Mersin’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatında çalışan işçiler üç aydır maaşlarının yatırılmaması ve çalışma koşullarında iyileştirilme yapılmaması nedeniyle çarşamba günü iş bıraktı
Mersin’de Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaatında çalışan işçiler üç aydır maaşlarının yatırılmaması ve çalışma koşullarında iyileştirilme yapılmaması nedeniyle çarşamba günü iş bıraktı. Şirket yetkilileriyle görüşmek isteyen işçilerin santral içindeki eylemine jandarma TOMA’larla saldırdı, bazı işçilerin darbedildiği görüntüler basına düştü.
Rusya ve Türkiye arasında “Yap-sahip ol-işlet” modeliyle hayata geçirilen ilk nükleer sanayi projesi olan Akkuyu NGS inşaat projesinin toplam maliyeti 20 milyar doları geçerken, işçilerin ekonomik ve sosyal koşulları gün geçtikçe kötüleşmekte, ücretleri enflasyon karşısında reel olarak gerilemektedir.
Yüzde 20’si göçmen olmak üzere 25 bin işçinin çalıştığı Akkuyu NGS şantiyesindeki başlıca sorun düşük ve geç yatırılan ücretler. Titan-2 İçtaş ve TSM Enerji isimli iki ana yüklenicinin bulunduğu, çok sayıda taşeron şirketin yer aldığı Akkuyu NGS inşaatında bu yılın mart ayında işçiler yine santral içinde iş bırakma eylemi yapmıştı.
İşçilerin aktardığına göre ücret sorununun arkasında asıl ödemeyi yapmayan baş taşeron statüsündeki TSM Enerji İnşaat Sanayi Limited Şirketi bulunuyor. Üç ortaklı Rus TSM Enerji Şirketi işçilere yaptığı bilgilendirmede, maaşları ancak icra borcu ödendikten sonra yatıracağını beyan etti. Patronların Ensesindeyiz Mücadele ve Dayanışma Ağı gönüllü avukatlarından Derya Demir’in aktardığı bilgiye göre şirket, SGK ve vergi borcu nedeniyle zor durumda olduğunu belirtse de, milyarlarca lira borca rağmen şirkete herhangi bir haciz işlemi yapılmadığına ve dosyaların bekletildiğine dair bilgiler bulunuyor. 2025 yılı zamlarını ve mayıs-haziran maaşlarını isteyen işçiler şimdilik beklemeye geçti. Şirket tarafından işten çıkmak isteyenlere beklemeleri, tazminatlar için isimlerini yazdırmalarını istendi. İşçiler de tazminatlarını alıp kurtulmak için gün saydıklarını söylüyorlar. Demir, şantiyede çalışan Kazak ve Özbek işçilerin hakkını aramaları durumunda çalışma izinlerinin uzatılmaması ile tehdit edildiklerini söyledi.
Bu sorunların arkasında taşeronlar kadar Rosatom da bulunuyor. Foreign Policy Research Institute’de araştırma direktörü olan Aaron Stein, Rus Rosatom Şirketi açısından Akkuyu NGS’nin kârlı olmaktan çıktığını, yüzde 49’unu satarak kurtulmaya çalıştığını, ancak alıcı çıkmadığını belirtmişti. Rosatom’un uzun zamandır yüklenici şirketler üzerinde maliyetleri düşürme baskısı kurduğu biliniyor.
Bu baskı nedeniyle Titan-2 İçtaş ve TSM Enerji Şirketleri uzun zamandır maaş zammı yapmıyor, işçiler 2024 yılı maaşlarıyla zamsız çalışmaya devam ediyor. Öte yandan işçilik maliyetlerini düşürmek için toplu işçi çıkarmalar yapılıyor. Bu yılın nisan ayında yaklaşık 2 bin işçi işten çıkarılırken, yıllık izin hakkı olanlar ücretli, izin hakkını kullanmış olanlar ücretsiz izne çıkarılıyor.
Akkuyu NGS inşaatında ücret ve işten çıkarmalar kadar önemli bir diğer sorun da işçilerin sağlığını doğrudan etkileyen yemekler ve barınma koşulları. Hijyenik olmayan, sağlıksız yemeklerden ötürü toplu işçi zehirlenmeleri görülüyor. 2023 yılında kimi kaynaklara göre 1500, kimi kaynaklara göre 500 işçinin öğle yemeğinde verilen tavuk nedeniyle zehirlenme şikayetiyle hastaneye başvurduğu, bazı işçilerin yoğun bakımda tedavi altına alındığı bilgisi basında yer almıştı. 2024 yılında da 200 işçi zehirlenme şikayetiyle hastaneye başvurmuş, 50 işçi tedaviye alınmış, şirket yetkilileri bu bilgiyi doğrulamıştı. Ağır ve tehlikeli işte gün boyu efor sarf ederek çalışan işçiler, yeterli kalori ve enerji ihtiyacını karşılayamadıkları için bitkinlik, halsizlik, ishal, kabız, baş ve kas ağrısı, bağışıklık sisteminin zayıflaması, bulaşıcı hastalıklar gibi rahatsızlıklardan ve sorunlardan muzdarip oluyorlar. Ayrıca işçilere verilen yemeklerden tırnak, taş, kurtçuk, kullanılmış kondom gibi maddeler çıkması, sağlık açısından taşıdığı risklerin yanı sıra, insan onuruna aykırı bir muameleye denk düşüyor.
Akkuyu NGS şantiyesindeki ağır çalışma temposu, sağlıksız barınma ve beslenme koşulları gibi işçi sağlığı sorunları salgın hastalıkları tetikleyen başlıca etkenlerden. Santral inşaatında ocak 2024 tarihinde menenjit şüphesiyle hastaneye kaldırılan iki işçiden biri neisseria menenjiti teşhisiyle yaşamını yitirirken, diğer işçi de aynı şikayetle başvurmuş ancak tahlil sonucunda menenjit ihtimali negatif çıkmıştı.
İşçilere insanlık dışı koşullarda çalışma ortamının dayatıldığı Akkuyu NGS inşaatında teknolojik tahakküm araçları da devreye sokuluyor; işçiler yeni nesil prangalarla zincirleniyor. 2023 yılında santral inşaatında TSM Enerji Şirketi bünyesinde çalışan işçilerin bileklerine saat şeklinde GPS cihazı takılması zorunluluğu getirilmiş, 2024 yılının mayıs ayında da Titan-2 İçtaş Şirketi yine işçileri çipli bilekliklerle takip etmeye başlamıştı. İşçilerin giriş-çıkış saatlerini ve mesai süresindeki hareketlerini denetlemek için takılan bu cihazlarla işçiler sürekli takip altında tutuluyor. İşçiler elektronik bilekliği çıkardıklarında o günkü ücretleri ödenmiyor, bileklik bozulduğunda ise masrafı işçilerden alınıyor.
Akkuyu NGS inşaatı; düşük ücretler, işten çıkarmalar, güvencesiz çalışma, sağlıksız yemekler ve barınma koşulları, salgın hastalıklar ve elektronik takip sistemleriyle birlikte 21. yüzyılda yeni nesil köleliğin laboratuvarı gibi işliyor. Eski usul köleci çalışma pratikleri, yeni nesil dijital taylorist etütlerle birleştirilerek, çok büyük ölçekli bir işyerinde despotik emek rejiminin tam saha tatbikatı yapılıyor. Sendikanın giremediği, kuralsız çalışmanın hakim olduğu, işçi sağlığının yok sayıldığı Akkuyu bu nedenle bir işçi cehennemi denilebilir.
Kaynak: Evrensel
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.