Özgür Özel Bayrampaşa’daki mitingde Erdoğan’a ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenerek “AKP, kuruluş yıldönümü hediyen geliyor. Yarın 12’yi bekle” demişti. Özel, CHP Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulunuyor
CHP Genel Başkanı Özgür Özel İstanbul’un Bayrampaşa ilçesindeki mitingde Erdoğan’a ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a seslenerek “AKP, kuruluş yıldönümü hediyen geliyor. Yarın 12’yi bekle” demişti.
Özel, CHP Genel Merkezi’nde açıklamalarda bulunuyor.
47 yıl birinci parti olmamış bu parti kusuru kendinde aradı, demokrasi dışı hiçbir şeye yeltenmedi. En büyük göstergesi 15 Temmuz gecesi ‘Fırsat bu fırsat’ demek yerinde demokrasinin tarafında durduk. Bugün bizim 47 yıl gösterdiğimiz dirayeti 47 gün gösteremeyen, demokrasiyi işine gelince binilecek, 31 Mart’tan sonra inilecek bir tren olarak gören, seçmeninin yüzüne geçmişte ‘Manşetlerle çarpışıyoruz’ deyip bugün manşetlerle rakiplerine iftira atanların, ‘Vesayet odakları altındayız’ deyip şimdi yarattıkları vesayet odaklarıyla sivil siyasetin önünü tıkamaya çalışanların, iftira, hakaret ettirenlerin, ikili hukuk uygulayanların, muhalefete ikili hukuk uygulayanların, kendilerine ‘öf’ denilse dava açanların ama öbür taraftan her türlü saldırıya, hakarete, iftiraya susanların dönemindeyiz.
Kısaca değinerek ve hatırlatarak geçmek gereken önemli bir sürecin içindeyiz. 19 Mart darbesinin üzerinden 148 gün geçti. 19 Mart darbesini yapacak olanlar geçen sene 9 Ekim’de siyasi bir makam olan bakan yardımcılığından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gibi çok önemli, kritik, tarafsız, korkusuz, bağlantısız olunması gereken bir makama atandılar. Önceki için ‘Bu beceremedi, bu çocuk becerir’ diye yollandı kendisi. Önceki başsavcının ‘Bu dediklerinizi yapamam’ itirazlarından sonra geçmişte her denileni yapan bir seyyar giyotin gibi mahkeme mahkeme gezdirilip istenilen kararları verip, Selahattin Demirtaş’ı da içeri atan Canan Kaftancıoğlu’na da yasak getiren Grup Yorum davasına da giren… Bütün sıkıntılı siyasi kararları vermiş olan kişi ödüllendirilmek için getirildiği siyasi makamdan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gitti. O günden sonra bu süreç başladı. Biz süreci geleceğin cumhurbaşkanına bir darbe süreci olarak 19 Mart’tan 1 ay önce nitelendirmiştik zaten.
İtirafları yapanlar esas nasıl itiraf yapmaya zorlandıklarını anlatacaklar ki dünyanın en büyük organize kötülük hareketi çökecek.
Bir sürü savcı mütevazı lojmanlarda oturuyor. Bir tane savcı, 80 yıllık maaşıyla alabileceği yatı alıcı gözüyle gezebiliyor, Boğaz’da kendisine lojman tahsis edilmiş, tadilatına 56 milyon TL veriliyor!
AK toroslar çetesiyle ilgili elimizdeki bütün bilgileri derledik, 15 gün önce HSK’ya başvurduk. Bunları Meclis Başkanımıza anlattım, ‘bunlar olur mu?’ dedim.
19 Mart günü darbenin bildirisini yayınladılar. Ana manşeti şuydu: Ekrem İmamoğlu 560 milyar lira yolsuzluk yaptı, paralar ele geçirildi, gözaltına alındı. 560 milyar TL. O günden sonra bulduk dedikleri… Ne vinç, ne para, ne kasa yok. 560 milyar dedikleri paranın 6 yıldır yönettiğimiz İBB’nin 6 yıllık bütçesinden 70 milyar fazla olduğu ortaya çıktı. 1 TL’sini ispatlayamadılar.
Ekrem İmamoğlu’nun lüks araçları… Gerçek araçların sahibi MHP milletvekili. İBB 1200 cep telefonu aldı. gerçek; bir tane cep telefonu alınmadığı ortaya çıktı. İddia görüntü. TRT’de görüntü. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin kasasından dolarlar çıktı. Polis belgesinde sadece mühür ve hard disk var. Stok görüntü çıktı. Yayladaki kasadan eurolar çıktı. Mermi çıkmış kasadan. Bu kadar büyük yalanlarla uğraşarak geldiğimiz süreçte bugün nereye geliyoruz ona geliyorum.
Boş dosyayı doldurmak için ilk önce gizli tanıklar bir şey söyledi ama AİHM ve AYM kararları somut delil diyor. Bunları oraya yollayanlar ‘Gidin bakın, elinizle koymuş gibi bulacaksınız.’ Kişi kendinden bilir işi. Bu işi yapanlardan bunlar istemiştir, buralara koymuşlardır diye gittiler, Ladin’, Çınar’a, Meşe’ye iftirayı attılar bir tane somut delil bulamadılar. Dedikleri çıksa, yolsuzluk olsa… Yok. Sonra iş geldi yeni bir mekanizmaya. Bir kişi bir avukat zorunluluğu. Yasal değil ama öyle. O bunu itiraf etmiş, o bunu yapmış, sen de bunu söylersen kurtulursun, iftira at kurtul mekanizması. Yüzlerce itiraf beyanı var. Duydum, sanıyorum, galiba… Bunlarla yaptılar, yaptılar. Her önüne gelene başkasına bir iftira attırdılar.
Bu ak toroslar çetesinin irtibatta olduğu bir avukat arkadaş, İBB soruşturmasındaki tutuklu iş insanı Murat Kapki’ye gider. Kapki dediğiniz kişi, İBB, AKP’deyken de çok iş yapan, çeşitli kamu kurumlarına da iş yapan büyük bir şirketin sahiplerinden biridir. Defalarca itirafçılığa zorlanmış, etkin pişmanlık ifadeleri de vermiş ama kendisinden istenilen beyanlar vermediği için içeride tutulan biridir. AK Parti’de çok sayıda görev yapmış Mücahit Birinci denen arkadaş gider. Bu giden arkadaş, Murat Kapki ile konuşur ve 31 Temmuz 2025 günü Murat Kapki’ye 1,5 sayfalık bir ifade tutanağını önüne koyup bunu imzalayacaksın, üstüne de 2 milyon dolar vereceksin, buradan tıpış tıpış çıkıp gideceksin. Olmayan bir buluşmayı olmuş gibi söylemesini, çeşitli kişilerin isimlerini geçirmesini isteyip, “baktın CHP iyiye gidiyor, o gün mahkemeye dersin ki ‘ben bunu kendimi kurtarmak için söyledim’ der kendini kurtarırsın” diyor.
Ayrıntılar geliyor…
Sendika.Org