Rektörün aldığı karar; üniversitelinin zamanını niteliksiz eğitim ile çaldığından ötürü kayyumun öne sürdüğü başarıyı yükseltme amacıyla çelişen, amfilerin yeterince büyük olmamasından ötürü fiziksel olarak imkânsız, üniversiteliye hiçbir fikrini sormadan alındığı için anti-demokratik ve yoksullukla çalışarak başa çıkmaya çalışan öğrenciyi kısıtlayan bir nevi eğitim hakkını elinden alan bir karardır
2025-2026 Akademik Yılı başlamadan bir hafta önce rektörlük tarafından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde derslere devam zorunluluğu uygulaması getirildi. Öğrencilerin bu son dakika kararına uyum sağlamalarını beklerken, üniversitenin kendisi daha bu karara hazır değildi. Uygulamanın amacını Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nda başarıyı yükseltmek olarak belirten yönetim yaşanacak sorunları ve mağduriyetleri öngöremedi veya görmezden geldi.
Kayyum rektör Hukuk Fakültesi’nin durumunu bilmiyor olsa gerek, fiziksel yetersizlikleri fark edemedi. Ayrıca ilk duyuruda ifade edilen sanal yoklama alma sistemini ise geliştiremediler. Sanal yoklama sistemini bir veya iki dönem sonra getireceklerini o zamana kadar imza kâğıdı ile yoklama alınacağı duyuruldu. İmza kâğıdı ile yoklama alınması demek yüzlerce öğrencinin uzun süreler boyunca imza atmak için beklemesine sebep olmak demektir. Ders saatleri içinde imza kâğıdı öğrenciler arasında dolaşsa bile atılması gereken imzaların yarısı bile dolmuyor. Ders sonlarında imza atmak isteyen öğrenciler bitmesi yarım saati bulan sıralara giriyor. Bu süreçte bir sonraki ders başlamış oluyor. Başarıyı yükseltmeyi, öğrencilerin derslere girmesini amaçlayan uygulama tam tersine sebep oluyor; öğrenciler her derse geç girmek zorunda kalıyor. Mağduriyet burada da bitmiyor. Dersin başlamasına dakikalar kalmışken amfide bilgisayar olmadığı fark ediliyor ve ders iptal oluyor. Beceriksizce davranan kendi kararını bile uygulayamayan yönetim materyal eksikliğini bile fark edemiyor.
Kayyum rektör her üniversiteliyi aynı anda kampüse çağırıyor ama sonucunu bilmiyor. Devam zorunluluğu dolayısıyla öğrenciler okula geldiğinde yemekhane sırası kampüsün koridorları boyunca uzandı. Ayrıca saatlerce bekleyen öğrencilerin yarısı yemek kalmadığı için beslenemedi. Üniversiteliye danışmadan zam yapılan yemekhaneye, yine hiçbir şekilde demokratik bir şekilde karar alınmayan devam zorunluluğu ile çağırılan öğrenciler sığdırılamadı.
Saray çeşitli politikalarla halkı yoksullaştırırken üniversiteli olmaya devam etmek isteyenler okurken çalışabiliyordu. Zaten tasarruf tedbirleri adı altında üniversiteliye tanınan haklar elinden alındı. Verilen burs ve kredinin miktarı şu anda yurt ücreti ve yemek masrafını karşılamıyor. Üniversiteliler bir işte çalışmaya mecbur bırakılıyor. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi yoksul üniversiteli için büyük bir umuttu. Devam zorunluluğu olmadığından ötürü öğrenciler okurken çalışabiliyordu. Ankara’ya maddi sebeplerden ötürü gelemeyen üniversiteli öğrenim hayatına devam edebiliyordu. Bu fırsatlardan ötürü Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne gelen üniversiteli bir anda özgürlüğünü kaybetti. Üniversitedeyken çalışmaya mahkûm eden saray, çalışma hakkını elinden alan da sarayın atadığı kayyum rektör.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin yıllardır devam zorunluluğu olmadan mezun verebilmesinin sebebi üniversitelinin kendi başına ders çalışıp kendini eğitmesidir. Saray, Yükseköğretim Kurulu’nu kullanarak yıllarca akademisyenlere saldırdı. Bu saldırılar sonucunda fakültelerin niteliği oldukça düştü. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin geçmişinde olan nitelikli eğitimi artık kalmamıştır. Amfide bulunup üniversitelinin faydalanabileceği eğitim niteliksizleştirilmiş ve ilerici özelliği yıpratılmıştır. Bazı akademisyenler dışında özgür, ilerici ve nitelikli bir ders verilmemektedir. Devam zorunluluğu üniversitelinin zamanını kısıtlamıştır. Böylece kendini eğitecek zamanı da elinden almıştır.
Rektörün aldığı karar; üniversitelinin zamanını niteliksiz eğitim ile çaldığından ötürü kayyumun öne sürdüğü başarıyı yükseltme amacıyla çelişen, amfilerin yeterince büyük olmamasından ötürü fiziksel olarak imkânsız, üniversiteliye hiçbir fikrini sormadan alındığı için anti-demokratik ve yoksullukla çalışarak başa çıkmaya çalışan öğrenciyi kısıtlayan bir nevi eğitim hakkını elinden alan bir karardır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.