Kültür Dairesi’nin tüm işlemleri Sayıştay tarafından düzenli olarak kontrol ediliyor ve bu konuda her hangi bir sıkıntı/sorun yaşanmadığı da biliniyor ama, AKP cephesinin bazı öne çıkan isimlerine ve yandaş kalemlere göre, sıkıntı büyük ve o sıkıntı da Mansur Yavaş’a kadar uzanıyor
Şu ana kadar kaç CHP’li belediyeye polis operasyonu düzenlendi, sayan oldu mu? Açıkçası, ben bir yerden sonra kaçırdım! Gözaltına alınanlar, tutuklananlar, soruşturma dosyaları mahkeme salonlarına uzananlar, soruşturma dışında kalanlar, kalıp da parti değiştirenler, parti değiştirirken garip bir coşku yaşayanlar…
İstanbul ve diğer şehirlerdeki CHP’li belediyelerin ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi için başlatılan operasyonun konusu mu?
Belediyenin, 32 ayrı konser organizasyonunda 154 milyon 453 bin 221 TL zarara uğratıldığı yönünde! Operasyonların genel anlamda odağında yer alan Kültür Dairesi’nin tüm işlemleri Sayıştay tarafından düzenli olarak kontrol ediliyor ve bu konuda her hangi bir sıkıntı/sorun yaşanmadığı da biliniyor ama, AKP cephesinin bazı öne çıkan isimlerine ve yandaş kalemlere göre, sıkıntı büyük ve o sıkıntı da Mansur Yavaş’a kadar uzanıyor…
Peki, konu sadece “konserler” mi, yoksa epeydir dillendirilen Ankara Belediyesi mi?
Şimdilik, konserler, gibi görünüyor ama, soruşturmanın kapsamı ve içeriği daha ne kadar genişler ya da derinleştirilir, çok net değil! Son açıklamasında “Ben diyorum ki, bu ülkede Gökçek ve ailesinin tümü yargılanmadan asla adaletten bahsedilemez” diyen Mansur Yavaş mı? Açılan soruşturmanın önünde durmadı, kimseyi aklamaya da çalışmadı, ki bu konuda oldukça net bir duruş sergiledi;
“…konserle ilgili benim savunacak hiçbir şeyim yok! Pahalı yapmışlarsa, cezasını çekerler, ama yapmamışlarsa aklanırlar”!
Bir şeyin altını da özenle çizdi Yavaş:
…iktidarın elinde, benim bütün bilgilerim mevcut değil mi? Benimle ilgili en ufak bir şey bulabilselerdi, şimdiye kadar ellerinden geleni yapmazlar mıydı? Beypazarı Belediye Başkanlığı yaptım, bir tane soruşturma geçirmedim!
Tüm bunlar olurken, Ankara’nın AKP dönemindeki ismi Melih Gökçek’in aynı partiden milletvekili olan oğlu Osman Gökçek’in açıklamaları ve tabi önceki söylemleri/suçlamaları geliyor akla… Soruşturma, belediyenin Kültür Dairesi’ni ve bazı isimleri hedef alsa da Osman Gökçek’in hedefinde Mansur Yavaş’ın olması çok da şaşırtmıyor, zira baba Melih Gökçek’i de ara ara TV ekranlarında ve kendi sosyal medya hesabı üzerinden benzer suçlamaları dile getirmesi noktasında izliyoruz…
Peki, AKP içinde hala etkin bir konumda yer alan Melih Gökçek’in ve Osman Gökçek’in beklentisi gerçekleşir, soruşturma, Mansur Yavaş’ı da içine alarak genişler mi?
“Aslında daha ne kadar genişleyebilir ki” diye soranlarınız vardır illa ki ama…. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in 30 Ekim 2024’te gözaltına alınmasıyla başlayan ve İstanbul’daki diğer ilçe belediyelerine ve bazı illere de yayılan gözaltı ve tutuklama dalgasının İstanbul ve Ekrem İmamoğlu’nun ardından Ankara ve Mansur Yavaş’a ne zaman dokunacağını uzun zamandır soranlar da yok değil…
Konserler başlığında adım adım ilerleyen soruşturmanın giriş/gelişme/sonuç hikayesi o yüzden önemli de; mevcut siyasetin ve toplumsal demokrasi beklentisinin giriş/gelişme/sonuç hikayesi ne olacak sahi?
Haklısınız, konu sadece siyasette olan bitenler değil, ki hayatlarımıza dair olan bitenleri de bu tozu dumandan sıyırıp bir kenara koymak mümkün değil!
Sürece bakıldığında, görünürde istenen, “temiz siyaset”!
Ama temizlenmeye (!) çalışılan şey sadece siyaset değil gibi!
Türkiye televizyonlarında oynayan dizilerin senaryo içeriklerine “ahlak” (!) ve “namus” (!) ayarları da yapılıyor sessiz sedasız! Çok bilinen, popüler şarkıcıların sahne kıyafetlerinden söyledikleri şarkıların içeriğine de müdahale ediliyor! Ama Amerikalı bir şarkıcının Türkiye performansında giydiği çok daha cüretkar kıyafetler aynı kesimler tarafından siyasete konu bile edilmiyor! Bu, şeye benziyor; Türkiye’de İsrail ve Hamas noktasında iktidar ve güç odaklarının karşı cephesinde yer alanların hedef gösterilmesi, ama aynı hedef gösterenlerin, İsrail Hükümeti’nin bu denli cesur olmasının tek sebebi olan Trump için hiç bir şey söyleyememesi! Türkiye’de Hamas’ı Kıvayi Milliye statüsüne taşıyanların, ABD’de buna dair kendilerine soru sorulmadan tek kelime bile edememesi, ülkedeki desibellerinin yurt dışında bir anda düşüvermesi!
Bu ‘temizleniyoruz’ listesinin en dikkati çekeni mi?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın, Mabel Matiz’in “Perperişan” adlı şarkısının içeriği nedeniyle erişime engellenmesi talebiyle mahkemeye başvurması, şarkının “aile kurumuna zarar verebileceği” endişesi yüzünden ama…
Keşke, aynı bakanlık ve yetkilileri, TV’lerin gündüz kuşağı programlarında yaşanan cinsel ilişki ağının orta yerinde nefessiz kalan aile kurumunu da kurtarsa, hatta gün içinde yayımlanan bir programda bir araya gelen yeni gelinlerin birbirlerinin yatak odasına kadar girip, yataklarını bile eleştiri konusu yapıp, kazanacakları para için birbirlerine girdikleri anlara da odaklansa, aynı aile kurumunun korunması ve saygınlığı adına…
Demem o ki,
…bir taraf “temizleniyoruz” diye bağırsa da, “temizleniyoruz derken daha mı çok kirleniyoruz” diyenler de yok değil!
“O çok da fark edilmeyen kirlenme, elde avuçta kalan özgürlüğümüzü yok ediyor” diyenler en çok da…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.