“Cesaret edemezler. Çünkü şu anda Anayasal dokunulmazlığın ötesinde bir toplumsal dokunulmazlığa sahip olduğumuzu hissediyoruz. Bu 19 Mart sürecinden sonra meydanda herkes birbirine çok sahip çıktığı için bana da sahip çıkıyorlar. O yüzden de hani böyle bir süreçte dokunulmazlığı kaldırıp hapse atmaya cesaret edemezler”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, T24’ten Gökçer Tahincioğlu ve Ceren Bala Teke’nin sorularını yanıtladı. Özel, Meclis’te kurulacak komisyona temsilci verip vermeyeceklerine, daha önceki konuşmalarında erken seçim çağrısı yaptığı 2 Kasım’a dair yol haritalarına, İmamoğlu’nun adaylığına, kayyum ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair sorulara yanıt verdi.
İmamoğlu’nun adaylığının başvurusunun resmi olarak reddedilene kadar adaylarının olduğunu söyleyen Özel, “Adayı değiştirmek artık adayın bile elinde değil. 15,5 milyon kişi gelmiş, oy vermiş. Aday olamadığı bir nokta olduğunda o gün dönülüp bakılır kim kazanacak, en doğru aday kim? Kimle kazanılıyor?” dedi.
Özel partiye kayyum atanması ve dokunulmazlıklarının kaldırılması gündemlerine dair ise “Cesaret edemezler” yanıtını verirken 19 Mart’la başlayan sürece işaret etti. Özel 19 Mart’la birlikte toplumsal destekten güç aldıklarını ifade ederek “Şu anda Anayasal dokunulmazlığın ötesinde bir toplumsal dokunulmazlığa sahip olduğumuzu hissediyoruz” dedi.
Söyleşiden bazı soru ve cevaplar şöyle:
[Komisyona üye verme] Durum ne zaman netleşecek?
Grup başkan vekillerine söyledim. Meclis Başkanı bir açıklama yapsın ve “nitelikli çoğunluk kesinlikle aranacak” desin. Biz de isimleri bildirelim dedik. Yolladığı yazıda yok çünkü öyle bir şey. Bunu söylediği anda üye vereceğiz. O komisyona gidilmesi ve savunulması lazım. Bizim komisyondaki üyelerin yedi tanesi hukukçu ve aslında orası bir hukuk komisyonu. Bir çeşit teknik hazırlık komisyonu yani. Meclis komisyonunda hukukçu olmayan, siyasetçi arkadaşlarımız da olacak. Coğrafya da önemli, tüm Türkiye’yi temsil edecek arkadaşlar olacak.
Erdoğan sizi komisyonda ne kadar istiyor, gerçekten istiyor mu sizce?
İstemiyordu bence. Çünkü uzun süredir ayak sürüyor ve bu sürece Devlet Bahçeli’yle Erdoğan’ın yaklaşımları biraz birbirinden farklı. İşin o kısmıyla hiç ilgilenmiyorum. Benim siyaseten bildiğim bir şey var.
Tarihte bazen kritik dönemeçler olur, kırılma anları olur. Orada tarihin doğru yerinde yer alıyor musunuz? Sosyal Demokrat bir parti CHP. Örgüt silah bırakacağını açıklamış. Belli ki yaklaşık bir buçuk yıldır örgütle devletin birtakım yetkilileri de bu konuyla ilgili görüşmüşler. Ve bu işin bir yasal zemininin oluşması lazım. Bunun için parlamentoya önemli bir görev düşüyor. Ve biz de yıllardır böyle bir iş yapılacaksa parlamentoda yapılsın ve Kürt sorunu çözülecekse parlamentoda çözülsün, demokratikleşme çerçevesinde çözülsün demişiz. Şimdi bu noktada kategorik olarak bu komisyona girmemek CHP’nin tarihsel tutarlılığını heba eder, reddeder.
…
Bunu kategorik olarak ben Erdoğan’la aynı yerde yapmıyorsam o zaman Meclis”ten de çekilmem lazım. Çünkü Meclis”te de bir sürü komisyonda duruyorsun. Erdoğan’la aynı komisyonda olmam dersen Plan Bütçe Komisyonundan da çekileceksin, Meclis”ten de çekileceksin. Bu başka bir şey. Meclis”ten çekilme, sine-i millet tartışmaları falan yapıyorlar.
E biz Meclis’ten çekilsek en çok Erdoğan bundan memnun olur. Çünkü hemen altmış gün sonra ara seçim olur. Biz çekildiğimiz Meclis”e bir daha girmeye çalışmayacağımıza göre, girsek bile çekildiğin sandalyenin yarısını bugünkü denklemde veya üçte birini onlar alacağına göre… İstedikleri dört yüzü rahatlıkla yapıp Anayasayı istedikleri gibi değiştirecekler.
Erken seçim için 2 Kasım”ı işaret ettiniz. Peki şimdi 2 Kasım için CHP’nin bir yol haritası var mı? CHP”nin de bir aday sorunu yok mu? Belli ki bu tarihte Ekrem beyin aday olabilmesi hukuki duruma göre mümkün olmayacak. Bu durumda iktidar 2 Kasım için “tamam” derse ne yapacaksınız?
Ekrem İmamoğlu, resmen seçim kararı alınıp adaylık başvurusunun zamanı gelene kadar Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı. Çünkü adayı değiştirmek artık adayın bile elinde değil. 15,5 milyon kişi gelmiş, oy vermiş. Bu 15,5 milyon kişinin içinde analiz edildiğinde de öyle şeyler çıkıyor ki ömrü boyunca CHP’nin kapısından geçmemiş insanlar gelmişler ve o haksızlığa karşı dayanışma içinde adaya oy vermişler. O kişilerin adayı Ekrem İmamoğlu, son ana kadar Ekrem İmamoğlu’nun aday olması için hem hukuki hem siyasi bütün şartları ve zeminleri zorlayacağız.
Aday olamadığı bir nokta olduğunda o gün dönülüp bakılır kim kazanacak, en doğru aday kim? Kimle kazanılıyor? Başka bir karar vermek gerekirse ve ümit ediyorum gerekmez. O kararı hep beraber, birlik beraberlik halinde veririz. Önemli olan şu; yani bu iktidarı değiştirmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapacağız. Ekrem İmamoğlu’nun ön seçim süreci de buna dairdir. Gözaltına alınıp tutuklandıktan sonraki süreçte buna dair doğrusunun bu olduğuna inandığımız için bu mücadeleyi veriyoruz.
Net biçimde sormak isterim zira yine tartışılacak, CHP”ye kayyım atanabilir mi, ihtimal var mı?
Kayyım atanamaz. Denemesi bedava. Çok net söylüyorum. Denemesi bedava. Atanamaz Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayyım. CHP’yi kurultayda seçilmemiş kimse yönetemez. İstanbul’un emanetine Saraçhane’de sahip çıkıp elimize verilen o bayrağı yere bırakmamışız da Atatürk’ün partisinin bayrağını mı yere bırakacağız? Mümkünü yok. İşin o kısmı çok net. AK Parti ve AK Parti’nin yönetim anlayışından her kötülük beklenir ama o iş o kadar kolay değil. 19-26 Mart arası Saraçhane’de yaşananlar ve o günden bugüne verdiğimiz mücadele milletin elimize verdiği bayrağı yere bırakmamak için. Çünkü siyaset budur yani.
…
Örneğin; o günlerde dediler ki “Sokağa mı davet ediyorsun.” Ben ilk “Yok, sokağa davet etmiyorum. Hakkım makkım” desem. Şimdi kayyım vardı. “Sokaksa sokak, sokağa davet ediyorum” dedim. Ben bilmiyor muyum? O sokak davetinden sonra akşam çatışmada iki kişinin başına bir şey gelse Demirtaş’tan beter… Adamı aldılar, “Direnmeye davet ediyorum” lafı üzerinden bütün ölümlerin sorumlusu ilan ettiler mesela. Ama bazen ölmeyi, hapse girmeyi göze alamazsan o anda sen bu işin insanı değilmişsin demektir. Yani gelip de Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkan koltuğunu kendine yakıştırıyorsan “Ben bu işi yaparım abi” diyorsan ölünecek gün öleceksin. Gömülecek gün gömüleceksin. Hapse atılacaksan hapse atılacaksın. Her şeyi göze alacaksın. O yüzden ben göze almışım. Karşımdakiler alamazlar. Bu kadar eminim yani.
Dokunulmazlığın kaldırılması endişeniz var mı? Sizce iş buraya kadar gelir mi?
Gelmez. Cesaret edemezler. Çünkü şu anda Anayasal dokunulmazlığın ötesinde bir toplumsal dokunulmazlığa sahip olduğumuzu hissediyoruz. Bu 19 Mart sürecinden sonra meydanda herkes birbirine çok sahip çıktığı için bana da sahip çıkıyorlar. O yüzden de hani böyle bir süreçte dokunulmazlığı kaldırıp hapse atmaya cesaret edemezler. O iş, kolay bir iş değil. Dokunulmazlığın kaldırılmasını hangi siyasi görüşten olursa olsun doğru bulmam ve bu bizim için yeni bir mücadele, direniş alanına dönüşüyor.
Tuncay Özkan, erken seçim için vekiller ve belediye başkanlarının istifa etmesi önerisinde bulundu. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? Mitingler, mevcut kampanyalar dışında bir şey olacak mı?
Erken seçime zorlamak için ne yapmak gerekiyorsa yapalım ama milletvekillerinin istifa ettirilmesi erken seçim değil, ara seçime yol açar. Çekildiğin meclise bir daha giremeyeceğin için de adamlara 450 milletvekili verirsin. Yoksa bir dakika beklemeyiz. Belediye başkanlarını istifa ettirelim. E yerine meclis içinden yenisi seçilecek. Belediyeler el değiştirecek. Erken seçim zorlamak için birçok şey yapacağız ama önce Cumhurbaşkanlığı aday ofisi üzerinden halka projeleri anlatacağımız seferberlik hali olacak. Bir ay içinde bin 380 ziyaret planladık. CHP bu seçime gerçekten hazır ve gerçekten istiyor meselesini yerleştirmek bence çok önemli. Erken seçim talebimizin vazgeçilemez ve ertelenemez bir toplumsal talebe dönüşmesini sağlamamız lazım. Yoksa bizim istememiz, Tayyip Bey’in kaçmasından beklediğimiz sonucu alamayacağımız kesin.
Sendika.Org