Kırşehir’de altın madenciliğine tepki gösteren dernek ve sivil toplum kuruluşları, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde eylemdeydi. Eylemde söz alan Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, talana müsaade etmeyeceklerini ifade etti, “Biz her birimiz Reşit Kibar olmaya hazırız” dedi
Kırşehir’de altın madenciliğine tepki gösteren kuruluşlar, Ankara’da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde eylemdeydi.
Yapılan ortak açıklama öncesinde eyleme katılım gösteren milletvekilleri söz aldı. CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan “Şehrimizi altın madencilerinin talan etmesine izin vermeyeceğiz” diyerek başladığı sözlerine şu şekilde devam etti:
Kırşehir’i bilenler, o altın madeni yerini bilirler, çok büyük bir alan. Kırşehir’i zehirleyecek bir alan. Hem siyanürün kullanılması, hem kimyasal maddelerin kullanılması, içme sularına karışma ihtimalinin çok yüksek olması Kırşehir’e büyük zararlar vereceğini hem biz söylüyoruz, ben bir doktorum, bilim adamıyım hem de uzmanlar söylüyor. İnsanları vicdana davet ediyoruz.
Biz küçük bir şehiriz, tek geçim kaynağımız tarım ve hayvancılık. Devasal besi çiftliklerimiz var ve suya çok ihtiyacımız var. Elimizden suyumuzu alacaklar ama zaten suyumuz yok, çok az. Kızılırmak da kurumuş durumda. Altın madenleri oraya saldırıp suyu kullanmaya başladıklarında, şehir merkezine verecek suyumuz yok. Bu altın madeni tüm Türkiye’nin sorunu. Emperyalist güçler ve onların yerli iş birlikçileri bunu yapmaya çalışıyorlar.
Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, mahkeme kararı ile bu inceleme değerlendirme komisyonuna dahil olduklarını belirtirken, talana müsaade etmeyeceklerini söyledi:
Reşit Kibar arkadaşımız katledildi, ‘ben taş ocağı istemiyorum, HES istemiyorum’ dedi diye. Buradan bu firmalara, Bakanlığa şunu söylüyoruz, karar ne çıkarsa çıksın: Biz her birimiz Reşit Kibar olmaya hazırız.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da sözlerine Türkiye’nin sadece rant odaklı yaşayan bir ülke haline geldiğini belirterek başlarken “Yaşanan şey yüzde 98’ini kendisine alıp ülkesine kaçıracak olan yabancı şirketler ve onların yerli işbirlikçilerinin bir sonucudur” dedi.
120 örgüt ve çevre kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu ”Toprağımızı Vermiyoruz” kampanya grubu adına yapılan açıklamada; doğanın madenciliğe açılması için kurgulanmış bir yasanın meclisten geçmesini engellemek için bir araya geldikleri ifade edildi. Yapılan açıklama ise şu şekilde:
Direnen Kırşehirlilierin yanındayız. Kırşehir için dağıtılan altın madeni ruhsatlarını ibretle takip ediyoruz, DEFAŞ (Koç Holding ve Fernas ortaklığı), Eti Gümüş, Koza Altın, Universal, Eti Bakır ve daha pek çoğu. Kervansaray Dağı, Bozçalı Dağı daha şimdiden delik deşik edildi. Seyfe Gölü gibi uluslararası sözleşmelerle (Ramsar) koruma altında olan bir tabiat parkını da kapsayan ruhsatların giderek kent merkezine doğru yaklaştığını görüyoruz.
Kırşehir’de altın madeni açılmasında ısrar edilmesinin arkasındaki gerçekleri çok iyi biliyoruz: Sermayeye sömürecek yeni kaynak, daha fazla kar. Altın madenciliği, Kırşehir’in dağlarını, meralarını, tarım alanlarını, bozkır ekosistemini, bitkisel ve hayvansal üretimini yok ederek Kırşehir’i açlık ve susuzluğa mahkum ederken ülkemizin gıda açısından dışa bağımlılığını artıracaktır. Söz konusu proje Ankaralıları da çok yakından ilgilendiriyor. Proje kapsamında, Ankara’nın içme suyu kaynağı olan Kızılırmak’a bağlı dereler üzerinde 40 milyon ton kapasiteli tehlikeli aden atık barajı yapılacak.
Sendika.Org