TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özgür Özel, kendisine Kürt hareketiyle yürütülen müzakere sürecinde Meclis’te kurulacak olan komisyonla ilgili sorulan soruya verdiği cevapta eşit temsil veya nitelikli çoğunlukla karar alınmasının önemli olduğunu belirtirken CHP’nin komisyona üye vermesiyle ilgili “Nitelikli çoğunlukla karar alınacağı söylendiğinde CHP yer alır” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Tokat Senatörü Metin Somuncu için TBMM’de düzenlenecek cenaze törenin ardından konuştu. Basın mensuplarının soruları yanıtlayan Özel, kendisine Kürt hareketiyle yürütülen müzakere sürecinde Meclis’te kurulacak olan komisyonla ilgili sorulan soruya şöyle cevap verdi:
Komisyonla ilgili tavrımız ilk günden beri net. Bu işin Meclis eliyle yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz. Komisyon ya eşit temsille oluşmalı. Yani bütün partiler eşit temsil edilmeli. Ne olacak o zaman? Yani birinin dediği olmayacak. Uzlaşıyla çıkacak kararlar. Eşit temsil değilse o zaman mutlaka nitelikli çoğunlukla karar almalı diyoruz. Komisyonun beşte üçü ya da üçte ikisinin alacağı kararla kanunlar kabul edilmeli, çıkarılması istenen kanunlar Meclis’e tavsiye edilmeli diyoruz. Şimdi Sayın Meclis Başkanı’nın istediği rakamlardan gördünüz ki eşitlik yok. 21 AK Parti’den 10 CHP’den istiyor. Meclis’teki sandalye sayımıza göre nisaba göre yani Meclis diliyle. O zaman nitelikli çoğunluk aranacağının Meclis Başkanı tarafından söylenmesi lazım ki bu komisyonda olalım. Onun dışında komisyonun rakamları AKP artı MHP istediğini yapıyorsa, bize hiç ihtiyaç yoksa, böyle bakıyorlarsa ne işimiz var orada? Ancak nitelikli çoğunlukla karar alınacağı söylendiğinde ve ilk toplantıda bununla ilgili kararlar alındığında o zaman CHP bu komisyonda yer alır. Yalnız CHP’nin bu komisyonda yer alması, ne Tayyip Erdoğan’ın böyle tuhaf beklentilerine, yok işte geçmişteki bilmem neyin kefaleti, mefaleti… Böyle sulandırmalar için değil. Türkiye’nin en önemli meselesi; terör bitecek, oraya giden askerin anasının gözyaşı dinecek, önce endişesi dinecek. Sıvasız briket evlere al bayraklı şehit cenazeleri gelmeyecek. Türkiye’de analar ağlamayacak. Oraya harcanan para da iktidarımızda teröre harcanmayacak; yoksullukla mücadeleye harcanacak, kalkınmaya harcanacak. Biz bunun için bir yerde olacaksak oluruz. Kamuoyunda şey gibi anlaşılıyor, bazı bakıyorum, görüyorum, Anayasa tartışmaları. Biz dedik, hatta açık açık söyledim. “Seninle ne anayasası, menemen yapmam” dedim. Aynı çizgideyiz. Bu komisyon, anayasa yapacak bir komisyon değil. Ona niyetlenen bizi yanında bulamaz. Çünkü anayasaya uymayanla anayasa yapılamaz. Bu komisyon hukuk üretecekse, bu komisyon hakkaniyet üretecekse, demokrasi üretecekse, barış üretecekse bu komisyonun dışında kalınamaz. Neden kalınamaz? Millet milletin vekilini; Kadim Durmaz’ı Tokat’tan, Ali Mahir Başarır’ı Mersin’den “Git, çalış” diye yolluyor. Meclis komisyon kurmuş, 10 kişilik sana kontenjan vermiş. “Sen 10 kişiyle burada görev yapmalısın” diyor. “Ben yapmam” diyemezsin.
CHP’nin olduğu komisyondan değil, olmadığı komisyondan korksun herkes. CHP Cumhuriyet’i tartışacak bir yerde olmaz. Cumhuriyet’in tartışıldığı bir yerde olmaz. Cumhuriyet’in kolonlarına çivi çakılan, bakın kolonlarının kesildiği değil; çivi çakmaya yeltenenin elinden o çekici alır, o komisyonda olmaz. Ama CHP, demokratikleşme olacaksa orada olur. Bakın bugün Türkiye’nin en büyük sorunu demokratikleşme, adil yargılanma meselesi. Cezaevlerinde suçsuz duran birçok kişinin tahliyesi söz konusu. Bir yandan bu süreçte başka tahliyeler gelecek. “Onlar bir yandan olsun, sonra öbür tarafta başkaları siyasi sebeplerle içeride dursun.” Böyle bir şey yok. Ne Figen Yüksekdağ durabilir ne Selahattin Demirtaş durabilir ne Ekrem İmamoğlu durabilir ne Ahmet Özer durabilir ne de suçsuz, günahsız bürokratlarımız sırf bir suçun parçasıymış gibi durabilir. Bunların konuşulacağı, çözüleceği, meselenin ilerleyeceği bir komisyonda oluruz. İlerlemiyor mu? Önce ilerletmeye çalışırız. Yok, geri mi gitmek istiyorlar? Olmayız. Tayyip Erdoğan demokrasiyi bir araç olarak görmüş. İşine gelince binmiş, işine gelmeyince inmiş de demokrasiyi rafa kaldırmış, sandığa saldırmış, kimse “Sen demokrasi treninden niye indin” demeyecek, CHP bu komisyona girerse… Katolik nikahı var sanki. Yanlış işler konuşacaklar, doğru işler yapmayacaklar, o komisyonda bindiğimiz gibi ineriz. Tayyip Erdoğan bu konforu ömrü boyunca kullanacak da CHP şimdiden niye sonuç alabileceği bir komisyonda demokrasiyi zorlamak için, hem de nitelikli çoğunlukla karar alınacaksa bulunmayacak? Ya da niye girdi diye AK Parti’yle, AK Parti’nin getirdiği bir takım şeylere sadece tasdik memuru, noter gibi görev yapacak? Bu özgüvensizlik niye yani? CHP çatır çatır mücadele ediyor. Mücadelesini sahada, meydanda, sokakta, otobüsün üstünde de Meclis’in kürsüsünde de sürdürmeye devam edecek. Kimse bizden bu süreçte hatalarından dönmeyen, yanlışlardan geri adım atmayan hiç kimse CHP’den “mış gibi” siyaset yapmasını beklemesin. Memlekette darbe var, püskürtmeye uğraşıyoruz. Meydanlardaki mücadele devam edecek. Milletin verdiği görevle geldiğimiz Meclis’te de bir zemin var. O zemine gideceğiz, mücadelemizi yapacağız. Yok, bu zemin size göre değilse o zaman CHP o zeminde olmaz zaten. Kimsenin kaygısı, endişesi olmasın. CHP’nin olmadığı yerde her şey olur. Olduğu yerde bir şey oluyorsa ya iyi bir şey oluyordur, yanlış bir şey oluyorsa zaten içinde biz olmayız. Bunu herkes böylelikle görsün.
Sendika.Org