Zonguldak Kilimli halkı, Kilimli Halkevi’nin öncülüğünde sahilden Filyos’a kadar uzanacak tünelin inşaatının yarattığı toza, çamura ve gürültüye karşı eylemdeydi. İhaleyi alan firma ÖDF’nin gerekli önlemleri almadığı halde çalışmalarına devam etmesine tepki gösteren Kilimliler, belediye ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nı gerekli denetimleri yapmaya çağırdı
Zonguldak Kilimli halkı, sahilden Filyos’a kadar uzanacak tünelin inşaatının yarattığı toza, çamura ve gürültüye karşı eylemdeydi. Tünellerin yapımı için kazılan toprağın yüksekliği altı metreyi bulan tepeler oluşturacak şekilde istiflenmesi kentte sürekli toz problemi yaratıyor. Sahil civarında sürekli hafriyat kamyonlarının ve iş makinalarının çalışması da toz ve gürültü problemini artırıyor.
Kilimli Halkevi’nin öncülüğünde harekete geçen Kilimli halkı sahilde, tünel inşaatının önünde bir açıklama yaptı. “Başka bir Kilimli yok” diyen Kilimlililer, ihaleyi alan firma ÖDF’nin gerekli önlemleri almadığını ifade etti. ÖDF’nin gerekli önlemleri almadığı halde çalışmalarına devam etmesine tepki gösteren Kilimliler, belediye ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nı gerekli denetimleri yapmaya çağırdı.
Kilimlililer açıklamanın sonunda 8 Ağustos’ta da belediyeye dilekçe vereceklerini açıkladı.
Zonguldak Kilimli halkı tünel inşaatının yarattığı toz ve gürültüye karşı eylemde:
📢”Bu kader değil, firma önlem almıyor, denetim yapılsın”
📢”Başka bir Kilimli yok”Kilimliler 8 Ağustos’ta belediyeye dilekçelerini vereceklerini açıkladı https://t.co/thorQ9tWei pic.twitter.com/8bt0p3NY6Z
— sendika.org (@sendika_org) August 5, 2025
Kilimli Halkevi Başkanı Halit Bayraktar’ın okuduğu açıklama şöyle:
Toza, gürültüye, sağlığımızın ve yaşamlarımızın yok sayılmasına artık yeter!
Bugün “Başka bir Kilimli yok” diye Kilimlililer, sağlığına, yaşam hakkına sahip çıkanlar olarak bir aradayız.
Bizleri boğdukları toz bulutlarının, gömdükleri çamurların, dinmeyen gürültünün içerisinde yaşamaya devam etmek istemiyoruz. Geleceğimiz, sağlığımız için kaygılanmak istemiyoruz.
Kilimli tünelleri inşaatına başlandığı tarihten bugüne, yaklaşık iki yıldır Kilimlililer olarak toza, çamura bulanmış şekilde yaşıyoruz.
Tünellerin yapımı için kazılan toprak biriktiriliyor. Yüksekliği altı metreyi bulmuş durumda ve burada ne kadar süre bu şekilde kirlilik yaratmaya devam edeceğini bilmiyoruz.
Toz ve kirli hava başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa neden oluyor. Tüm canlıların hayatını, doğayı tehdit ediyor. Sahilimiz, denizimiz kirletiliyor.
Bu kader değil. Toza, çamura, gürültüye boğulmak zorunda değiliz.
Ancak yaklaşık iki yıldır yıldır açıkça görüyoruz ki hafriyat çalışmaları sırasında Kilimlilileri tozdan ve gürültüden koruyacak gerekli tedbirler alınmıyor.
Artık yeter diyoruz ve soruyoruz: Yaşamlarımız ve sağlığımız için alınması gereken tedbirler neden alınmıyor?
Anayasa’da güvence altına alınan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımız ve sağlıklı yaşama hakkımız neden yok sayılıyor?
Hafriyat Toprağı, İnşaat Ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre “Hafriyat yapanlar, hafriyat toprağının çıkartılması sırasında gürültü ve görüntü kirliliği ile toz emisyonlarını azaltacak tedbirleri almak ve faaliyet alanının çevresini kapatmakla yükümlüdür.” Böyle denmesine rağmen neden ihaleyi alan şirket ÖDF gerekli tedbirleri almıyor?
Hafriyat sırasında oluşan toz emisyonu ile ilgili olarak ilgili mevzuatta belirlenen hava kalitesi standartlarının sağlanması için neden gerekli tedbirler alınmıyor?
Cadde, sokak, yol ve tretuvarlarda yapılacak hafriyat, bakım, onarım ve inşaat işlerinde ortaya çıkacak ve tekrar kullanılacak hafriyat toprağının cadde ve sokak kirliliği ile görüntü ve toz kirliliğine neden olmayacak şekilde biriktirilmesi gerekirken neden bu koşullar sağlanmıyor?
ÖDF firması nasıl gerekli tedbirleri almadan faaliyetine devam edebiliyor?
Belediye ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı neden gerekli denetimleri yapmıyor?
Kilimli ses veriyor: Artık yeter, sağlığımızın, yaşamlarımızın, doğamızın yok sayılmasına izin vermeyeceğiz diyoruz.
Kilimli ses veriyor. Yetkililer Sesimizi duyana kadar ses vermeye, sağlığımıza, yaşamlarımıza, doğamıza, Kilimli’ye sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Sendika.Org/Zonguldak