Sansürün ve denetimin kuşattığı bir üretim koşulunda, kısıtlı izinlerle çekim yapmak ya da sistemin açtığı küçük çatlaklardan uzun metrajlı bir film inşa etmek, başlı başına direnişin ifadesi oluyor. Film, öyküsünden çok görünür kılma biçimiyle siyasal olanı işaret ediyor: Bedenlerin ekrandaki varlığı, mekanların sınırlarla örülüşü, gündelik hayatın en küçük ayrıntıları…
My Favourite Cake, İran sinemasının kadınları merkezine alan anlatılarının ötesine geçerek, yıllardır görünmez kılınmış bir duyarlılığı yeniden sahneye çağırıyor. Film, gündeliğin sıradan anlarını; ev içindeki sessiz devinimleri, arzunun neredeyse fark edilmez kıpırtılarını, sinematik bir jest olarak kayda geçiriyor. Bu jest, baskı ve sansürle örülmüş kültürel atmosferde, resmi anlatının çerçevesini aşmanın incelikli yollarından biri haline geliyor. Sessizliği bir eksiklik değil, estetik stratejiye dönüştüren film, İran sinemasında yasaklı olanın temsilini yeniden düşünmeye davet ediyor.
My Favourite Cake, etkisini yüksek perdeden politik söylemlere değil, sinemanın kendi diline yaslayarak kuruyor. Görüntülerin nasıl yan yana getirildiği, hangi jestin kadraja alınıp hangisinin dışarıda bırakıldığı, bizzat siyasal bir tavra dönüşüyor. Sansürün ve denetimin kuşattığı bir üretim koşulunda, kısıtlı izinlerle çekim yapmak ya da sistemin açtığı küçük çatlaklardan uzun metrajlı bir film inşa etmek, başlı başına direnişin ifadesi oluyor. Film, öyküsünden çok görünür kılma biçimiyle siyasal olanı işaret ediyor: Bedenlerin ekrandaki varlığı, mekanların sınırlarla örülüşü, gündelik hayatın en küçük ayrıntıları… Tüm bunlar, resmi anlatının meşrulaştırdığı gerçeklik karşısına, sıradanın kırılgan ama sahici varoluşunu çıkarıyor. Bu yönüyle My Favourite Cake, İran sinemasında gerçeğin sınırlarını yeniden tarif ediyor.
Film, İran toplumundaki özel ve kamusal alan ayrımını görünür kılar. Mahin (Lili Farhadpour), evinin içinde başörtüsüzdür; sokağa, pazara, parka ya da otele çıktığında ise örtünür. Bu karşıtlık, özellikle kadınların ev içindeyken dahi başörtülü temsil edildiği İran sineması için keskin bir kırılma anı yaratır. Kamera, devlet sinemasının uzun süredir sürdürdüğü bu uzlaşıyı bozar; kadının özel alandaki başı açık varlığı artık gizlenmez, doğrudan kadrajın merkezine taşınır. Bu tercih, sessiz ama güçlü bir estetik çatışma üretir. Kadının görünürlüğü, yasakların ihlali olarak sunulmak yerine, gündeliğin olağan akışı içinde kurulur. Görünürlük, başlı başına politik bir jest halini alır.
Kadın karakterin hikayesi başlangıçta yalnızlıkla örülür. Bu yalnızlık, onu kamusal alanda bir eşlik arayışına yöneltir ve Faramarz (Esmaeil Mehrabi) ile karşılaşması, ardından gelen davet bu arayışın somut ifadesine dönüşür. Ancak davet, kişisel bir yakınlaşmadan fazlasıdır; kadın imgesinin sinemadaki konumunu dönüştüren incelikli bir sunuştur. Artık karşımızda “silinen kadın” değil, arzu eden, talep eden, varlığını farklı biçimlerde ortaya koyan bir özne vardır. Yaşlılık, burada geri çekilmenin değil, aşkı, cinselliği ve canlılığı talep etmenin zamanı olarak kurulur. Mahin, dans eder, erkeği dansa davet eder; şarabı paylaşır, kahkahaları odaları doldurur. Bir zamanlar suskunluğa mahkum edilen figür, yaşamın ritmini belirleyen aktif bir özneye dönüşür. Kadın imgesi artık ne “ahlaki düzenin kurbanı” ne de onun “bekçisi”dir.
Faramarz da İran sinemasının ideal erkek imgesini tersyüz eder. Cepheye gitmiş bir “gazi” olmasına rağmen içki içer, dans eder ve arzularını saklamaz. Mahin ile paylaştığı sahnelerde, meraklı komşular ve evin sınırlarını saran gözetim hissi hep vardır; yine de ev, arzuların mekanına dönüşür. Dans, kahkaha, şarap ve şarkı, kamusal alanda yasaklı ne varsa, evin içinde yeniden mümkün hale gelir.
My Favourite Cake, doğrudan politik bir söylem kurmasa da biçimi ve sahneleme tercihleriyle sansüre karşı sessiz ama güçlü bir söylem üretir. Kadın ve erkek figürleri, yerleşik temsil kalıplarını aşar; politik olan, tam da bu görünürlük mücadelesinin kendisinde saklıdır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.