Danıştay 10. Dairesi, sendikaların yetki tespiti süreçlerinde patronların kötü niyetli müdahalelerini engelleyen kritik bir yönetmelik hükmünün yürütmesini durdurdu. Bu kararla birlikte patronların geriye dönük işten çıkış bildirimleriyle sendikaların yasal çoğunluğu sağlamasını engellemesinin yasal zemini oluştu. Avukat Mustafa Avcıoğlu, kararı Sendika.Org’a değerlendirdi
Danıştay 10. Dairesi, sendikaların yetki tespiti süreçlerinde patronların kötü niyetli müdahalelerini engelleyen kritik bir yönetmelik hükmünün yürütmesini durdurdu. Sendikalar yetki tespit başvurusunda bulunduğu sırada, patronların geriye dönük şekilde işçi çıkarması kötü niyetli olarak kabul edilip yetki tespit sürecini olumsuz etkilemezken, Danıştay bu yönetmeliğin yürütmesini durdurdu.
Bu kararla birlikte patronların geriye dönük işten çıkış bildirimleriyle sendikaların yasal çoğunluğu sağlamasını engellemesinin yasal zemini oluştu.
DİSK/Enerji-Sen avukatı Mustafa Avcıoğlu kararı Sendika.Org’a değerlendirdi.
Danıştay’ın kararının, sendikaların işyerlerinde çoğunluğu elde ederek yetki almasını ve toplu iş sözleşmesi yapabilmesini daha da zorlaştırdığını aktaran Avcıoğlu, normalde sendika yetki başvurusu yapınca işverenin sonradan işçileri işten çıkarması veya istifa ettirmesinin dikkate alınmadığını belirtti. Avcıoğlu mevcut kararla işverenlerin geçmişe dönük işten çıkarmalarının ve benzeri yollarla çoğunluğu bozmasının kolaylaştığını belirtti. Halihazırda işveren beyanına dayalı ve sorunlu sistemin bu kararla daha da sıkıntılı hale geldiğini belirten Avcıoğlu’nun sözlerinin tamamı ise şu şekilde:
Danıştay’ın bu yürütmeyi durdurma kararı sendikaların mevcutta örgütlenme ve işverenlere karşı yürüttüğü mücadeleler sonucu yetki alabilme, yetki alsa da toplu iş sözleşmesi bağıtlama aşamasına geçmede zaten engellerle uğraşırken katmerlenmesi ve sendikasızlaştırma adımının da katmerlenmesi anlamına geliyor. Normalde siz sendika olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na olumlu yetki tespiti için başvuru yaptığınız da bakanlık başvuruda bulunduğunuz tarih itibarıyla çoğunluk sayılarına bakıyor. Siz başvuru yaptıktan sonra işveren istifa ettirse de, işçilerin işkolunu değiştirse de veya işten çıkarma yapsa da dikkate alınmıyordu. Ne var ki Danıştay’ın bu kararı işverenlerin çeşitli yollarla çoğunluk sayılarında manipülasyon yapabilmesini zaten mevcutta kolayken çok daha kolay hale getiriyor ve ellerini rahatlatıyor. En başta sistem şu bakımdan zaten sıkıntılı; bakanlık Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verilerini dikkate alıyor, kurum da işverenlerin sadece beyan üzerinden bildirdiği verileri dikkate alıyor.
Normalde işverenlerin işten çıkış bildirimlerinde 10 günlük süresi oluyor; yürütmeyi durdurma öncesi geçmişe yönelik işten çıkarmaları dikkate almayan bir düzenlemeyi garanti altına almışken bu ortadan kaldırılmak isteniyor. İktidarın mevcut ekonomi politikaları, Mehmet Şimşek faktörü ve önümüzdeki dönem kıdem tazminatından çalışma rejimine kadar saldırılarda bulunacağı aşikarken bu kararın da bundan azade olmadığını düşünmemiz ve olası maddenin iptali halinde topluca karşı çıkış şart.
Sendika.Org