İzmir’de Evrensel gazetesi bürosuna yönelik silahlı saldırının ardından basın meslek örgütleri, dayanışma çağrısıyla bir araya geldi. Gazetenin Alsancak’taki dağıtımı sonrası Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan basın açıklamasında, “Bu saldırının arkasında kimler var, hangi güçler var, ortaya çıkarmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” denildi
Evrensel gazetesinin İzmir Bürosu’na yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırı sonrası basın meslek örgütleri, saldırıyı kınamak ve dayanışmayı büyütmek amacıyla Alsancak’ta bir araya geldi. Gazetenin dağıtımını birlikte gerçekleştiren gazeteciler, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, basın özgürlüğüne yönelik saldırılara karşı sessiz kalınmayacağı vurgulandı.
İlk olarak söz alan Evrensel gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, yapılan saldırının sadece Evrensel’e değil, halkın haber alma hakkına yönelik bir tehdit olduğunu ifade etti. Saldırıya rağmen gazetecilik faaliyetlerini kararlılıkla sürdüreceklerini belirten Akdemir, “Bu sadece Evrensel’e sıkılmış bir kurşun değil, bu Türkiye’de halkın haber alma hakkına ve gerçeklere yönelik bir saldırıdır. Gece yarısı karanlıkta pusuya gelip gazetemizi kurşunlayıp çekip giden kişi geçtiğimiz günlerde tutuklandı. İsmi belli, onu getiren belli. Ne yazık ki bu kişi ifadesinde, “Sarhoştum, rastgele ateş ettim. Gazeteyi tanımıyorum, gazeteye ateş etmedim,” demiş. Silahı nereye attığı belli değil. Öyle söylüyor, hatırlamıyor” ifadelerini kullandı.
Tetikçinin arkasında kim olduğunu sorgulayan Akdemir devamında şunları söyledi:
Saldırının hemen arkasından telefonunu kırmış. Kimlerle mesajlaştığı, telefonda en son kimlerle konuştuğu belli değil. Velhasıl, programlanmış, önceden planlanmış bir saldırıyla karşı karşıyayız. Tutuklanan kişi, İsa Canbiler denen kişi tetikçi. Tetikçinin arkasında kim var? Bu tetikçiyi gazetemize gelip gecenin bir arası bir şarjör boşaltacak kadar kurşunlamayı azmettirenler kimler? Bunları açığa çıkarması gereken devletin ilgili kurumları, emniyeti, savcılığı. Ama ne yazık ki daha olayın olduğu ilk saatten itibaren yürütülen soruşturma son derece gayriciddi bir soruşturma. Olay oluyor, polisler geliyor, gazetemizin kapısındaki kurşun deliklerini, işaretleri işaretliyorlar ve çekip gidiyorlar. Bizlere haber dahi vermiyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Gazetemiz kurşunlanmış, 10 tane kurşun deliği var orada. Bizim bundan sabahleyin gazeteyi açmak için geldiğimizde haberimiz oluyor.
Örgütlü Suçlar Birimi’nden, normal suçlar gibi bir birime aktarıyor dosyayı. Dosya evet, böylece sıradan bir olaymış gibi… Ki sıradan bir olay bile bu kadar gayriciddi bir şekilde geçiştirilemez. 30 yıllık bir gazetenin İzmir temsilciliği kurşunlanıyor ve arkasında ne var ne yok araştırılmadan bir tane sarhoşun üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu saldırının arkasında kimler var, hangi güçler var, ortaya çıkarmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Saldırı olduktan sonra başta meslek örgütlerimiz olmak üzere bütün kurumlardan, dostlarımızdan, okurlarımızdan, işçilerden, emekçilerden, köylülerden, kadınlardan onlarca, yüzlerce “geçmiş olsun” mesajı aldık. Bu bizler için bir moraldir ve yaptığımız işin doğru olduğunu gösteren bir nişanedir aynı zamanda. Bu karanlığın perdesini yırtmak için doğru yolda ilerliyoruz. Biz gazete olarak 30 yıldır yaptığımız gibi, gerçeğin sesi, emeğin sesi, gerçeğin habercisi olmaya devam edeceğiz. Gerçeklerle, yalanın perdesini yırtmaya devam edeceğiz.
“Hakikatin peşinden her zaman gideceğiz”
Basın açıklamasında söz alan bir diğer isim ise İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi oldu. Gappi, gazetecilere yönelik saldırıların cezasız kalmaması gerektiğini belirterek, gazeteciliğin her koşulda sürdürüleceğini ifade etti. Gappi, şunları söyledi:
Hakikatin peşinden koştukça her türlü yaptırıma, zorbalığa, hukuksuzluğa alışkınız. Gerçekleri yazdıkça üzerimize gelmelerine alışkınız. İstemedikleri yorumlarda bulundukça bize sormadan bunları nasıl yazıyorsunuz diye hadsizce sormalarına da alışkınız. Ama şimdi artık… Gerçekler o noktaya geldi ki kurşunlanmaya başladık. Bu kurşunlar Evrensel gazetesine değildir. Bu kurşunlar gerçeği yazan herkesedir. Bu kurşunlar bağımsız gazetecilik yapmaya çalışan herkesedir. Bu kurşunlar, ülkenin iyi olması için çabalayan, eşitlik isteyen, özgürlük isteyen herkesedir. Geçmişte birçok meslektaşım bunun bedelini ödedi. Şimdi bizi bu kurşunlarla mı korkutacaksınız? Şimdi bizi onu alırız, bunu alırız, bunu yok ederiz demekle mi korkutacaksınız? Hakikatin peşinden her zaman gideceğiz. O kurşunlarda gerekirse göğsümüzde ama tarih bize bir payı olarak yazacaktır. Özgür basın susmadı, susmayacak.
Kaynak: ANKA Haber Ajansı