gürsel Tekin’in konuyu bildiğini değil, mahkemenin de kararı bir gün önceden başkalarına söylediğini gösteriyor. Bakın şunu söylüyorum: Kararın Gürsel Tekin’e tebliğinden bir gün önce, mahkemeye tebliğ edildiğini göster. Mahkemece değil, mahkemeye. Ankara’da kurgulanmış bir oyun var, İstanbul’da sahneleniyor ve mesele bu kadar açık. Sarayda kurgulanıyor. Cumhur İttifakı’nın sarayla ilişkili, yani MHP’nin sarayla ilişkili birtakım kirli bir kanadı da var, orada kurgulanıyor. Bunların ne yapmaya çalıştıklarını görmüyor muyuz?
Kaynak: ANKA Haber Ajansı