Türk Tabipleri Birliği (TTB) 77. Büyük Kongresi Makina Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap yaptığı konuşmada “Başka bir sağlık sistemi, başka bir Türkiye, başka bir dünya mümkün! Hep birlikte başaracağız! Biz kazanacağız!” dedi
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 77. Büyük Kongresi 28 Haziran 2025 günü Makina Mühendisleri Odası Eğitim ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi.
Türkiye’nin dört bir yanından TTB Büyük Kongre delegelerinin, tabip odaları yöneticilerinin, hekimlerin ve tıp öğrencilerinin katıldığı kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Divan seçimi, kongre gündeminin oylanması ve Karar Önergeleri Çalışma Grubu oluşturulması sonrası TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap açılış konuşması yaptı.
Neoliberal politikaların dünyada ve Türkiye’de toplumsal kesimler üzerinde yarattığı yıkıma ilişkin ayrıntılı bilgiler ve veriler paylaşan Azap, “Ne yapmalı?” sorusuna yanıt olarak ise Yale Üniversitesi’nden Prof. Timothy D. Snyder’in “Faşizm Geliyorsa Nasıl Yaşamalı?” başlıklı yazısından alıntılar yaptı. Azap, sunumunu şöyle noktaladı:
Güçlü bir mücadele için öznelerin umut olması, umut vermesi gerekir. TTB olarak bir söz söylediğimizde bu ülkede yaşayan herkesin, hekimlerin ‘TTB bir şey söylüyorsa; birincisi, bu bilimsel ve gerçektir; ikincisi, hekimlerin ve halkın yararındadır. TTB onun için söylüyordur’ duygusunun oluşmasını sağlamamız gerekir. Umut olmak için ayrıca güçlü bir kurumsal ve örgütsel yapıya, hekimler, sağlık emekçileri ve halk ile güçlü bağlara, bütünü kapsayan ve ikna edici bir hikayeye ihtiyaç var. Başka bir sağlık sistemi, başka bir Türkiye, başka bir dünya mümkün! Hep birlikte başaracağız! Biz kazanacağız!
1 Haziran 2024-31 Mayıs 2025 dönemini kapsayan çalışma raporunu TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Önder Okay, mali raporu TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali Karakoç sundu. TTB Denetleme Kurulu üyesi Dr. Rüşan Sümbüloğlu denetleme raporunu paylaşırken, TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Taner Gören ise Yüksek Onur Kurulu’nun çalışma raporunun sunumunu yaptı.
Sunumlar sonrası delegeler söz alarak raporlar üzerine görüşlerini paylaştı. Dünya ve ülke sağlık ortamı üzerine değerlendirmeler yapılırken, yaşanan sorunlara ilişkin tespitler ve çözüm önerileri aktarıldı. Konuşmalarda barış, demokrasi, laiklik, adalet, demokratik-kamucu sağlık sistemi vurguları öne çıktı. Delegeler ayrıca TTB’nin önümüzdeki dönem yapması gereken çalışmalara dair önerilerde de bulundu. Kol ve çalışma grupları adına söz alan konuşmacılar da geçmiş dönem çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Konuşmaların ardından TTB Merkez Konseyi çalışma raporu ve mali raporu aklandı, önümüzdeki dönem tahmini bütçesi kabul edildi.
Kongrenin son bölümünde karar önerileri sunularak oylanırken; dilek, istek ve temennilerin dile getirilmesiyle TTB 77. Büyük Kongresi sona erdi.
Kongre sonrasında yayımlanan sonuç bildirgesi ise şöyle:
28 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirilen Türk Tabipleri Birliği 77. Büyük Kongresi, ülkemizin ve dünyanın içinden geçtiği zorlu ortamda, hekimliğin tarihsel birikimi ve toplum sağlığına karşı taşıdığı sorumluluk duygusuyla toplanmıştır. Kongremiz, sağlık ortamını ve hekimlik koşullarını, toplumsal adalet, demokratik katılım ve yaşamın tereddütsüz savunusu perspektifiyle bu sorunları ele almıştır.
Bugün yaşadığımız dönem, kapitalist sistemin sağlık alanındaki sorunları derinleştiren çok katmanlı bir kriziyle karakterizedir. İklim krizinden savaşlara, göçten toplumsal eşitsizliklerin ağırlaşmasına kadar uzanan geniş bir çerçevede, hepimizin sağlığı tehdit altındadır.
Siyasi iktidarın giderek otoriterleştiği, demokratik süreçlerin tahrip edildiği, toplumsal hakların aşındığı ve kamusal hizmetlerin tasfiye edildiği bugün hekimliğin mesleki değerleri erozyona uğratılmaktadır. Özlük haklarımızın devamlı gaspının yanında, mesleki özerkliğimize dönük müdahaleler ile mesleğimizin değersizleştirildiği bir süreçten geçmekteyiz.
Bu çerçevede, Türk Tabipleri Birliği 77. Kongresi aşağıdaki başlıklarda tespit, uyarı ve çağrılarla sonuçlanmıştır:
Başka bir sağlık sistemi mümkün!
Sağlık sistemimiz, artık piyasalaştırmanın sınırlarını da aşmış, maliyet etkinlik hesaplarıyla kuşatılmış, nitelikli ve erişilebilir sağlık hizmeti sunma kapasitesini yitirmiştir. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uzantısı olarak uygulanan politikalar, koruyucu hekimlik yaklaşımı başta olmak üzere hasta-hekim ilişkisini zedelemiş, hizmetin odağını birey ve toplumdan sermaye ihtiyaçlarına doğru kaydırmıştır.
Türk Tabipleri Birliği olarak bir kez daha yineliyoruz: Sağlık alınıp satılamaz. Nitelikli, eşit, anadilinde ve parasız sağlık hizmeti; her bireyin doğuştan hakkıdır ve kamusal sorumlulukla sunulmalıdır. Sağlık sistemini hekimler, sağlık emekçileri ve toplum yararına, demokratik ve kamusal temelde yeniden inşa etmeye hazırız.
Mesleki özerkliğimiz vazgeçilmezdir!
Sağlık emekçileri, özellikle de hekimler, giderek ağırlaşan bir sömürü rejimi altında tükenmişlik, umutsuzluk ve mesleki yabancılaşma yaşamaktadır. Performans sistemi, sayısallaşmış emek kıskacında hekimliği değersizleştirmekte; güvencesizlik, yoğun iş yükü ve yönetim süreçlerinden dışlanma, mesleki özerkliği tehdit etmektedir. Özellikle genç hekimler ve kadın hekimler için bu koşullar çok yönlü eşitsizliklere yol açmaktadır.
Kongremiz, her hekimin bilimsel bilgiye, etik değerlere ve mesleki deneyime dayanarak karar verme hakkını; çalışma koşullarında güvenliğin, ücrette adaletin ve yönetsel süreçlere katılımın bir bütün olarak savunulması gerektiğini vurgulamaktadır. Hekimler, sadece sağlık hizmeti sunan değil, aynı zamanda bu hizmetin niteliği üzerinde söz sahibi olması gereken özneler olarak görülmelidir.
Toplum sağlığına dönük tehditlere karşı birlikte mücadele etmeliyiz
Sağlık yalnızca hastanelerde sağlanan bir hizmet değil; beslenmeden barınmaya, eğitimden güvenli çevreye, toplumsal cinsiyet eşitliğinden barış içinde yaşama kadar uzanan çok boyutlu, yaşamsal bir haktır. Toplum sağlığı; savaşların, doğa talanının, kadın cinayetlerinin, iş cinayetlerinin, göçmen düşmanlığının, yoksulluğun ve şiddetin hedefi haline gelmiş durumdadır.
Türk Tabipleri Birliği olarak bu gerçekliği görüyor ve açıkça ifade ediyoruz: Sağlık mücadelesi aynı zamanda bir demokrasi, bir adalet ve hak mücadelesidir. Herkes için sağlıklı bir gelecek, ancak eşitlikçi, barışçıl toplumsal düzenle mümkündür. Bu nedenle, sağlık alanındaki mücadelenin ekoloji hareketinden kadın haklarına, barış savunusundan emek örgütlerine kadar her toplumsal hareketle kesiştiğini vurguluyoruz.
Hekimlik mesleğinin onuru ve toplumun sağlığı için mücadelemizi sürdüreceğiz
Türk Tabipleri Birliği, 70 yılı aşkın tarihi boyunca olduğu gibi bugün de mesleğin bilimsel ve etik değerlerini, toplumun sağlık hakkını, hekimlerin emeğini savunmaya kararlıdır. Hekimlerin, her türlü baskıya, şiddete, değersizleştirmeye karşı ortak duruşunu büyütmeye, bu sesi tüm toplumla buluşturmaya devam edecektir.
Kongremiz, tüm hekimleri ve sağlık emekçilerini örgütlü mücadeleye; tüm toplumu ise bu mücadelenin doğal parçası olmaya çağırmaktadır. Sağlık herkes içindir. Hekimlik toplumsal sorumluluk demektir. TTB bu sorumluluğu onurla taşımaktadır.
Sendika.Org