Filistin halkının dostları Kadıköy Süreyya Operası önünde Gazze’de soykırıma, açlığa, ablukaya direnenler için tencere ve kaşıklarla bir araya geldi. Polisin engelleme çabalarına rağmen eylemciler Khalkedon Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti
Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısıyla bugün (3 Ağustos) saat 18.00’de soykırıma, açlığa ve ablukaya direnen Gazze için ellerinde tencere ve kaşıklarla bir araya gelenler siyonist işgal devletine ambargo uygulanmasını talep etti.
Süreyya Operası’nda bir araya gelenler polisin engelleme girişimlerine rağmen yürüyüşe geçti.
Yürüyüş boyunca sık sık “Gazze’de Açlık Soykırım Silahı!”, “Gazze’de Çocuklar Açlıktan Ölüyor”, “Soykırıma Direnen Gazze’ye Bin Selam!”, “Ablukaya Direnen Gazze’ye Bin Selam!”, “Açlığa Direnen Gazze’ye Bin Selam”, “Siyonist Abluka Dağıtılacak”, “Soykırımcı İsrail Hesap Verecek”, “Yıkılsın Siyonist İsrail Devleti”, “Yaşasın Küresel İntifada”, “Selam selam direnişe bin selam”, “Açlık, ölüm, işkence! bu abluka dağıtılacak”, “Nehirden Denize Özgür Filistin”, “Filistin’e Özgürlük İsrail’e Boykot”, “Soykırımı İzleme, Tam Ambargo Uygula”, “Soykırıma susan cinayete ortaktır”, “İsrail’e Derhal, Askeri Ambargo”, “Kınamak Yetmez, Direnişe Destek Ol”, “Limanları Kapat, İlişkiyi Kes”, “Hamaseti Bırak, Ticareti Kes”, “Siyonizme Geçit Yok, İsrail’e Boykot!”, “Gemilerle Taşınan Petrol Değil Kan”, “İşbirlikçi Sermaye Hesap Verecek”, “Her Yer Filistin, Her Yer Direniş”, “Hurra Hurra Hurra, Falastin Hurra”, “Eşşab Yurid, Tahrir Falastin”, “Tahya Tahya Tahya, Tahyel İntifada”, “Katil İsrail, Filistin’den Defol”, “Katil ABD, Orta Doğu’dan Defol”, “NATO’dan Çıkılsın, Emperyalist Üsler Kapatılsın”, “Kürecik Radarı İsrail’in Kalkanı”, “Siyonizm Yenilecek, Direnen Filistin Kazanacak”, “Emperyalizm Yenilecek, Direnen Halklar Kazanacak”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filoyu unutmayın” sloganları atıldı.
Yürüyüş Süreyya Operası’ndan Khalkedon Meydanı’na kadar devam etti.
Khalkedon Meydanı’nda bir basın açıklaması okundu. Açıklamada şunlar söylendi:
Gazze ablukasına derhal son!
İsrail’e derhal tam ambargo!
Gazze Şeridi’nde İsrail işgal rejimi tarafından, ABD’nin tam desteğiyle ve sayısız dünya devletinin açık veya örtülü işbirliğiyle gerçekleştirilen soykırım neredeyse iki yıldır devam ediyor. 60 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, nüfusun tamamına yakınının yerinden edildiği, hastaneler dâhil sivil altyapının büyük ölçüde ortadan kaldırıldığı soykırım koşullarında Filistinliler yalnızca işgalcilerin bomba ve kurşunlarıyla değil, aynı zamanda kendilerine dayatılan açlık sebebiyle de hayatını kaybediyor.
İsrail işgal rejimi 19 Ocak’ta başlayan ateşkesin ilk aşaması sona erdikten sonra ikinci aşamanın gerçekleşmesi için hiçbir girişimde bulunmadığı gibi, hiçbir gerekçe olmadan ateşkesi de bozmuş ve Mart ayı ortalarında, 2 milyondan fazla insanın hayata tutunmaya çalıştığı Gazze’yi tam abluka altına alarak zaten son derece sınırlı olan gıda ve ilaç dâhil her türlü insani yardım girişini tamamen bloke etmişti.
Bugüne kadar aralarında çocukların da olduğu en az 150 kişi, sorumluluğu tamamen işgalcilere ve işbirlikçilerine ait olan bu kıtlık sebebiyle açlıktan öldü ve önümüzdeki gün ve haftalarda bu sayının çok daha artması bekleniyor.
Dahası, Birleşmiş Milletler dâhil uluslararası kuruluşların Gazze’de gıda dağıtmasına izin vermeyen İsrail-ABD ikilisinin kurduğu sözde Gazze İnsani Vakfı isimli yapının faaliyetleri, hiçbir gerçek ihtiyacı karşılamamanın ötesinde, Filistinliler için bir ölüm tuzağına dönüştü. Bu zamana kadar 1400’e yakın Filistinli adı geçen yapının tesisi civarlarında veya yardım konvoylarına giden güzergâhlar üzerinde, bir çuval un almaya çalışırken üzerlerine ateş açılması sonucunda hayatını kaybetti.
Gelecekteki nesiller üzerinde dahi etkileri olacağı kesin olan bu insan yapımı kıtlığın derhal durdurulması ve Gazze’de yaşayan Filistinlilerin temel ihtiyaçlara erişiminin hemen, koşulsuz ve kesintisiz şekilde sağlanması gerekir.
Açlığı bir silah olarak kullanan ve bu şekilde halkı Gazze’yi güya “gönüllü” olarak terk etmeye zorlayan İsrail rejimi, bu büyük insanlık suçunu işleme cesaretini ve rahatlığını, bugüne kadar olduğu gibi, işlediği hiçbir suç nedeniyle yaptırıma uğramamasından alıyor.
Soykırımın her aşamasında suç ortaklığı belgelenen ABD, sözde garantörlerinden olduğu önceki ateşkesi çiğneyen İsrail’e mutlak koruma sağladığı gibi, halkı zorla tehcir etme isteğinde işgalcilerin bile önüne geçmiş durumda.
Türkiye’deki siyasi otorite ise tüm bölge halklarına yönelik saldırılarına tanık olduğumuz İsrail’i tehdit olarak tanımlayan ve soykırımı sert bir dille mahkûm eden siyasal söyleminin tersine, soykırımın karşısında ve Filistin halkının yanında olmanın somut gereklerine sıra geldiğinde, görüntüyü kurtarmak için yaptığı açıklamaların, attığı imzaların, bizzat çağrıcılarından olduğu askeri ambargonun gereğini yerine getirmenin fersah fersah uzağında yer alıyor. Türkiye için tehdit ilan edilen soykırımcı İsrail’in diplomatik temsilcilikleri çalışmaya devam ediyor. Siyonistlerle imzalanmış anlaşmalar feshedilmiyor. İşgal devletiyle ticaret kesintiye uğramıyor. İşgalcilerin askeri endüstrisine çelik taşıyan gemiler dâhil İsrail’e giden gemilerin limanlara girişine engel olunmuyor, soykırımda açık rolü olan silah şirketlerini Türkiye’de düzenlenen savunma sanayii fuarlarında ağırlamaktan utanç duyulmuyor. Siyonistlerin taşımacılık şirketi ZIM’in, soykırıma yakıt taşıyan SOCAR’ın, Siyonist ve işbirlikçi sermaye gruplarının dokunulmazlığı sürüyor. Suçluları ve suç ortaklığını açığa vuranlar işkenceyle, gözaltı ve tutuklamalarla karşılaşıyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen ve İsrail savaş makinesine silah satmak yoluyla soykırımın doğrudan suç ortağı haline gelmiş silah firmalarının ağırlandığı IDEF 2025 savunma fuarına karşı Filistin Eylem Komitesi’nin gerçekleştirdiği eylemin arkasından 12 arkadaşımız baskınlarla gözaltına alınırken, soykırım ortağı silah tüccarları kırmızı halılarla karşılandı. Gözaltına alınan Filistin savunucusu arkadaşlarımızdan kimileri darp ve işkenceye maruz kaldı. Bu eyleme katıldığı için cezaevine gönderilen arkadaşımız İsmail Çelik hala tutuklu iken, işgal ordusuna silah temin eden suçlu firmalar rahatça faaliyetlerine devam ediyor.
Her gün gözlerimizin önünde işlenen Siyonist soykırım suçuna son verecek olan ne Ankara’dan yükselen hamasi söylevler ne Batı Avrupa’dan gelen ve fiili karşılığı olmayan açılımlar, ne de Arap ülkelerinin soykırımı değil direnişi durdurmaya yönelik “yol haritaları”dır. Oysa denizlerin diğer ucunda Yemen, ödediği tüm bedellere rağmen insanlığın üzerine düşen görevi yerine getiriyor, İsrail’e tam ve gerçek bir ambargo uyguluyor ve geçtiğimiz yıllarda kendisine dayatılan açlığın aynısının Gazze’de yaşanmasına izin vermemek için gerçek ve somut hamleler gerçekleştiriyor.
Yalnız bırakılan Filistin halkının açlıktan ve soykırımın diğer veçhelerinden kurtulması, kendi toprağında yaşamaya devam etmesi ve özgürlüğüne kavuşması, Siyonist işgal devletinin her alanda tamamen yalnızlaştırılması, tam ve mutlak bir ambargo uygulanması ve sonuç alıcı yaptırımlara uğratılması, işlediği suçlardan ötürü hesaba çekilmesi ve cezalandırılmasından geçiyor.
Tarih, bunu yapabilecek imkânı olduğu halde yapmayan herkesi bu korkunç soykırımın ortağı olarak anacaktır. Bu soykırım ortaklarına karşı tepki gösterdiği için bugün haksızca tutuklu olan İsmail Çelik arkadaşımız dahil olmak üzere tüm Filistin dostlarının sicili tertemiz kalacak, bugün hala ilişkileri sürdürenler ve ilişkilerin sürmesine izin verenler ise üzerlerine bulaşan lekeden asla kurtulamayacaktır.
Gazze ablukasına derhal son, İsrail’e derhal tam ambargo!
Direnen Filistin halkı kazanacak!
Filistin dostu İsmail Çelik’e özgürlük!
Eylemden sonra bir kişi polis tarafından ablukaya alınarak PTT önüne kadar polis eşliğinde götürüldükten sonra araca bindirilerek halkın ve eylemcilerin ve avukatının tepkisine rağmen gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişinin Fatih Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüleceği öğrenildi.
Sendika.Org