muhalif siyasetin öznesi, siyasetle bir biçimde ilgilenen -ve bu sebeple baskı gören- muhalifler değildir. demokrasi, siyaset yapma, söz söyleme hakkından ibaret değildir… muhalif siyasetin öznesi sömürülenler ve ezilenlerdir. bunu ihmal ederek yürütülecek siyasetin genişleme ve değiştirme şansı yok
iktidar yükselen bir ivmeyle yargıyı sopa olarak kullandıkça, bir yönetim aracı olarak rıza üretmeyi ikinci plana itip, baskıyla ayakta durmaya çalıştıkça muhalif siyasette adalet ve demokrasi talepleri haklı olarak yükseliyor.
bunların kapsamı nedir?
-söz ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma, gazetecilerin haber yapma hakkı.
-muhalif siyasetçilerin siyaset yapma hakkı.
-muhalif partilerden aday olmuş ve seçilmiş yerel yöneticilerin hapse atılmasına, hapisle tehdit edilmesine son verme…
bu maddeleri çoğaltmak ve ayrıntılandırmak mümkün. ancak bugün dillendirilen talepler esas olarak siyaset yapma hakkı ile söz ve ifade özgürlüğü etrafında şekilleniyor. kürt özgürlük hareketinin taleplerinin bunları içermekle birlikte daha geniş olduğunu hatırlatarak devam edeyim.
yıllar boyunca otoriterleşen bir rejim altında yaşamış, ondan önce de az buz baskı görmemiş bir halk için demokrasiyi tanımlamak mühim bir mesele ve mevcut politik ortamda, yukarıda saydığım taleplerin çok önemli olduğuna şüphe yok.
ancak demokratik mücadele açısından bunların yeterli olduğunu söylemek doğru olmaz.
işçi sınıfını acımasız çalışma koşullarına, çok düşük ücretlere mahkum eden, işsizlik korkusuyla terbiye etmeye çalışan bir emek rejimiyle karşı karşıyayız. yoksulluğun boyutları, sonuçları, acımasızlığı sık sık dile getiriliyor ama mücadele araçlarından pek bahsedilmiyor. bu emek rejimine karşı sınıfın örgütlülüğünün ve örgütlü mücadelesinin önemini kadın işçi okurlarına anlatmaya gerek yok. dolayısıyla barajsız sendika, yasaksız grev ve iş güvencesi, herhangi bir toplumcu demokrasi programının vazgeçilemeyecek maddelerinden olmalı. bunu, sadece sendikalardan değil, siyasal güçlerden de duymaya, hem bu taleplerin hem de eğitimden sağlığa, okullarda ücretsiz yemekten, ücretsiz kreşlere kadar uzanan bir yelpazede, kamu hizmetlerinin genişlemesinin dillendirilmesine ihtiyacımız var.
aslında iktidarın tarım konusundaki yıkıcı siyaseti ve bunun hem köylüler hem de hepimizin sofrası üzerindeki etkisi en azından chp kürsülerinde sık sık dillendiriliyor. tarım arazilerinin ve ormanların madencilere, otelcilere peşkeş çekilmesi de gündemde yer alıyor. ama köylülerin talepleri ve ihtiyaçlarının bizzat kendilerinden dinlenip dillendirilmesine ve savunulmasına ihtiyaç var.
kadın kurtuluş hareketi, gasp edilen, edilmeye çalışılan haklarına sahip çıkıyor, çıkar da ama bu temaların laiklik parantezine sıkıştırılmadan, erkek şiddetiyle sınırlanmadan, demokrasi mücadelesinin gündeminde yer alması gerekiyor. karma siyasetin ya da genel demokrasi mücadelesinin kadın kurtuluşunun tüm alanlarını kapsaması mümkün değil. ama kadınlar için boşanmanın kolaylaştırılması, miras hakkı, eşdeğerde işe eşit ücret ve en önemlisi güvenli hayat ve genel olarak hayat hakkı olmadan demokrasi olmaz.
lgbti+ hareketin bu toprakta 40 yılı aşan bir deneyimi, mücadelesi ve bu mücadelenin kazanımları var. gizliliğe, utanca, gettolara mahkum olmadan onurlu varoluş, güvenli yaşam hakkı, çalışma hakkı, barınma hakkı bunların başında geliyor. bu hareket lubunyalara yanlış ve yalnız olmadıklarını gösterdi. aile yılı söylemleri tam gaz devam ederken lubunyalar da kadınlar gibi, ceza indirimleriyle teşvik edilen cinayetlere, şiddete ve kolluğun baskısının kararttığı hayatlara mahkum edilmeye çalışılıyor. onların ihtiyaç ve taleplerini içermeyen bir demokrasi programı eksiktir.
şunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. muhalif siyasetin öznesi, siyasetle bir biçimde ilgilenen -ve bu sebeple baskı gören- muhalifler değildir. demokrasi, siyaset yapma, söz söyleme hakkından ibaret değildir. yıllardır cezaevinde tutulanlar, kumpaslarla cezaevine atılanlar, haberleri, yazıları sebebiyle cezalandırılanlar için adalet talebi çok önemli tabii ki. ama muhalif siyasetin öznesi sömürülenler ve ezilenlerdir. bunu ihmal ederek yürütülecek siyasetin genişleme ve değiştirme şansı yok.
Kaynak: Kadın İşçi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.