CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Program Çalıştayı’nın açılış konuşmasında, partisinin programına, iktidar hedefine, 19 Mart sürecinden İstanbul İl Örgütü’ne kayyum atanmasına kadarki mücadelelerine değindi. Özel, bu süreçte kendi içlerinde de bedel ödemesi gerekenlerin olacağını ekledi. Ancak tüm bedellere rağmen mücadelede geri adım atmanın sonucunun çok daha yıkıcı olacağını, bunu halkı teslim almak anlamına geleceğini belirtti
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Program Çalıştayı’nın açılış konuşmasında, partisinin programına, iktidar hedefine, 19 Mart sürecinden İstanbul İl Örgütü’ne kayyum atanmasına kadarki mücadelelerine değindi. Özel, iktidarın yargı eliyle bir sivil darbe girişiminde olduğunu söyledi. “Sandığı ortadan kaldırmaya niyetlendikleri bir sürecin içindeyiz” diyen Özel, bu saldırı karşısında kendilerine de mücadele düştüğünün altını çizdi.
CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara, kurultay davasına ve kayyum sürecine değinen Özel, “Ne bekliyorduk? Tayyip Erdoğan eline beyaz zambaklar yaptırıp devir teslim için bizi mi bekleyecekti? Elbette böyle olacak” dedi. Özel, bu süreçte kendi içlerinde de bedel ödemesi gerekenlerin olacağını ekledi. Ancak tüm bedellere rağmen mücadelede geri adım atmanın sonucunun çok daha yıkıcı olacağını, bunu halkı teslim almak anlamına geleceğini belirtti.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Ne bekliyorduk ki? Ne bekliyorduk? Tayyip Erdoğan eline beyaz zambaklar yaptırıp devir teslim için bizi mi bekleyecekti? Elbette böyle olacak. Bu kadar suça bulaşmış, bu kadar kirlenmiş, geçmişte bugün bizlere yapıştırmaya çalıştıkları, haksız şekilde yüzyılın yolsuzluğunu kendi kendilerine ortaya çıkarmışlar, bütün kanıtlar ortaya dökülmüş. Kanıtlar toplanırken deliller usulüne uygun toplanmadı diye kovuşturmaya geçirmemiş. Önce inkar edilmiş, hani şimdi arayıp arayıp bulamadıkları, ‘Mutlaka bir kasa olacak, içinden para çıkacak’ dedikleri yerde bizden mühür çıkıyor, korumanın kurşunu çıkıyor. Ama ayakkabı kutularından, kasalardan balya balya paralar çıkmış. ‘Önce onlar koydu yatak odama bunları’ demişler, sonra faiziyle geri istemişler.
Öyle bir sürecin içinden geçenleri, ‘Aramızda kardeşlik hukuku var’ diyenlerin birbirinin boğazını sıktığı, birbirine darbe yaptığı, birlikte kurulan partideki 33 kurucudan 31’inin partide olmadığı ve sadece ve sadece artık biat edenlerin, övenlerin, ‘Yok bunu da iyi yaptınız’ diyenlerin parti yönetiminde ve ülke yönetiminde olduğu, liyakatsiz sadece sadakate dayanan, birbirlerine sadakate dayanan, güçlü bağlarla birbirine bağlı olduğu… Çünkü en güçlü bağ suç ortaklığı bağıdır. Suç ortaklığı bağıyla birbirine bağlı olanların, varıp da normal yollardan güle oynaya bir iktidar devir teslimi yapmayacakları belliydi.
O yüzden yatanımız yatacak, bedel ödeyenimiz bedel ödeyecek. Bu mücadele sırasında çok yorulacağız. Başımıza belki çok kötü şeyler gelecek. Ama hepimiz şunu biliyoruz ki; şartlar 100 yıl öncesinden ağır değil. Yani Akın Gürlek’in iftiralarıyla, yalancı tanıklarıyla, işbirlikçileriyle saldırıyorlar da; birinci Cumhurbaşkanının boynuna idam fermanını asarak Samsun’a geçtiğini, Havza’ya gittiğini, Amasya’da genelge yayınladığını, Erzurum’da kongre yaptığını, Sivas‘ta kongre yaptığını, daha sonra gelip de Ankara’da Meclis açtığını unutmamak lazım. Boynunda idam fermanına rağmen kurtuluşu örgütlemiş, kuruluşu başarmış, bu ülkeye bu Cumhuriyeti kazandırmışların partisinde ne moral bozukluğu olur, ne saldırılardan yılma olur, ne bir adım geriye atma olur. Hep söylediğimiz söyleyerek bitiririm. Ne bir adım geri atacağız, ne bir kelime eksik söyleyeceğiz ne bir santim eğileceğiz.
Çünkü biz biliyoruz ki; eğer biz bir kelime eksik söylersek bu milleti susturacaklar. Bu milleti konuşmaya, yüksek sesle tartışmaya biz alıştırdık, biz başardık bunu. Eğer bir adım geriye atarsak, bizi 100 yıl geriye götürecekler. O 100 yıl geriki karanlıktan bugünlere biz getirdik. Ve bir santim eğilirsek biz, onlar bu millete diz çöktürecekler.
Sendika.Org, ANKA Haber Ajansı, BirGün