İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu; 698. F Oturması’nda bir hasta mahpusun ölümü ve bu ölüme neden olan raporu düzenleyen doktor hakkında verilen beraat haberi ile başladı:

Samsun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan, epilepsi hastası ve zihinsel engelli Oğuzcan Gürbüzer, hapishanede verilen disiplin cezası nedeniyle konulduğu hücrede 2021 yılında nöbet geçirerek öldü. Epilepsi hastalığı nedeniyle tek başına kalmaması gerektiği bilinen ve adli tıp raporunda yalnız kalması ile ölümü arasında illiyet bağı olduğu belirtilmesine rağmen Oguzcan’ın hücrede tek başına kalabileceği yönünde rapor düzenleyen hapishane doktoru hakkında ise iki hafta önce beraat kararı verildi. Yüzde 93 engelli raporu bulunan ve zekâ yaşının 6 yaşındaki bir çocukla aynı olduğu belirtilen 30 yaşındaki Oğuzcan Gürbüzer’in babası Haluk Gürbüzer; “Savcılığa dilekçe yazdım. ‘ Bu çocuk ölecek’. Nöbet sırasında burnundan nefes alamıyor. Epilepsi nöbeti geçirdiğinde başında biri olması gerekiyor dedim ama kimse dinlemedi. Onu hücreye koyarak ölüme terk ettiler.” Diye duruma tepki gösterirken Oğuzcan Gürbüzer’in avukatı Ümit Kulaksız ise, Oğuzcan’ın geçmişte işlediği benzer eylemler nedeniyle hakkında açılan davalarda, mahkemelerin “Cezai ehliyeti yoktur” diyerek ceza verilmesine yer olmadığı yönünde kararlar verdiğini, ancak Oğuzcan’ın ceza ehliyeti olmamasına rağmen zaman içinde mahkemelerin bu kararı dikkate almadığını ve Oğuzcan’a çeşitli hırsızlık davaları sonucu hapis cezaları verildiğini ve tutuklanarak hapse konulduğunu ve devamında bu acı olayın yaşandığını aktarmıştır.

Zihinsel yaşı 6 olan, yüzde 93 engelli Oğuzcan Gürbüzer’in tutuklanması zaten hukuk dışı bir durumken, duvara kalemle yazı yazdı diye disiplin cezası verilmesi hukuk dışılığın hapishanede de devam ettiğini göstermekte, epilepsi hastası olmasına rağmen tek başına bir hücreye kapatılması ise mahpusun yaşam hakkına yönelik kasti bir müdahalenin olduğunu göstermektedir. İnsan hakları savunucuları olarak bir kez daha söylüyoruz; önlenebilir her ölüm cinayettir ve Oğuzcan Gürbüzer’in ölümünde sorumluluğu olanlar cezalandırılmalıdır.

Komisyon, bu durumu aktardıktan sonra 698. F Oturması’nda Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde tutulan, hasta mahpus Ali Osman Köse’nin durumunu paylaştı.

Köse’nin böbrek kanser, dolaşım hastalıkları, dolaşım sistemi hastalıkları ve birçok rahatsızlık yaşadığını aktaran Komisyon Köse’nin artık tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini belirtti.

Açıklamada avukatı Seda Şaraldı söz aldı. Seraldı;  avukat görüşüne tekerlekli sandalye ile gelebilen Ali Osman Köse’nin, 2020 yılında yapmış olduğu açlık grevinin 8. gününden sonrasını hatırlamadığını, bu açlık grevi nedeniyle pek çok sağlık sorunu yaşadığını, hafıza kaybı, yürüme zorluğu, konuşma bozukluğu, denge sorunu gibi gözle görünen sorunların yanında nörolojik rahatsızlıklar da yaşadığını, bu rahatsızlıklarının tespiti için Tekirdağ Devlet Hastanesine, Namık Kemal Üniversitesi Sağlık Kuruluna ve Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini, buralarda pek çok kere muayene edildiğini ve hakkında “hapishanede kalabilir” şeklinde raporların düzenlendiğini, ancak bu raporların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin tek başına yaşamsal ihtiyaçlarını gideremeyecek durumda olduğunu, desteksiz 5 metre yürüyemediğinin raporlanmış olduğunu, ancak Adli Tıp Kurumu’nun hiçbir bilimsel araştırma yapmadan ayakta duramama halinin simülatif olduğuna kanaat getirdiğini, ATK muayenesinin ardından Tekirdağ Devlet Hastanesi’nde yapılan böbrek muayenesi sonucu böbreğinde 9 santimetre çapında bir kist tespit edildiğini, tetkikler sonucu bu kistin kanserli olduğunun belirlendiğini, Köse’nin kanserli böbreğinin 2021 yılında ameliyatla alındığını, ancak düzenli tedavi ve takip uygulanmadığını, bu nedenle kanserin yayılma durumunun bilinmediğini, tedavi maksadıyla infazının ertelenerek serbest bırakılması yönündeki talep doğrultusunda gönderildiği Adli Tıp Kurumunun ise, Ali Osman Köse için hapishanede kalabilir raporu vererek, yaşam hakkına yönelik tehdidin daha da ağırlaşmasına neden olduğunu aktardı.

Açıklama sonunda Ali Osman Köse ve tüm hasta mahpusların serbest bırakılması talep edildi.

Sendika.Org