Okmeydanı Halkevi, deprem bilimci Naci Görür’ün Taşyapı sponsorluğunda gerçekleştireceği deprem etkinliğine dair bir mektup yayımladı. Halkevciler, Şişli’de deprem toplanma alanına Taşyapı tarafından inşa edilen 72 katlı rezidans kent suçu olduğunu, Taşyapı sponsorluğunda deprem etkinliği yapmanın bilime karşı tutarsızlık ve çelişki olduğunu söyledi
İstanbul Şişli’de deprem toplanma alanına Taşyapı tarafından inşa edilen 72 katlı rezidans projesi birçok tepkiye sebep olmuştu. Deprem bilimci Naci Görür’ün Taşyapı sponsorluğunda 27 Eylül 2025 tarihinde “Çocuklar için deprem farkındalığı” etkinliğinde yer almasına da çeşitli tepkiler yükseldi.
Naci Görür, bu tepkilere karşı “Dertleşi” adı ile bir açıklama yayımlayarak şunları söyledi.
Halkevciler, Naci Görür’e bir açık mektup gönderdi.
Depremden daha yıkıcı olan şeyin rant uğruna afetleri birer felakete dönüştüren kent suçları olduğunu söyleyen Halkevciler, afet toplanma alanlarının korunması gerektiğini vurgulayan bir bilim insanının bu alanları yok eden projelere meşruiyet kazandıracak bir etkinlikte yer almasının tutarsızlık olduğunu belirtti.
Görür’ün tepkilere yanıt verdiği açıklamaya da değinen, “Dertleşi” adı ile yayınladığınız açıklamada derdinizin sadece çocukları deprem konusunda eğitmek olduğundan bahsediyorsunuz” diyen Halkevciler, bunun için önce kent suçlarına karşı tavizsiz durulması gerektiğini belirtti. Halkevciler, Naci Görür’ün ‘Bizi siyasete bulaştırmayın, siyasetle işimiz yok’ sözlerine ise şu şekilde cevap verdi:
Bugün depremde binlerce insanın yaşamını yitirmesi siyasidir. Rant projeleri için alınan imar kararları, tersyüz edilen yasalar, rezerv alan adı altında talan edilen kentler, kentsel dönüşüm adı altında kent çeperlerine sürgün edilen yoksullar, memleketin her köşesinde yaşanan doğa yağması, yaşamlarımız artık siyasidir. Taş Yapı’ya karşı dik duruş sergileyen ve aylardır tutuklu bulunan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’nın tutukluluğunun hemen ardından Taş Yapı projesinin yol kat etmeye devam etmesi siyasidir.
Mektubun tamamı ise şu şekilde:
27 Eylül günü bir tiyatro daha izleyeceğiz. Şişli’nin Kanal İstanbulu, halkın deprem toplanma alanına çökmüş bir kent suçu olan Taş Yapı sponsorluğunda ‘ Çocuklar için Deprem Söyleşisi’ etkinliği gerçekleştirilecek.
Suçluya suçunu hatırlatmayacağız, Taş Yapı’nın karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz. Sözümüz size. Sıklıkla dile getiriyorsunuz, İstanbul bir deprem şehri… Evet, İstanbul bir deprem şehridir. Ama depremden daha yıkıcı olan şey rant uğruna afetleri birer felakete dönüştüren kent suçlarıdır. Yıllardır afet toplanma alanlarının korunması gerektiğini vurgulayan bir bilim insanının, bu alanları yok eden projelere meşruiyet kazandıracak bir etkinlikte yer alması tutarsızlıktır.
“Dertleşi” adı ile yayınladığınız açıklamada derdinizin sadece çocukları deprem konusunda eğitmek olduğundan bahsediyorsunuz. Çocukların yeşil alanlarını, afet toplanma alanlarını gasp eden, Şişli’nin yıllardır trafiğini, çevre güvenliğini felç eden Taş Yapı ile etkinlik gerçekleştirmek suça ortak olmak demek değil de nedir? Depremi genç nesillerle yenmek istiyorsak, önce kent suçlarına karşı tavizsiz durmak gerekir. Çünkü deprem bilinci sadece eğitimle değil, aynı zamanda kamusal alanların korunmasıyla mümkündür. 23 Nisan günü yaşanan depremde deprem toplanma alanı diye koca bir şantiye ile karşılaşmış olan çocuklara acaba ne cevap vereceksiniz?
Yazınızdaki bir diğer çelişki de şudur ki: ‘Bizi siyasete bulaştırmayın, siyasetle işimiz yok’ diyorsunuz. Bugün depremde binlerce insanın yaşamını yitirmesi siyasidir. Rant projeleri için alınan imar kararları, tersyüz edilen yasalar, rezerv alan adı altında talan edilen kentler, kentsel dönüşüm adı altında kent çeperlerine sürgün edilen yoksullar, memleketin her köşesinde yaşanan doğa yağması… Yaşamlarımız artık siyasidir. Taş Yapı’ya karşı dik duruş sergileyen ve aylardır tutuklu bulunan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’nın tutukluluğunun hemen ardından Taş Yapı projesinin yol kat etmeye devam etmesi siyasidir.
Ve daha önemlisi halk için bilim üretmek siyasidir! Bilim insanlarının görevi sadece halka deprem anlatmak değil, aynı zamanda halkın yaşam hakkını savunmaktır.
Tarafsızlık ile sorumluluktan kaçamazsınız! Suça ortak olmayın, Taş Yapı ile kol kola çocuklara masal anlatmayın!
Sendika.Org