Artvin Hopa’da “Süper Talan” yasasına karşı sokaktaydı. Hopa Parkı’ndan Metin Lokumcu Meydanı’na yürüyen Hopalılar, yürüyüş ardından basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında “Ülkemizin topraklarına, zeytinliklerine, meralarına, ormanlarına, korunan alanlarına ve su varlıklarına göz diken sermayenin işgal yasasına geçit vermiyoruz” denildi
Artvin Hopa’da, kamuoyunda “Süper Talan” yasası olarakta bilinen AKP’li milletvekilleri tarafından komisyona sunulan ve enerji, ulaşım ve madencilik gibi sektörlerde yatırım süreçlerini hızlandırmayı amaçlayan yasa teklifene karşı 24 Haziran’da bir araya geldi.
Hopa Parkı’ndan Metin Lokumcu Meydanı’na yürüyen Hopalılar, yürüyüş esnasında “Topraklarımızı maden ve enerji şirketlerine vermeyeceğiz” pankartı açılırken “AKP yasanı al başına çal”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından Metin Lokumcu Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı okuyan Dursun Ali Koyuncu, 19 Haziran’da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu toplantısına şirketlerin ve bazı seçilmiş sendikaların temsilcileri alınırken; çeşitli illerden gelen köylülerin, ekoloji örgütlerinin ve baro temsilcilerinin içeri alınmamasını, ayrıca muhalefet partisi milletvekillerinin bu duruma yönelik itirazları sırasında zaman zaman arbede yaşandığını hatırlatarak başladı.
Koyuncu, 26 saat aralıksız süren ve insani çalışma koşullarının hiçe sayıldığı komisyon toplantısının, iktidarın teklifi yıldırım hızıyla geçirme amacının bir göstergesi olduğunu ifade etti. Ayrıca, baroların, ekoloji örgütlerinin, Akbelen, Deştin, Eskişehir, Dersim ve diğer bölgelerden gelen yurttaşların itirazlarının; muhalefet partilerinin verdiği önergelerle birlikte tamamen göz ardı edildiğine dikkat çekti. Basın açıklaması şöyle devam etti:
Yandaş sektör temsilcileri ve sendikaların talepleri doğrultusunda iktidar milletvekillerince hazırlanmış yasa teklifi, tek bir noktası bile değiştirilmeden komisyondan geçirildi
Milli parkları, korunan alanları, sulak alanları, arkeolojik sitleri, özel çevre koruma bölgelerini, ormanları, kıyıları, meraları ve zeytinlikleri mevcut koruma statülerini hiçe sayarak maden ve enerji yatırımlarına açan bu teklifin, 24 Temmuz Salı günü Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi bekleniyor.
Anayasaya aykırı olan kanun teklifi, yaşam alanlarımıza, tarım alanlarımıza, doğal varlıklarımızın tamamına, suyumuza, toprağımıza, zeytinliklerimize ve en önemlisi küçük üreticilerin bağımsızlığına karşı planlanmış bir toprak gaspı yasasıdır.
Kanunun teklifi ile:
Yurttaşların tapularına rahatça el konulabilecek bir kara neoliberal düzenleme yapılıyor. Yerle bir edilen mülkiyet hakkıyla yasalar önündeki eşit yurttaşlık, tebalık seviyesine indiriliyor. Bu açıkça bir işgal yasasıdır.
“Süper İzin Yasası” olarak lanse edilen kanun teklifi ile ÇED ve diğer izin süreçlerinin kısaltılmasının arkasında yatan amaçlardan birinin de, yerli şirketler için olduğu kadar, iktidarın Birleşik Arap Emirliği, Çin gibi ülkelerle yaptığı enerji anlaşmaları doğrultusunda bu ülkelerin şirketlerine verilmiş taahhütler olduğu anlaşılıyor. Kanun teklifinin gerekçesinde “yerli ve milli” yatırımlara destek olunacağı belirtilse de aslında emperyalist bir sömürü yasası olduğu gerçeği de ortadadır.
İktidar bu kanun teklifi ile yurttaşa, en temel insan haklarına ve doğaya adeta savaş ilan etmiştir. Kanun teklifinin tek bir maddesi bile kabul edilemez. Kesinlikle geçit vermeyeceğiz! Biz, yurttaşlar olarak bu kanun teklifinin Meclis’ten geçmemesi için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. Toprağımızı vermeyeceğiz! İşgal, talan ve sömürü kanun teklifini geri çektireceğiz! Yaşamlarımıza ve doğaya yapılacak bu son büyük darbeyi engellemek üzere memleketin dört bir tarafından yola çıkıyor, 24 Haziran Salı günü saat 11’de Meclis’te buluşuyoruz. Aynı gün tüm illerde sokağa çıkıyoruz.
Tek yolumuz, birlikte mücadelemiz!
Sendika.Org