Boğaziçili kadınlar ve LGBTİ+’lar kampüslerindeki cinayete karşı yürüdü. Boğaziçililerin eylemine diğer üniversitelerdeki kadın ve LGBTİ+’lar da destek verdi. Üniversiteliler kampüslerdeki güvenlik namına takılan kameraların, görevlendirilen özel güvenliklerin veya kampüslerdeki sivil polislerin kendi güvenlikleri için orada olmadığının bir kez daha görüldüğünü vurguladı. Bu araçların güvenlik değil, kendi üstlerinde baskı kurmak için kullanıldığını belirten üniversiteliler tüm kadın ve LGBTİ+’ları erkek şiddetine karşı mücadeleye çağırdı
Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te yapılan düğünde çalışan 15 yaşında Hilal Özdemir, kampüse dışarıdan giren 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş tarafından silahla katledildi. Kurtuluş daha sonra aynı silahla intihar etti.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDE CİNAYET: ÖĞRENCİLERİN, MEZUNLARIN GİREMEDİĞİ KAPIDAN BELİNDE SİLAHLA GİRDİ
Boğaziçili kadınlar ve LGBTİ+’lar kampüslerindeki cinayete karşı kampüslerinde yürüdü. Boğaziçililer eylem öncesinde kampüse gözaltı aracının girdiğini ve kampüsün yakınındaki Hisarüstü’nde polisin yoğun şekilde GBT yaptığını duyurdu.
Boğaziçili kadınlar ve LGBTİ+’lar Güney Meydan’da buluşup Güney Kapı’ya yürüdü. Mezunlar ve diğer üniversitelerden kadın ve LGBTİ+’lar da kampüs girişinde bekleyip yürüyüşle buluştu. Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar kayyum yönetiminin kampüse onlarca kamera, X-Ray cihazları yerleştirdiğini ifade edip, “Bu güvenlik önlemleri kimin içindi?” diye sordu. Boğaziçililer, “önlemlerin” kendileri için değil, kendilerini denetlemek için olduğunun bir kez daha açığa çıktığını söyledi.
Boğaziçili kadınlar ve LGBTİ+’lar cezasızlıkla tırmandırılan erkek şiddetine karşı tek güvencelerinin birbirleriyle dayanışmaları olduğunun altını çizdi.
Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar kampüslerindeki cinayete karşı ayakta: “Hilal Özdemir isyanımızdır!”
Boğaziçililerin eylemine diğer üniversitelerdeki kadın ve LGBTİ+’lar da destek verdi
Kampüsteki yürüyüş ardından Güney Kapı’da açıklama yapıldıhttps://t.co/qTYCtsZ28S pic.twitter.com/V1uz5wXq1r
— sendika.org (@sendika_org) August 31, 2025
Boğaziçililerin açıklamasından önce eyleme destek için gelen İTÜ, İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi, Marmara Üniversitesi’nden kadın ve LGBTİ+’lar adına açıklamalar yapıldı. Üniversiteli kadın ve LGBTİ+’lar, yaşananın bireysel bir trajedi değil, sistematik hale gelen erkek şiddetinin bir sonucu olduğunu vurguladı. Bu yüzden sorumluluğun da sadece yalnızca silah çeken failde değil, bu ortamı hazırlayan Saray rejiminde de olduğunu eklediler. Üniversiteli kadın ve LGBTİ+’lar, bu cinayetin aynı zamanda çocuk işçilik gerçeğini de bir kez daha gösterdiğini vurguladı. Hilal Özdemir’i bu yaşta çalışmak zorunda bırakan politikaların da bu şiddette pay sahibi olduğunun altını çizdiler.
Destek açıklamalarının ardından Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar yaptıkları açıklamada kayyum yönetiminin biraz daha para kazanmak uğruna kampüste bu tür kutlama etkinliklerine açtığını ancak yapması gereken denetimi de yapmadığını ifade etti. Katil Ayberk Kurtuluş’un “düğüne geldim” diyerek kampüse rahatça girebildiğini ifade eden kadınlar, “bu cinayet hayatımızın her yerindeki erkek şiddetinin son raddesi” dedi.
Kayyum yönetimi ve devletin güvenlikçi politikaların kendileri için hiçbir işe yaramadığının bir kez daha görüldüğünü ifade eden Boğaziçililer, “Bu kadar ÖGB ne için var?”, “Dün hilali koruyamayan polisler bugün bizim karşımızda ne yapıyor?”, “Kampüsteki onlarca sivil polis ne yapıyordu da cinayeti önleyemedi?” diye sordu. Üniversiteliler devamında bu denetimin sadece politik öğrencileri baskı altına almak için olduğunu vurguladı. Ne zaman eylem olsa özel güvenliklerin ve polislerin orada olduğunu, kameraların eylemlere katılan öğrencileri tespit etmek için kullanıldığını ekledi.
Boğaziçili kadınlar ve LGBTİ’lar açıklamalarının sonunda 6284 sayılı kanunun etkin şekilde uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulmasını, üniversitelerdeki Cinsel Tacizi Önleme Birimlerinin (CİTÖB) etkin şekilde çalışmasını talep etti. Açıklama tüm kadın ve LGBTİ+’ları erkek şiddetinin her türüne, tacize, kadın cinayetlerine, çocuk ölümlerine ve cezasızlık politikalarına karşı mücadeleye çağırarak sonlandırıldı.
Sendika.Org