Türkiye Barolar Birliği ve çevre illerdeki birçok barodan avukatlar, Akbelen İkizköy’ü ziyaret etti. Saha incelemesinden sonra yapılan açıklamada maden yasasına neden karşı olduklarının en büyük örneğinin Akbelen olduğu ifade edilirken “Kalan ormanlarımızı, zeytinliklerimizi, toprağımızı korumak amacıyla da mücadelemize devam edeceğiz” denildi
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de 15 Eylül Pazartesi günü jandarma eşliğinde gelen IC İçtaş A.Ş. yetkililerinin zeytin ağaçlarını kesmesine karşı çıkan dört İkizköylü gözaltına alınmıştı.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, Çevre ve Kent Komisyonu Koordinatörü Kemal Aytaç Çevre, İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, Muğla Barosu Başkanı Levent Akgün, Aydın Barosu Başkanı Utku Devrim Barış Arslan, İstanbul Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Gülay Çolak Çalışkan ve çok sayıda avukat İkizköy’ü ziyaret etti.
Alaçam, Balcılar ve İkizköy muhtarları ve köylüleri, gelen heyeti zeytin bahçesinde karşıladı. Avukat heyeti ve köylüler ardından sahaya çıkarak incelemelerde bulundu. İnceleme sonrasında açıklama yapıldı.
Düzlenmiş büyük alan Işıkdere, çalışmaların devam ettiği küçük alan 15 Eylül’de zeytinlerin katledildiği alan
İkizköy muhtarı Nejla Işık, Işıkdere’nin ve altındaki kültür varlıklarının yok edildiğini belirtti. Bulundukları alanın tatlı su havzası olduğunu vurgulayan Işık, alanda yapılacak herhangi bir çalışmanın Bodrum Yarımadası, Milas ve civardaki köylerin susuz kalacağını aktardı. Işık şöyle konuştu:
Arkanızda içinde deresi olan, içinde pınarı olan, zeytinleri olan, çam ağaçları, ormanı olan Işıkdere’miz. Yerinde yeller esiyor, maden sahası oldu. Pazartesi sabahı zeytinlerimize girdiler; katliam yapıyorlar, söküm yapıyorlar dediğimiz alan da hemen şu aşağıda gördüğünüz artık hiçbir zeytinin olmadığı, tamamen düzlenen yer. Hemen yanındaki beyaz alanda arkeolojik sondaj kazılması yapılmıştı burada iki yıl önce. Orada bir şeyler çıktı ama artık orası da yok, kaldırdılar. Taşınmaz denen kültür varlıklarımızı yok ettiler. Işıkdere’nin altında Roma, Bizans, Karya dönemine ait sikkeler, mezarlar, mozaik taşlar bulundu. Bulunanların envanteri tutuluyor mu, nedir ne değildir bilmiyoruz. Dava açtık, davamızı hemen kapattılar. Bununla ilgili hiçbir veriye erişemedik.
Arkada görmüş olduğunuz bizim yok edilen Işıkdere’miz ve önünüze baktığınızda on binlerce zeytinlik, aşağıya baktığınızda yine orası da madene gidecek, maden ruhsatının içerisinde olacak, Karacahisar Köyü, Bağcaz mevkii. Bu tarafa döndüğünüzde Çamköy daha ilerleri saymayayım. Onlar bize uzak gelmez diye düşünüyor ama ancak kendilerini anlatırlar.
Bu bulunduğumuz alan aynı zamanda İkizköy, Çamköy, Karacahisar Su Havzası. Jeoloji mühendisi yaptığı çalışmaya göre 11 milyon metreküp tatlı su kaynaklarının olduğundan bahsediyor. Hem DSİ ile hem MUSKİ ile çalıştığını söyledi. Bu alan patlatılırsa başta Bodrum Yarımadası, Milas, buradaki bütün köyler etkilenecek susuz kalacak.
Bizim isyanımız susuzluğa, bizim isyanımız topraksızlığa, bizim isyanımız zeytin ağaçlarımızın kutsal ağacımızın geçim kaynaklarımızın yok edilmesine, tek amacımız bu alanın bu şekilde kalması. Artık buradan ileriye gitmesin. Yedi yıldır zeytin kanunuyla bu alanları koruduk. Ancak geçtiğimiz aylarda zeytin kanunu arkadan dolandılar ve bir maden yasası çıkarttılar. Tüm çığlığımıza, tüm isyanımıza, “Biz bu kanunu istemiyoruz, tanımıyoruz” dememize rağmen çıkarttılar ve gelinen noktada zeytinliklerimizin 151 tanesini taşıdıklarını söylüyorlar, daha fazlasıdır umuyorum.
İşte gördüğünüz aşağılarda daha en altlarda daha çok zeytinlik var. Gidecek alan daha ileriye doğru. Bu kadar zeytini toprak bırakmayacaksınız. Nereye taşıyacaksınız? Hadi zeytin değil sizin amacınız. Bunu bilirsiniz zaten de. Bu kadar köyü, bu kadar köylüyü nereye taşıyacaksınız? Hepimizi göçe zorluyorsunuz. Biz bu yolda bu onurlu mücadelede yürümeye devam edeceğiz.
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz yaptığı açıklamada Akbelen’de 40 bin zeytin ağacının kömür madeni için katledildiğine dikkat çekerek alanda kömür bulunamadığını belirtti. “Ulaşmaya çalıştıkları, yapmaya çalıştıkları her neyse bu ülkeye ihanetten başka bir şey değil” ifadeleri kullan Yılmaz, “Maden ve zeytincilik yasası altında çıkardıkları yasa da tam bir talan yasasıdır. Buradaki gibi ülkenin dört bir yanında aynı şeyi yapacaklar. Bu ülkenin topraklarını, havasını, suyunu sermayeye peşkeş çekmeye devam edecekler ne yazıkki. Bu mücadele , bu nedenle çok önemli. Bu mücadelenin yanında olmak çok önemli çünkü buralar yaşam alanı. Yaşam alanlarının yok edilmesi; insanların geçmişlerini, bugününü ve geleceğini de yok etmektir” dedi. Yılmaz, Akbelen direnişine destek verilmesi gerektiği vurguladı.
Muğla Barosu Başkanı Levent Akgün konuşmasında Anayasa Mahkemesi’ne “Süper talan” yasasının iptali için yapılan başvurunun önemli olduğunu belirterek maden için zeytinliklerin yok edildiğini hatırlattı. Yasanın AYM tarafından iptal edilmemesi ve yürütmeyi durdurma kararı verilmediği taktirde zeytin kıyımının devam edeceğini vurguladı.
Aydın Barosu Başkanı Utku Devrim Barış Arslan konuşmasında Akbelen’deki kömür madenini işaret ederek “Doğanın sermayeye peşkeş resmidir, sonucudur” dedi. İki sene önce bulundukları alanın ağaçlarla kaplı olduğunu belirten Arslan, ağaçların katledildiğini ve her yerin toz bulutu olduğunu ifade etti. Maden yasasına neden karşı olduklarına Akbelen’i örnek gösteren Arslan, “Kalan ormanlarımızı, zeytinliklerimizi, toprağımızı korumak amacıyla da mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Sendika.Org