12. Eylül’ün 45. yılında Devrimci 78’liler Federasyonu’nun çağrısı ile Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde toplananlar ABD Büyükelçiliği’ne yürüdü. Okunan ortak açıklamanın ardından Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk ve DEM Parti Ankara İl Başkanı Fatin Kanat konuştu
12. Eylül’ün 45. yılında Devrimci 78’liler Federasyonu’nun çağrısı ile Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde toplananlar ABD Büyükelçiliği’ne yürüdü.
Burada Büyükelçilik önüne siyah çelenk bırakılırken, Devrimci 78’liler adına bir basın açıklaması okundu.
“12 Eylül Faşist darbesinin 45. Yılında; faşist darbeyi örgütleyen, faşist darbecileri eğiten, faşist darbeyi ve darbecileri destekleyen, işbirlikçileri ile yeni bir darbe düzeni tesis eden ABD emperyalizmine söyleyecek sözümüz, verilecek mücadelemiz var” diyerek sözlerine başlayan Devrimci 78’liler emperyalizme, faşizme ve işbirlikçilerine karşı mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Ey dünya halklarının baş düşmanı; and olsun, şart olsun yeneceğiz. Kovacağız ülkemizden, ey işçi sınıfının ve emekçi halklarımızın baş çelişkisi; seni yenip sosyalizmin ışığı ile aydınlatacağız bütün dünyayı. Barış giysileri ile donatacağız her yanı allı çiçekli. Senin gidişinle yoksulluk da bitecek savaş da. Biz kazanacağız. Yaşasın devrim ve sosyalizm. Kahrolsun ABD emperyalizmi.
Okunan ortak açıklama ardından Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk konuştu.
Merhaba sevgili dostlar. 12 Eylül’ün üzerinden 45 yıl geçti ve biz 45 yıldır burada buluşmaya devam ediyoruz. Suçluları, katilleri işaret etmeye devam ediyoruz. Konuşmaya başlamadan önce 45 yıl önce yitirdiğimiz işkencelerde devletin çeşitli katliam politikalarında yitirdiğimiz devrimcileri anarak başlamak istiyorum. Elbette mücadeleyi devraldığımız Mahirler, İbolar, Denizleri anmadan olmaz. Ama bütün yıllar boyunca devletin zulmüne, faşizmin zulmüne karşı bir an olsun boyun eğmeyen, bu memlekette devrim düşünüp her daim gerçek kılmaya çalışan, bunun uğrunda hayatını feda eden tüm devrimcileri saygıyla anıyoruz ve anıları önünde, mücadeleleri önünde yine saygıyla eğiliyoruz. 45 yıl önce 12 Eylül’le birlikte bugün yaşadığımız ekonomik kriz, bugün yaşadığımız toplumsal kriz ve siyasi krizi büyük bir adımı atıldı. Bugün saray rejimi bu politikaları devam ettirirken, baskı, şiddet ve katliam politikalarını devam ettirirken 12 Eylül’ün devamı olarak bu yolu yürüyor biliyoruz. Ve elbette 45 yıldır süren bu baskının karşısında onlar nasıl ki faşizme devam ediyor, onlar nasıl ki katliam politikalarına devam ediyor, halkları birbirine düşman etmeye devam ediyor, emperyalistlerle işbirliğine devam ediyor. Biz de bütün bunların karşısında eşitlik, özgürlük, adalet ve barış için bu mücadeleyi devam ettireceğimizin sözünü vermek için bugün burada buluştuk. Bugün karşımıza çıkan manzara şu: 12 Eylül çok ciddi bir katliamdı. Büyük bir darbeydi. Faşist bir darbeydi. Demokrasiye, özgürlüğe, eşitliğe çok ciddi bir yara aldı bu memleket. Ama bakıyoruz ki bugün geldiğimiz noktada 45 yılda bu katliam politikaları, bu baskı politikaları arttırılarak devam ettirildi ve saray rejimi bırakın belediyelere kayyum atamayı, partilerin yöneticilerini bile ben belirleyeceğim diyor. Saray rejimi “bugün bir açıklama yapacaksanız bana sormadan yapamazsınız” diyor. Nasıl yapacağımızı kendi belirlemeye çalışıyor. Saray rejimi bugün bütün temel toplumsal haklarımızı sermayeye peşkeş çekiyor. Eğitime, sağlığa, ulaşıma parasız ulaşamıyoruz. Parayla ulaştığımızda da katlediliyoruz. Çeşitli çeteler karşımıza çıkıyor. Bir tarafta Yenidoğan çetesi, bir tarafta LGS çetesi. Çeteler arttırılabilir. Artıyor da. Bu biçimiyle karşımıza çıkanlara karşı biz de tüm dünyada milyonlarca insan bugün isyan bayrağını devraldı. Hem memleketimizde hem de dünyanın dört bir yanında halklar, işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler. “Biz bize dayatılan bu düzeni kabul etmiyoruz.” dedi. Demeye devam ediyor. Bugün bize düşen görev tam da bulunduğumuz her yerde bu isyanı yükseltmek, devrim ve sosyalizm mücadelesiyle bu isyanı taçlandırmak olacaktır. Şunu çok iyi biliyoruz. Bir yanıyla ne kadar güçlü olduklarını bize ispatlamak için bu şiddeti uyguluyorlar ama başka bir yanıyla da o kadar kırılgan ve zayıflar ki en ufak bir ses çıkarmamızdan, en ufak bir isyandan, korkularından rüyalarına giriyoruz. Uykuları kaçıyor. Saray yenilecek, halk kazanacak. 12 Eylül faşist darbesini de saray rejimini de tarihin çöplüğüne hep birlikte göndereceğiz sevgili dostlar.
Merttürk ardından DEM Parti Ankara İl Başkanı Fatin Kanat konuştu.
Okunan açıklamanın tamamı şu şekilde:
12 Eylül Faşist darbesinin 45. Yılında; Faşist darbeyi örgütleyen, Faşist darbecileri eğiten, Faşist darbeyi ve darbecileri destekleyen, işbirlikçileri ile yeni bir darbe düzeni tesis eden ABD Emperyalizmine söyleyecek sözümüz, verilecek mücadelemiz var.
Ey ABD ve yerli işbirlikçiler;Ey Dünya Halklarının baş düşmanı,
Ey işçi sınıfının ve Emekçi halklarımızın baş çelişkisi…
Ey Emperyalizmin Faşizmin vücut bulmuş hali, Ey örgütlü kötülük…
Hala insanları katletmeye, demokrasileri yok etmeye, dünyayı kana bulamaya devam ediyorsun. Hala doğayı, denizleri kirletmeye çevreyi yok etmeye devam ediyorsun. Kötülüğünü bulaştırmadığın bir coğrafya, işbirlikçi yaratmadığın bir ülke kaldı mı? Açlığa yoksulluğa mahkûm etmediğin, savaşı bulaştırmadığın, orta çağ dan gelen işbirlikçi diktatörlere teslim etmediğin bir ülke kaldı mı?
Senin “Bizim çocuklar başardı” dediğin 12 Eylül Faşist darbesinin üzerinden 45 yıl geçti. Senin çocuklar halkın vicdanında mahkûm edilerek ve mahkemece apoletleri sökülerek belediye görevlileri tarafından gömüldü. Hiç kimse onları hatırlamıyor bile. Ancak yaptıkları kötülükler hiç unutulmadı.
Ey ABD, Ey işbirlikçiler; Dünyanın birçok yerinde yeni darbeler örgütlüyorsunuz. İşbirlikçileriniz vasıtası ile halkların iradesini yok sayıyorsunuz. Yeni savaşlar çıkarıp soy kırımlar yapıyorsunuz. İnsanlığın başından defolup gitmediniz.
Sizin yaptığınız kötülükler de unutulmayacak. Devrimciler kötülüklerinizi unutmayacak. Sürekli hesaplaşmak için mücadele edeceğiz. Soluğumuzu hep ensenizde hissedeceksiniz. Bir gün Emperyalizmi, Faşizmi ve İşbirlikçilerini de gömeceğiz tarihin çöplüğüne.
Emperyalizme, Faşizme ve işbirlikçilerine karşı mücadele etmek boynumuzun borcudur. Bir adım mücadeleden geri durursak, zulmün karşısında korkar eğilirsek yüreğimiz kurusun.
Bizdeki yürek çırpıntısı sosyalizmin ışığına olan aşkımızdan bağlılığımızdandır. Bizdeki heyecan Emperyalizmi Faşizmi ve işbirlikçilerini yenme, mezara koyma, tarihin çöp sepetine atma hevesindendir.Ey dünya halklarının baş düşmanı; and olsun, şart olsun yeneceğiz. Kovacağız ülkemizden, Ey işçi sınıfının ve emekçi halklarımızın baş çelişkisi; seni yenip sosyalizmin ışığı ile aydınlatacağız bütün dünyayı. Barış giysileri ile donatacağız her yanı allı çiçekli. Senin gidişinle yoksulluk da bitecek savaş da. Biz kazanacağız.
Yaşasın devrim ve sosyalizm. Kahrolsun ABD emperyalizmi.
Sendika.Org