Antalya Kadın Platformu, Diyanet’in kadınların haklarına saldıran hutbelerine tepki gösterdi
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kadın haklarını hedef alan Cuma Hutbeleri’ne 15 Ağustos’ta bir yenisi daha eklenmişti. Türkiye genelindeki camilerde okutulan hutbede, mirastan pay alacak kadınlara, erkeğin alacağının yarısına razı gelmeleri tavsiye edilmişti. Kadınlar, Diyanet’in hutbesinin Anayasal haklara aykırı paylaşımı nedeniyle tepki gösteriyor.
Antalya Kadın Platformu bugün (20 Ağustos) saat 19.30’da Attalos Meydanı’nda bir araya gelerek eylem düzenledi. Eylemde bir açıklama yapıldı.
Açıklamada şunlar söylendi:
Eşitlikten, haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz!
15 Ağustos 2025’te Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından okutulan hutbede, kız çocuklarının mirastan erkeklerin yarısı kadar pay almasının “ilâhî adalet” olduğu vurgulanmış, bu duruma itiraz edenler “kul hakkına girmekle” itham edilmiştir. Kadınların kazanılmış eşit miras hakkını hedef alan bu söylem, Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesine ve Türk Medeni Kanunu’nun açık hükümlerine aykırıdır.
Kadınların eşit miras hakkı, yalnızca mülkiyet hakkının bir yansıması değil; aynı zamanda ekonomik bağımsızlığın, toplumsal eşitliğin ve şiddetten korunmanın temel güvencelerinden biridir. Bu hak, Cumhuriyet’in kadınlara kazandırdığı en önemli kazanımlardan biri olup, Anayasa ve Türk Medeni Kanunu ile güvence altına alınmıştır.
Anayasa’nın 10. maddesi, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” hükmünü amirdir. Türk Medeni Kanunu ise miras hakkını, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin eşit şekilde düzenler. Bu düzenlemeler, kadın ve erkek arasında hak ve yükümlülüklerde eşitliği güvence altına alır ve bağlayıcıdır.
Biz kadınlar, yüzyıllardır süren mücadelemizle eşit yurttaşlık hakkımızı, eşit miras hakkımızı kazandık. Bugün dini söylemlerle kadınların payına düşen eşit hakların gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Kadınlara “yarıya razı ol” denilmesi, sadece mirastan değil, yaşamın tüm alanlarından payımızı eksiltme niyetinin göstergesidir.
Aynı şekilde, gündeme getirilen aile hukukunda arabuluculuk çalışmaları da kadınların kazanılmış haklarına yönelik ciddi bir tehdittir. Kadına yönelik şiddetin, ekonomik eşitsizliklerin ve toplumsal baskının bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede, arabuluculuk kadınları zorla uzlaşmaya sürüklemekten başka bir işe yaramayacaktır.
Ataerkil bir toplumda aile arabuluculuğu, mevcut eşitsizlikleri derinleştirmekten başka bir işe yaramaz. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu açıkça belirtir: Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği uyuşmazlıklarda uygulanır. Oysa Türkiye’de aile çatısı altında kadınların serbestçe tasarrufta bulunabileceği bir alan yoktur. “Kutsal aile” söylemi, kadına yönelik şiddetin her türünü meşrulaştıran ideolojik bir kalkan işlevi görür. Kaldı ki “aile içi şiddet” , “ evlilik içi tecavüz” gibi yargılamalarda en çok karşımıza çıkan sorunlar da arabuluculuğa elverişli değildir. Adalet Bakanı, yaptığı basın açıklamasında aile arabuluculuğu ile “aile mahremiyetinin korunacağı” vurgusunu öne çıkarıyor. Bu vurgu, son derece tehlikelidir. Kadınların yalnızca kadın oldukları için her gün öldürüldüğü, şiddetin neredeyse rutin hale geldiği bir ülkede; kadınların eşitlik mücadelesi ve yaşam hakkı karşısında “aile mahremiyetinin” öncelenmesi, iktidarın önceliklerinin net ifadesidir. Bakan aynı konuşmada Avrupadaki örnekleri anlatıyor. Madem öyle soruyoruz: Bakan Avrupa’daki uygulamalardan bahsederken orada halen uygulanan İstanbul Sözleşmesinden Türkiye neden çekildi?
Biz Antalya Kadın Platformu Olarak Açıkça Söylüyoruz:
– Kadınların kazanılmış eşit miras hakkına dini gerekçelerle saldırı, patriyarkal düzenin kadınları ikinci plana itme girişimidir.
– Aile hukukunu arabuluculuk kapsamına almak, erkek şiddeti ve eşitsizlik koşullarında kadınları hak kayıplarına mahkûm etmektir.
– Kadınların yaşam hakkına, özgürlüğüne ve eşitliğine yönelik her türlü müdahaleye karşı feminist dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz.Cuma hutbeleriyle kadınları hedef alan Diyaneti uyarıyoruz!
Camilerde okutulan hutbeler üzerinden algı yaratarak, kadınların kazanılmış haklarını gasp etmeye dönük siyaseti meşrulaştırmanıza izin vermeyeceğiz.
Kadınlar olarak bu ülkenin geleceğini yarıya razı olmayarak, eşitlik ve özgürlük mücadelesiyle kuruyoruz. Sesimiz susmayacak, direnişimiz bitmeyecek!
Sendika.Org