DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, bir savcının makamındaki beyaz Toros maketine tepki gösterdi. Hukukun Kürtçe düşmanlığını mahkum etmesi gerektiğini söyleyen Bakırhan, CHP’ye de seslenerek “Kürt meselesinin demokratik çözümü konusunda toplumun CHP’den beklentisi çok yüksek” dedi
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Parti Meclisi toplantısı öncesi konuştu.
Tuncer Bakırhan, açıklamasında savcılardan birinin makamındaki beyaz Toros maketine tepki gösterdi. Bakırhan, konuya dair “Bir savcı tam da sayın Erdoğan’ın beyaz Torosları eleştirdiği gün masasına beyaz Toros koyarak mesaj veriyorsa biz bunlara eyvallah etmeyiz” dedi.
Bakırhan’ın konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde:
Tarihi anların yaşandığı ve karanlıkların teyit edildiği bir dönemde teslim olun bildirileri atılıp hâlâ operasyon görüntüleri geliyorsa; Suriye’deki Kürtlerle ilgisi olmayan hareketlilikte bile ‘aman Kürt nefes’ almasın düşüncesine kapılanlar oluyorsa; dil, kültür, kimlik için çözümü konuştuğumuz bu günlerde Kürtçe müzik dinlediği bir kadın karnındaki bebekle tekmeleniyorsa; bir savcı tam da sayın Erdoğan’ın beyaz Torosları eleştirdiği gün masasına beyaz Toros koyarak mesaj veriyorsa; yargı sopasıyla muhalifler, seçilmişler susturuluyorsa; sandıktan çıkan irade eziliyorsa; DEM Parti’ye dönük yapay gündemler ve karalama çabaları her gün geliştiriliyorsa; medyada iktidarın sözcüsü kabul edilen kalemlerden barış yerine fitne, fesat yayma ateşi çıkıyorsa; Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlar uygulandığında bundan faydalanan Kürt halkına ‘terörist’ diye manşet atan savaşın ve inkarın sözcüleri halkları birbirine düşürmek istiyorsa kimse kusura bakmasın, biz bunlara eyvallah etmeyiz, sesimizi de, sözümüzü de yükselterek doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam ederiz.
Diyoruz ki yargı, beyaz Toroslardan inmelidir. Hukuk, Kürtçe düşmanlığını mahkum etmelidir. Ana dilimize tekme atma artık son bulmalıdır. Cübbeler, siyasetin ellerinde olmaktan çıkmalıdır. Savaşı değil, barışı büyüten manşetler atılmalıdır. Siyaset iftirayla değil, fikirlerle yapılmalıdır. Biz şu anda barışı inşa etmeye çalışıyor. Kimseye insan ve söz beğendirme derdimiz yok. Böyle bir amacımız da yok.
Türkiye’nin 100 yıllık yapısal sorunlar ile günümüzün siyasi krizleri iç içe geçmiş durumda ve birbirini besliyor. Bu kısır döngüyü kırmanın yolu, bu iki gündemi birbirinden ayırmak değil, aralarındaki bağı anlamaktan, görmekten geçiyor.
Çok içten ve inanarak söylüyorum, özellikle Kürt meselesinin demokratik çözümü konusunda kurucu parti kimliği ve tarihsel değerleriyle toplumun Cumhuriyet Halk Partisi’nden beklentisi çok yüksek. Çünkü bu mesele Türkiye’nin demokratikleşmesinin ve toplumsal barışın en temel unsurudur. Bu tarihi sorumluluğu üstlenerek çözüm çabasında yer almanın hepimiz ve ülkemizin geleceği için atılacak en doğru adım olacağı inancındayız. Tüm toplumun da siyaset kurumundan, siyasi partilerden beklentisi yöndedir. Umarım siyaset kurumu da bu pratiği ve çalışma tarzını ortaya koyar.
Sendika.Org