Gezi Direnişi’ni yönlendirdiği iddiasıyla 27 Ocak’ta tutuklanan menajeri Ayşe Barım, “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla hâkim karşısında. 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istenen Barım’ın yargılandığı ilk duruşma başladı
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla yargılanan oyuncu menajeri Ayşe Barım’ın davasının ilk duruşması başladı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma 10.40’ta başladı.
Barım, protestoların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla gözaltına alınmış ve 27 Ocak’ta tutuklanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Barım hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Barım’ın “Gezi sürecinde sanatçıları organize ettiği, medya yoluyla kamuoyunu yönlendirdiği ve eylemlerin organizasyonuna katkı sunduğu” öne sürülüyor.
Aralarında Hande Erçel, Serenay Sarıkaya, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Merve Dizdar, Ezgi Mola ve Birce Akalay’ın da bulunduğu bazı ünlü isimler ise Ayşe Barım’ın davasına izleyici olarak katılmak üzere adliyeye geldi. TİP Milletvekili Sera Kadıgil ve CHP Parti Meclisi Üyesi Baran Seyhan da duruşmayı takip ediyor.
Barım, duruşma salonuna jandarma eşliğinde getirildi. Cezaevinde sağlık sorunları yaşayan Ayşe Barım’ın oldukça kilo verdiği görülüyor.
Barım’ın savunmasına “7 Ocak 2025’te büyük iftiralarla dolu bir kampanya başladı. Genç bir oyuncu üzerinden para kazandığım iddiasıydı. Şikayetçi olduk. İftiraya maruz kaldım. Sonra sektörde tekelci falan olduğum şeklinde yeni bir Barım kimliği yaratıldı. Hakkımda şantaj ve tekelleşme konuşu bir soruşturma başladı. Yine bir düğmeye basılmış gibi iddialar, iftiralar devam etti. ‘Gezi Parkı’na zorla götürdü’ gibi beni de tehdit eden, darbeci biri olarak inanılmaz iddialar ortaya atıldı. Evime 10 polis geldi, gözaltına alındım. Tutuklandım. 169 gündür Silivri’deyim. 92. gün iddianame hazırlandı” ifadeleriyle başladı.
12 oyuncusunun orada olduğunu belirten Barım şöyle devam etti:
Üzerimde tek bir kıyafet var. Hep aynı fotoğraf. Çünkü o gün gitme kararı almıştım. Bir gün gittim sadece. O dönem Muhteşem Yüzyıl oyuncuları gitmeye karar vermiş. Ben de gittim. Bütün oyuncular parkta toplandık. Benim oyuncum bile olmayanlar geldi. Basın da oradaydı ve açıklama yapmak istedik. Megafonla elden ele basın bildirisini okudular.
Ben onların patronu değilim. Menajeriyim. Her gün oyuncularımı ararım. Ben işimi güzel yapan biriyim. İşlerimi yürütmek için görevimin icabı yapılan görüşmelerdir. Oyuncular ‘biz kendimiz gittik, kimse beni yönlendirmedi.’ Bir oyuncu ‘istemiyorsam gitmem’ gibi bir ifade vermiş. Bunlar iddianamede yok. Ne yazık ki en büyük delil kullanılmamış. 12 oyuncudan 9’u savcılığa davet edilmiş. Savcılığa gidip ifade vermişler. Bunların iddianamede yeri yok korkuyorum bu yüzden. Kimseyi yönlendirmedim. Ben onlar orada olduğu için gittim. Tıpkı 15 Temmuz mitingi gibi, 6 Şubat depreminde olduğu gibi…
Kolundaki morlukları göstererek sağlık sorunlarına dikkat çeken Barım, şöyle konuştu:
161 gündür tutuklu yargılanıyorum. Buraya gitmeden tespit edilmiş çok ağır bir kalp rahatsızlığım ve beyin anevrizmam var. Kalbimde 6 ayrı rahatsızlık tespit edildi. Bütün bunlar olurken ben çok kötü koşullarda cezaevinde kalıyorum. Tutukluluğum bittiğinde ameliyatlarımı olmak istiyorum. Asliye ceza hakimi beni itiraz üzerine tahliye etmişken yeniden tutuklandım. Bu ceza haksız ve orantısızdır. Yaşam hakkımı geri istiyorum. Benim yaşam hakkım onurum.
Sendika.Org