Meclis’te kurulan komisyonun ilk toplantısında AKP’li üyeler yaptıkları konuşmalarda “iç cephenin tahkimatı” ve “güvenlik” vurgularıyla öne çıktı. MHP, sürecin 2013-2015 sürecinin bir versiyonu olmadığının altını çizerken DEM Parti, sürecin “demokratik entegrasyon”a kapı aralayacağını belirtti. CHP ise demokrasi ve hukukun üstünlüğü vurgulu konuşmalarla kayyum uygulamalarının kaldırılması için bir düzenleme önerisi sundu
PKK’nin fesih kararı ve silah bırakmasının ardından yürütülecek süreçte gerekli yasal düzenlemeler için TBMM’de kurulan komisyon ilk toplantısını yaptı. Siyasi partilerden 48 üyenin dağılımı ise şöyle oldu: AKP 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, Yeni Yol 3, HÜDA PAR 1, YRP 1, TİP 1, EMEP 1, DSP 1 ve DP 1 üye.
Komisyona başkanlık yapan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ve AKP’li üyeler yaptıkları konuşmalarda “iç cephenin tahkimatı” ve “güvenlik” vurgularıyla öne çıktı. MHP, sürecin 2013-2015 sürecinin bir versiyonu olmadığının altını çizerken DEM Parti, sürecin “demokratik entegrasyon”a kapı aralayacağını belirtti. DEM Parti Gezi tutsaklarının yanı sıra Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş hakkındaki hak ihlali kararlarını hatırlatıp komisyonu inisiyatif almaya çağırdı. AİHM kararı doğrultusunda Abdullah Öcalan’a “umut hakkı”nın uygulanması gerektiğini ifade etti. CHP ise demokrasi ve hukukun üstünlüğü vurgulu konuşmalarla kayyum uygulamalarının kaldırılması için bir düzenleme önerisi sundu.
KURTULMUŞ: “ASLİ MESELE ANAYASA DEĞİL”
Toplantıda açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş “Burada asli meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak hukuk reformu yazmak ya da bütün meseleleri bir anda çözmek değildir” dedi. Kurtulmuş “iç cephenin tahkimi” vurgusunu yaptığı konuşmasında “silah bırakma” sürecinin de bir pazarlık konusu olmadığını söyledi.
AKP Grup Başkanvekili Abdülhamit Gül, Tayyip Erdoğan’ın sürece ilişkin açıklamalarına dair hatırlatmalar yaptı. Gül konunun sadece güvenlik meselesi üzerinden ele alınamayacağını vurgularken güvenlik ve özgürlük konusunda pazarlığın söz konusu olmadığını ifade etti.
Komisyonda partisi adına söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sürecin 2013-2015 arasındaki sürecin bir versiyonu olmadığını söyledi. Yıldız, devamında ise şunları söyledi:
O süreç tekrarlanmayacaktır ve yeniden de canlandırılmayacaktır. Anılan dönemde çözüm sürecine katılanların görev yaptıkları faaliyetler nedeniyle idari ve hukuki bir tahribata uğramamak için bir kanun maddesi çıkarılmıştı. Diğer arkadaşlarımızın hatırlattığı gibi bu kanun yürürlüktedir. Bu dönemde görev ifadesi nedeniyle benzer bir yasaya ihtiyaç yoktur. Yeni anayasa hazırlamak, yeni anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi de bu komisyon görevi yoktur.
Yıldız partisinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eliyle sürecin başlatıldığını ve PKK’nin silah bırakma kararıyla da bir eşiğin aşıldığını ekledi.
DEM Parti milletvekili Meral Danış Beştaş, yaptığı konuşmada Figen Yüksekdağ, Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala hakkında verilen hak ihlali kararlarını hatırlatarak komisyonun bu konuda inisiyatif alması gerektiğini belirtti. Danış Beştaş, AİHM’in Abdullah Öcalan hakkında verdiği “umut hakkı” kararını da hatırlatarak bunun da uygulanması gerektiğini belirtti.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de yaptığı konuşmada komisyonun çoğulcu bir perspektifle çalışması gerektiğine vurgu yaptı. Devamında ise şu ifadelere yer verdi:
Demokratik toplumun geliştirilmesinden, örgütlenme ve siyaset özgürlüğüne varıncaya kadar yürütülecek kapsayıcı açılımlar, demokratik dönüşümü hızlandıracağı gibi buna eşlik eden demokratik entegrasyona da kapı aralayacaktır.
CHP adına söz alan Grup Başkanvekili Murat Emir, yaptığı konuşmada kayyum uygulamalarıyla hukukun üstünlüğü ilkesinin çiğnendiğini belirtti. Daha önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de ifadeleriyle paralel olarak komisyonun Anayasa konuşulacak bir komisyon olamayacağını ifade eden Emir, Anayasa’nın sürekli olarak ihlal edildiğini, bunun da toplumsal güven ortamını sarstığını söyledi. Komisyonun güven artırıcı önlemlerle çalışmaya başlaması gerektiğini ifade eden Emir, “Bu kayyım uygulamalarından bir an evvel vazgeçilmesi için buradan bir çağrıda bulunalım” dedi.
CHP adına söz alan İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen de Kürt sorununu inkarın çözüm getirmediğini, Kürt sorununun Türkiye’deki demokrasi sorunuyla iç içe olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
Burada olsa komisyona katkı verebilecek olan Hatay’ın seçilmiş milletvekili Can Atalay’ın ve hayatı boyunca bir akademisyen olarak Kürt sorunu üzerine çalışmış olan Prof. Dr. Ahmet Özer’in eksikliğine de buradan dikkat çekmek isterim. Anayasal hakkımı kullanan 14 gencin halen cezaevinde olduğunu hatırlatmak isterim. Diğer taraftan Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumunun ciddiyetinin de sadece Beylikdüzü’nde oy kullanan yurttaşlarımızı veya tek bir siyasi partiye değil buradaki herkesi ilgilendirdiğini ifade etmek istiyorum. Aynı Ayşe Barım örneğinde olduğu gibi. Yani Kürt sorunu vardır. Bunu inkar edersek de çözüme ulaşamayız. Genel anlamda demokrasi sorununun varlığını reddedersek de ‘Kürt sorununa şimdi bakalım, demokratikleşme işini sonraya bırakalım’ dersek de ‘Kürt sorunu boş verelim’ dersek de çözüme ulaşamayız. Hatta Kürt sorunu reddederek meseleyi teröre indirgersek de… Kabul etmeliyiz Kürt sorunuyla demokrasi sorunu birbiriyle yakından ilişkilidir.
Sendika.Org