Kamu Toplu Sözleşmesi’nde hükümet tarafının ikinci teklifi de kamu emekçilerinin taleplerinin çok altında kalınca kamu emekçileri konfederasyonları iş bırakma kararı aldı. KESK, Milli Kütüphane önünden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne yürüdü. Kitlesel yürüyüşün ardından KESK’liler; Birleşik Kamu-İş, BASK, DMK, HAK-SEN, YURT-SEN ve ASİM-SEN’le bakanlık önünde buluştu. Ancak Memur-Sen ve Kamu-Sen ortak eylemlere katılmadı
4 milyona yakın kamu emekçisini ve 2 milyona yakın memur emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme kapsamında hükümet tarafının ikinci teklifi de kamu emekçilerinin taleplerinin çok altında kalınca kamu emekçileri konfederasyonları iş bırakma kararı aldı. KESK, Birleşik Kamu-İş, BASK, DMK, HAK-SEN, YURT-SEN ve ASİM-SEN iş bırakma kararının ardından Memur-Sen ve Kamu-Sen de karara katıldı.
KESK, bağlı sendikalarıyla birlikte Milli Kütüphane önünde buluştu.
Kamu emekçileri iş bırakıyor: Sefalet zammına, masanın oyununa karşı…
KESK, Milli Kütüphane önünde buluştu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüyecekler
KESK’in yanı sıra 6 konfederasyon daha bakanlık önündeki eyleme katılacakhttps://t.co/RbnW4ItXk3 pic.twitter.com/0PkDTMXJZN
— sendika.org (@sendika_org) August 18, 2025
7 konfederasyonla birlikte yapılacak eylem için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne yürüdü.
Kamu emekçileri sefalet zammı dayatmasına karşı sokakta
KESK’liler Milli Kütüphane önünden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüyor
📢”AKP zammını al başına çal”https://t.co/RbnW4Iuv9B pic.twitter.com/FcGl5iMkXG
— sendika.org (@sendika_org) August 18, 2025
Kamu emekçilerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kitlesel yürüyüşü böyle görüntülendi
KESK, 8. Dönem Toplu Sözleşme kapsamında hükümet tarafının teklifleri için “Bu teklifle ancak mücadele edilir” demişti https://t.co/RbnW4Iuv9B pic.twitter.com/guCXRJ1hSB
— sendika.org (@sendika_org) August 18, 2025
Kitlesel yürüyüşün ardından KESK’liler; Birleşik Kamu-İş, BASK, DMK, HAK-SEN, YURT-SEN ve ASİM-SEN’le bakanlık önünde buluştu.
KESK, milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisine sefalet zammı dayatmasına karşı Milli Kütüphane önünden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yürüdü
Birleşik Kamu-İş, BASK, DMK, HAK-SEN, YURT-SEN ve ASİM-SEN de bakanlık önünde https://t.co/2nzmz7iB1t pic.twitter.com/d9uMYFWJ4R
— sendika.org (@sendika_org) August 18, 2025
Kamu emekçileri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde ortak açıklama yaptı. Açıklamayı, tüm katılanlar adına KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak okudu.
Kamu emekçileri #SatışSözleşmesi‘ne hayır diyerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde iş bırakma eyleminde
Konfederasyonların ortak metnini KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak okudu:
“Bugün Türkiye’nin dört bir yanında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz!
Süreç bir… pic.twitter.com/HA024z2V6l
— sendika.org (@sendika_org) August 18, 2025
Açıklamanın tamamı ise şu şekilde:
Bu ülkenin kamu emekçileri olarak sadece bizlerin hakları değil, tüm vatandaşların nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir bir kamu hizmeti alma hakkı yıllardır yok sayılıyor.
Yıllardır uygulanan üretime değil, borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı bir model kurdular.
Emek karşıtı, sermaye yanlısı bu modelde kamu hizmetlerine, kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar kısıldıkça kısıldı.
Kamusal hizmetlerde, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı.
Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye tüm kamu hizmetleri özel sektöre devredildi, paralı hale getirildi. Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi.
Bunun bedelini de söndürül(e)meyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz.
Bu modelde biz kamu emekçilerinin payına ise düşük maaşlarla, güvencesiz, angarya çalışma, çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet düştü.
Dolayısıyla ASİM SEN, BASK, ÇALIŞAN SEN, DMK, HAK SEN, KESK, YURT SEN olarak; bugün sadece kendimiz için değil, nitelikli, ücretsiz, ulaşılabilir kamu hizmeti hakkı yok sayılan başta dar gelirliler olmak üzere bu ülkenin tüm insanları, tüm yurttaşlar için,
- Toplu görüşmelerin her yıl yapılması,
- Toplu görüşmelerin canlı yayınlanması,
- Her yıl Aralık ayında açıklanan yeniden değerleme oranında memur ve emeklisine zam verilmesi ve masada diğer hakların konuşulması,
- Yılda iki kere ikramiye verilmesi,
- Birinci dereceye yükselen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmesi,
- Yıllar boyu verdikleri emekler yok sayılan, göz göre göre sefalete itilen milyonlarca emeklinin hakkını savunmak,
içi g(ö)revdeyiz! İşyerlerinde, alanlarda omuz omuzayız! Bugün Türkiye’nin dört bir yanında üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bugün hizmet üretmiyoruz. Sokaklardayız, alanlardayız.
Başta kamu emekçileri ve emekliler olmak üzere tüm kamuoyu 4 milyon kamu emekçisini 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecini yakından takip ediyor. Ne yazık ki yıllardır uygulanan senaryo tekrar ediliyor, süreç bir kez daha oldubittiye getirilmek isteniyor.
Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen son teklifiyle kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir.
Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri yarın bitecek. Yarın mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık.
Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor.
Bizde buradan Sayın Bakan’ın şahsıdan kamu işverenine, iktidara soruyoruz. Bu teklifte 4 milyon kamu emekçisini, 2,5 milyon kamu emeklisini memnun edecek ne vardır?
- İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı?
- Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı?
- Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı?
- Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı – kira desteği var mı?
- Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı?
- Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı?
- Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı?
- Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı?
- Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı?
- Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı?
- Bizim için en önemlisi Grev Hakkı ile Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin tek bir cümle var mı?
Yok.
Çünkü aslında ortada bir toplu sözleşme teklifi yoktur.
Teklif yerine; 4 milyonu aşkın kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluk ile 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefalet ile tehdit vardır.
- Vergi, harç ve cezaları %44 arttırdılar. Gelir Vergisinden, ÖTV’ye KDV’ye tüm vergileri ortalama %70 arttırdılar.
- Sermayeye, patronlara teşvik üstüne teşvik vermeye, vergilerini affetmeye, faizden beslenen bir avuç asalak takımına dünyanın en yüksek faizini ödemeye devam ediyorlar. Tüm vergi yükünü bizlerin, halkın sırtına yıkıyorlar.
- Ama sıra bizim maaşlarımıza gelince her seferinde önümüze TÜİK’in sahte rakamlarını, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarını koyuyorlar.
- Yoksulluk sınırının 2026 Ocak itibari ile en az 100 bin TL olacağı koşullarda bizlere sefalet oranları dayatıyorlar. “Talep ettiğiniz rakamları verirsek ekonominin, bütçenin dengesi bozulur” diye nutuk atıyorlar.
Ülkenin tüm dengelerini bozanların bu nutuklarına Artık Yeter diyoruz!
Buradan masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır.
Bu nedenle:
- Hiç kimse hepimizle dalga geçilen bu teklife değer yüklemeye çalışmasın.
- Milyonların maaş artışı talebinin dörtte birine bile denk gelmeyen rakamları görmezden gelerek “Üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye kalkışmasın.
- Kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeyi, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeyi aklından bile geçirmesin.
- İktidar uyuşmazlık durumunda başvurulan Hakem Kurulu’nun objektif ve bağımsız kararlar verdiğine inanmamızı bekliyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki toplam 11 üyesinden 6’sı doğrudan, 1’i dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakem Kurulu her seferinde hükümetin noterliğini yapmıştır. Artık yeter. Bu sefer hiç kimse uyuşmazlıkta topu iktidarın noterliğini yapmanın ötesine geçmeyen Hakem Kuruluna atmaya kalkmasın.
Geldiğimiz nokta ortadadır. Hükümet 4 milyon kamu emekçisine, 2,5 milyon emekliye, aileleri ile birlikte 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir. Bu teklife karşı yapılacak olan şey birkaç puanlık maaş artışını esas alan MÜZAKERE DEĞİL, MÜCADELEDİR.
Bu Karanlık Tablodan Tek Çıkış Yolu; Yetkinin asıl sahipleri olarak bizlerin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçiyor.
Bu Karanlık Tablodan Tek Çıkış Yolu, ‘Hepimiz aynı gemideyiz” diyenlere karşı “Geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz” diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor.
Bugün bunun ilk adımını atıyoruz. Bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine itirazımızı yükseltiyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz.
İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret, Güvenceli İstihdam- Güvenli Gelecek, Demokratik- Adil Bir Çalışma Yaşamı, Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı Gerçek Bir Toplu Pazarlık Sistemi için omuz omuza vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
Ancak Memur-Sen ve Kamu-Sen ortak eylemlere katılmadı. Kamu-Sen saat 10.00’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önündeydi. Memur-Sen ise saat 14.00’te Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüyecek.
Yapılan ortak açıklamanın ardından ASİM SEN Genel Başkanı Özgür Karaca, BASK Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici, Anadolu Sağlık-Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, HAK-SEN Genel Başkanı Ayhan Çivi ve KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz söz aldı.
Sözlerin ardından grev halayı çekildi. Halay ardından eylem son buldu.
İş bırakan kamu emekçileri Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne giderken diğer kentlerde de meydanlarda ve sokaktaydı.
İstanbul’da KESK’in çağrısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılan eyleme çok sayıda sendika ve meslek örgütü de destek verdi. Yapılan açıklamada “Yeni bir satış sözleşmesine tahammülümüz kalmamıştır” denildi.
Fotoğraf: ANKA
Fotoğraf: Evrensel
Adana’da KESK’in çağrısıyla Atatürk Parkı’nda yapılan basın açıklamasının öncesinde Eğitim Sen Adana Şubesi üyeleri şube binası önünden kortej halinde yürüyerek alana giriş yaptı. Eyleme DİSK Çukurova Bölge Temsilciliği, Adana Tabip Odası ve İnsan Hakları Derneği (İHD) de destek verdi.
İzmir’de Konak’ta bulunan YKM binası önünde bir araya gelen kamu emekçileri, sloganlar eşliğinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yürüdü. Açıklamaya, DEM Parti İzmir milletvekilleri İbrahim Akın ve Burcugül Çubuk, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan ile kentte bulunan siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de katıldı.
Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi ve Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde bir araya gelen kamu emekçileri, Dağ Kapı Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından meydanda, alkış ve davul-zurna eşliğinde halaya duruldu. Burada hazırlanan ortak metni KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve ESM Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Keskin okudu. Keskin, toplu sözleşme sürecinin hayal kırıklığı ile bitmemesi için tüm sendikaları taleplerine sahip çıkmaya çağırdı.
KESK Trabzon Şubeler Platformu ve Tüm Emekliler Sendikası Meydan Park’ta bir araya geldi. Yapılan açıklamada kamu emekçileri ve emekliler “Toplu satış sözleşmesini kabul etmiyoruz” dedi
Muğla – SGK önü
Mersin – Özgür Çocuk Parkı
Dersim – Sanat Sokağı
Bursa – Fomara Meydanı
Sivas – Kent Meydanı
Kocaeli – Belediye İşhanı önü
Hükümet tarafı ilk teklifte 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ay için yüzde 6; 2027 yılının ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ay için yüzde 4 zam önerdi. İkinci teklifte ise sadece taban aylığa 1000 TL zam yapılması eklendi.
Kamu emekçilerini temsilen masada oturan Memur-Sen ise yüzde 88 zam talep ediyordu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, refah payı, taban aylığı, enflasyon farklarının olduğu daha ciddi bir teklif beklediklerini belirtti.
Memur-Sen, görüşmelerde vaktin daraldığını ifade etse de bir eylem takvimi açıklamadı. Mutabakatın sağlanamaması durumunda sözleşme geçen dönemde olduğu gibi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na kalır. Geçen dönem bu kurul da iktidarın son teklifini olduğu gibi kabul ederek hedef enflasyonun baz alındığı bir sözleşmeyi yürürlüğe sokmuştu.
Mehmet Şimşek’in ekonominin başına geçmesinin ardından ücret zamlarının gerçekleşen enflasyona göre değil de hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi de o dönem hazırlanan Orta Vadeli Program’da yerini almıştı. Kamu işçilerinin toplu sözleşmesi sayılabilecek Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinde de memur ve memur emeklilerinin kapsayan Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde de iktidarın aldığı temel referans hedeflenen enflasyon oldu. Verilen tekliflerle de hedeflenen enflasyonla uyumlu olduğu görülüyor.
Detaylar için tıklayınız.
Sendika.Org/Ankara